9. Hukuk Dairesi 2017/28241 E. , 2018/3359 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

9. Hukuk Dairesi 2017/28241 E. , 2018/3359 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

DAVA : Davacı, daimi kadroya geçişi sırasında intibakının hatalı yapıldığının tespiti ile derece ve kademesinin tespiti ve ücret farkı, yıpranma prim farkı, yasal ilave tediye farkı, akdi ilave tediye farkı alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının Köy Hizmetleri İl Müdürlüğünde mevsimlik işçi olarak göreve başladığı tarihten daimi kadroya alındığı tarihe kadar geçen daimi kadroya alınmadan önceki çalışma süresinin kadroya alındığı tarihte derece, kademe ve ücretinin belirlenmesinde dikkate alınmadığını, bu durumda aynı işi yapan işçiler ile arasında derece ve ücret farkı oluştuğunu iddia ederek, geçici mevsimlik işçi olarak işe başladığı tarihten daimi statüye geçtiği tarihe kadar olan hizmet süresinin hesaplanarak belirlenecek derecede ve kademede intibakının yapılması ile ücret farkı, yıpranma prim farkı, yasal ilave tediye farkı, akdi ilave tediye farkı alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, öncelikle zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesini istediklerini, Toplu İş Sözleşmesinin yürürlük tarihinden önce emekli olan ve bu nedenle 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununun 19. maddesinin 6. fıkrası uyarınca sendika üyeliği sona eren işçilerin intibak düzenlemesinden yararlanamayacaklarının hukuken açık olduğunu, Toplu İş Sözleşmesinin yürürlük tarihinden sonra emekli olanların intibak işlemlerinin yapılarak gerekli ödemeleri yaptıklarını savunarak, haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C) Yargılama Süreci ve Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece bozma öncesi yapılan yargılama neticesinde davanın reddine karar verilmiştir.
Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiş ve Yargıtay 7. Hukuk Dairesi'nce yapılan temyiz incelemesi sonucunda bozulmuştur.
Bozma ilamında, '...davacının kadroya geçirilmeden evvelki çalışmalarının çalışma süresine dahil edilmesi suretiyle derece ve kademesinin belirlenerek eğer var ise fark alacaklarının hüküm altına alınması gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu' belirtilmiş, mahkemece bozmaya direnilmiştir.
Mahkemenin direnme kararı Hukuk Genel Kurulu’nun 11.11.2015 tarih, 2015/7-1117 Esas, 2015/2543 Karar sayılı kararı ile, “...tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.” gerekçesi ile bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Bozmadan sonra verilen kararı yasal süresi içinde davalı Belediye Başkanlığı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dava tarihinin 13/01/2014 olmasına rağmen gerekçeli karar başlığında 11/02/2016 olarak yazılması mahallinde düzeltilebilir maddi hata olduğundan bozma nedeni yapılmamıştır.
2-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
3-Açılan dava belirsiz alacak davası türlerinden kısmi eda külli tespit davası niteliğindendir. Bu tür davalarda kısmi miktarın tahsili ile kalan miktarın tespitine karar verilir. Ayrıca bu dava türünde tahsil amaçlı belirsiz alacak davasında olduğu gibi talep arttırım dilekçesi verilemez. Davacı bozmadan sonra ıslah niteliğinde bu şekilde talep arttırım dilekçesi vermiştir.
Bozmadan sonra ıslah yapılıp yapılamayacağı hususunda Yargıtay Hukuk Daireleri arasındaki içtihat uyuşmazlığının giderilmesi amacı ile içtihatların birleştirilmesi gündeme gelmiş, konu Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulunda değerlendirilmiş ve Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulu'nun 06/05/2016 tarih ve 2015/1 E. 2016/1 K. sayılı kararı ile “Her ne sebeple verilirse verilsin bozmadan sonra ıslah yapılamayacağına dair 04/02/1948 tarih ve 1944/10 E. 1948/3 K. sayılı YİBK. nın değiştirilmesine gerek olmadığına” karar verilmiştir.
Yargıtay Kanunu'nun 45/5. maddesi “İçtihadı birleştirme kararlarının benzer hukuki konularda Yargıtay Genel Kurullarını, Dairelerini ve Adliye Mahkemelerini bağlayacağı “ hükmünü içermektedir.
Yargıtay Kanunu'nun 45/5. maddesi karşısında Dairemizce, Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulu'nun bozmadan sonra ıslah yapılamayacağına ilişkin 06/05/2016 tarih ve 2015/1 E. 2016/1 K. sayılı kararına uygun karar verilmesi gerekmiştir.
Bozma sonrası ıslah olmayacağından mahkemece alınan dilekçeye itibar edilerek karar verilmesi hatalı olup, talep edilen miktarın tahsili, kalan miktarın tespiti ile yetinilmesi gerekmektedir.
4-Kabule göre, dava kısmi eda külli tespit talepli belirsiz alacak davası niteliğinde olup, hükmedilen alacaklarda faiz başlangıcı yönünden dava ve ıslah ayrımı yapılması gerekirken alacakların tamamı için dava tarihinden itibaren işleyecek faize karar verilmesi de hatalıdır.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 19/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön