9. Hukuk Dairesi 2015/18314 E. , 2018/5795 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

9. Hukuk Dairesi 2015/18314 E. , 2018/5795 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : SENEDİN ÖDENDİĞİNİN TESPİTİ- TAKİBİN İPTALİ

Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonunda; senedin ve takibin iptaline ilişkin hükmün süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 20/03/2018 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına Avukat Mutlu Karaca geldi. Karşı taraf adına kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:

YARGITAY KARARI

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davalı/borçlunun müvekkilleri aleyhine kendisine borçlu olduklarından bahisle 20/03/2010 tanzim 26/03/2010 vade tarihli, 25.000,00 TL tutarlı bonoyu... 1. İcra Müdürlüğü' nün 2010/876 E. sayılı icra dosyası marifetiyle icra takibine koyduğunu, bono bedelinin müvekkilleri tarafından davalı/alacaklıya elden ödendiğini fakat davalı ve vekili tarafından bononun müvekkillerine geri verilmediğini, müvekkillerinden ...’in davalıya ait Şirketi zarara uğratmasından dolayı taraflar arasında 13/03/2010 tarihli bir uzlaşma protokolü imzalandığını, müvekkillerinin bu protokol kapsamındaki alacakları ödediğini, ödemenin yapıldığına dair ibraname verildiğini, ibranamenin protokole konu ödemelere ilişkin olmasına rağmen ödemesi yapılan senetlerin müvekkiline teslim edilmeyerek icra takibine konulduğunu iddia ederek, dava konusu 26/03/2010 vadeli 25.000,00 TL bedelli bononun ödendiğinin tespitine,... 1. İcra Müdürlüğü' nün 2013/876 E. sayılı icra takibinin tüm ferileri ile birlikte iptaline, haksız ve kötü niyetli davalının % 40 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacılardan ...' in müvekkiline ait iş yerinde çalışmakta iken emniyeti suistimal suretiyle yargılandığı davada suçu sabit görülen hırsızlık eylemi nedeniyle müvekkilinin sahibi olduğu firmayı 1.000.000,00 TL zarara uğrattığını, hırsızlık olayının ortaya çıkmasından sonra kendisiyle yapılan 16/03/2010 tarihli protokole göre sadece 2009 yılı itibariyle şirkete 500.000,00 TL zarar verdiğini kendisinin de kabul ettiğini, davacı vekilinin dile getirdiği 125.000,00 TL ödemenin senet ile ilgili olmadığını, ödenmiş ve davacıya iade edilmemiş bir senet olması gibi bir durumun söz konusu olmadığını, senet bedelinin ödendiğine dair dosyada hiçbir belge bulunmadığını, ödeme belgesi ve taraflar arasında yapılan protokolde senetten bahsedilmediğini savunarak, davanın reddine ve davacıların % 40 dan az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkeme, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanarak davacı ...'in yargılandığı... 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2010/494 esas sayılı dosyasının 18.10.2010 tarihli celse zaptından; davacı ...’in sanık olarak yargılandığı davada, “davalıya 50.000,00 TL nakit 25.000,00 TL’lik 3 adet senet olmak üzere toplam 125.000,00 TL’lik ödeme yaptığını” beyan ettiği; buna karşılık davalı vekilinin “sanığın beyan ettiği kısım ödenmiştir” şeklinde beyanda bulunduğunun anlaşıldığı, uzlaşma protokolünde kararlaştırılan miktarlar ve ödeme tarihleri ile takip konusu yapılan senetlerdeki miktarlar ve vade tarihlerinin aynı olduğu, davacı ...'in davalıya daha fazla zarar vermesinin Senedin bedelsizliğine bir etkisi olamayacağı, sözkonusu icra takibine konu bononun ödendiği, bu bononun tekrar takibe konulduğu ve davacılar tarafından tekrar icra dosyasına bu tutarın icra baskısı altında yatırıldığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
Uyuşmazlık;... 1. İcra Müdürlüğü’nün 2013/876 esas sayılı takip dosyasına konu 20.03.2010 tanzim ve 26.03.2010 vade tarihli, 25.000,00 TL. bedelli bono karşılığının takipten önce ödenip ödenmediği noktasında toplanmaktadır.
Davacı vekili; müvekkillerinden ...'in davalıya ait Şirketi zarara uğratmasından mütevellit taraflar arasında,16.03.2010 tarihli bir uzlaşma protokolü tesis edildiğini ve bu protokole göre müvekkillerinin davalıya 50.000,00.TL.nakit ödeme yaptığını ve bunun yanısıra her biri 25.000,00.TL.tutarlı, 26.03 20l0 (işbu dava konusu ) ve 31.03.2010 vade tarihli (başka bir istirdat davasına konu) iki adet bonoyu imzaladığını, asıl borçlusu ... ve kefilleri de ...ile ... olan bu senetlerin, uzlaşma protokolü sonrası davalıya elden ödendiği ve bu ödeme sonrası davalı ... tarafından, vekili Av. ...'ın ofisinde yapılan ödeme sonrası, ıslak imzasını taşıyan, ...'den, şimdilik 125.000,00.TL. tahsil edildiği beyanını içeren bir ibraname verdiğini, bu ibranamenin, taraflar arasında tesis edilen.16.03.2010 tarihli protokole konu ödemeleri içerir ibraname olduğu, davalı ve vekili Av. ... müvekkillerinin hulus ve saffetinden yararlanarak senetleri müvekkillerine teslim etmediğini, hatta 31.03.2010 vade tarihli 25.000,00.TL.bono üzerinde tahrifat yapılarak bu senedin 225.000,00.TL.olarak... l. İcra Müdürlüğü’nün 2010/8208 esas sayılı icra dosyasına konu edildiğini, tahrifat iddialarını inceleyen,... l. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2010/532 esas sayılı ilamı ile, 25.000,00.TL.tutarlı senedin başına sonradan başka bir kalem ile iki rakamı eklenerek, senedin, 225.000,00.TL. olarak tahrifata uğradığının tespit edildiği, Yargıtayca onanan iş bu ilamla, icra takibinin 200.000,00. TL.sinin iptal edildiğini ve kalan bakiyenin de Ocak 2013 tarih itibarıyla ödendiğini iddia ederek takibin iptali talebinde bulunmuştur.
Dosya içeriğindeki 16.03.2010 tarihli uzlaşma protokolünde davacı ...’in davalı ...’ın yetkilisi bulunduğu ...Plastik Paz.San.ve Tic.Ltd.Şti. ünvanlı işyerinde “satış temsilcisi” olarak çalıştığı sırada işverenin bilgisi dışında düşük bedelle faturasız ve irsaliyesiz satış yapmak suretiyle işvereni zarara uğrattığı iddiasıyla yapılan şikayet üzerine... Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2010/6520 soruşturma numaralı dosyası ile soruşturma başlatıldığı ve soruşturma konusu zarar ile ilgili olarak taraflar arasında 16.03.2010 tarihli uzlaşma protokolünün düzenlendiği, bu protokol gereğince davalı vekili tarafından davacı ... ile işbirliği yaptığı üçüncü kişilerin müvekkili olan firmayı 2009 yılı kayıtlarına göre 500.000,00 TL zarara uğrattığını, 2008 ve 2010 yılına ait incelemelerin devam ettiğinin belirtildiği; buna karşılık davacı ... ile yakınlarının firmanın zararının 100.000,00 TL’lik kısmını ödeyeceklerini beyan ettikleri; söz konusu bedelin 50.000,00 TL’lik kısmının derhal nakit olarak davalı vekiline ödendiği, kalan 25.000,00 TL’lik bölümünün en geç 26.03.2010 tarihine kadar; 25.000,00 TL’lik bölümünün ise 31.03.2010 tarihinde ödeneceğinin kararlaştırıldığı ve bu borçtan davacı ... ile birlikte diğer davacılar ... ve ...’in de müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunun belirtildiği görülmektedir.
Davanın konusu, davacının iddiası ve Mahkemenin kabul gerekçesi nazara alındığında uyuşmazlığın aydınlatılabilmesi için “Ümraniye Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2010/6520 Hz. sayılı hırsızlık soruşturmasına konu zararlara istinaden sanık ...’den şimdilik kısmî 125.000,00.TL. alınmıştır.” beyanını içeren ibranamenin takip konusu bono bedelinin ödendiğinin ispatı için yeterli olup olmadığı hususunun açıklığa kavuşturulması gereklidir.
16.03.2010 tarihli uzlaşma protokolünün konusunun 2009 yılı itibariyle Şirkete verildiği tespit olunan 500.000,00 TL. zarara ilişkin olup, bu esnada Şirketin 2008 ve 2010 yıllarına ilişkin zarar incelemelerinin devam ettiği, şüphelilerden davacının tespiti yapılan zararın sadece 100.000,00 TL. kısmının ödeyeceğini taahhüt ederek, bu bedelin 50.000,00 TL.’lik kısmının derhal nakit olarak ödendiği açıklanarak, kalan kısmının ise 25.000,00 TL. tutarlar ile 26.03.2010 ve 31.03.2010 tarihlerinde ödeneceğinin kararlaştırıldığı anlaşılmıştır. Takip konusu bononun tanzim tarihi ise 20.03.2010 olup, uzlaşma protokolünün imzalandığı an itibariyle protokole konu ödenmeyen bakiye meblağ ise 50.000 TL. dir. Davacının bono konusu bedelin ödendiğini ispat için dayandığı ibranamedeki tutar ise 125.000,00.TL. olup, bu miktar uzlaşma protokolüne konu bedel ile örtüşmediği gibi protokolün imza tarihi ile bonoların tanzim tarihleri de aynı değildir.
Nitekim, davacının aynı şekilde söz konusu uzlaşma protokolü kapsamında alınıp ödenmesine rağmen iade edilmediğini iddia ettiği başka bir uyuşmazlık konusu 20.03.2010 tanzim ve 31.03.2010 vade tarihli, 25.000,00 TL. (tahrifat nedeni ile 225.000,00) bedelli bononun iptali istemiyle açtığı davada da, iddiasının ispatı için bu davadaki 125.000,00.TL. ödeme belgesine dayanılmış, ancak bu delil ispat için yeterli görülmemiş, neticeten takibin tahrifat yapılan 200.000,00 TL. yönünden iptaline ve 25.000,00 TL. yönünden ise devamına karar verilmiş ve bu karar Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 27.03.2012 tarihli ve 2011/24709 esas sayılı ilamı ile de onanmıştır.
Mevcut bu delil durumu itibariyle yukarıda yapılan saptamalara göre; takibe konu bononun daha önce ödendiği ispatlanmadığından davanın reddi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, davalı yararına takdir edilen 1.630.00 TL. duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 20/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.


Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön