9. Hukuk Dairesi 2017/28048 E. , 2018/2020 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine, işe iadesine ve yasal sonuçlarına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili müvekkilinin 2013-2015 yılları arasında Otopark Görevlisi olarak davalı işyerinde çalıştığını, iş akdinin haklı ve geçerli bir neden olmaksızın davalı tarafından feshedildiğini ileri sürerek davalı işveren yönünden, İş Yasasının 21. maddesi gereğince iş akdinin feshinin geçersizliğinin tespiti ile müvekkilin işe iadesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili müvekkili şirkette 30 işçinin altında işçi çalıştırıldığından davacı işçinin herhangi bir iş güvencesine sahip bulunmadığını, zamanaşımı itirazlarının olduğunu, esas yönünden ise; iş akdinin davacının kabulüyle sonlandırıldığını, davaya konu işyerinde davacının da içinde bulunduğu çalışanların şirket merkezi ve yöneticilerinin bilgisi haricinde vale hizmeti verdiklerini ve toplanan parayı kendi aralarında paylaştıklarını, bu tespit üzerine ilgili personel hakkında işlem yapıldığını ileri sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece davacının çalıştığı sırada görev tanımında olmayan “vale” hizmetini vermesi ve bundan çıkar sağlaması gerekçesi ile işverenin güvenini kötüye kullanmak doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlar gibi haklı nedenlerle feshedildiğinin anlaşıldığı, dava konusu olayda iş akdinin davacının kabulüyle sonlandırıldığı, davacının da içinde bulunduğu çalışanların şirket merkezi ve yöneticilerinin bilgisi haricinde vale hizmeti verdikleri ve toplanan parayı kendi aralarında paylaştıklarının sabit olması karşısında davacının eyleminin işverenin güvenini kötüye kullanma anlamına geleceği feshin geçerli olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
Öncelikle davalı, davacının çalıştığı işyerinde fesih tarihinde 14 çalışan olduğu, iş güvencesi için en az 30 işçi çalışma şartının gerçekleşmediği savunulmuşsa da, ancak Türkiye genelinde aynı işkolunda çalışan sayısının 30’un üzerinde olduğunun anlaşılmasına göre bu savunmaya itibar edilmemiştir.
Mahkemece yukarıda gerekçeyle davanın reddine karar verilmişse de,
4857 sayılı İş Kanunu'nun 19. maddesi uyarınca aynı yasanın 18. maddesi kapsamında kalan işçinin iş sözleşmesinin geçerli nedenle feshetmek isteyen işveren, fesih bildirimini yazılı olarak yapmak ve fesih sebebini açık ve kesin bir şekilde belirtmek zorundadır. Yazılı fesih bildiriminin de, fesih sebebini açık ve kesin bir şekilde içermesi zorunludur.
Yazılı şekil, ayrıca açıklık, aleniyet ve ispat fonksiyonu haizdir. Yazılı şekil, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18’inci maddesi uyarınca yapılacak fesihler için geçerlilik şartı olarak aranmaktadır. Madde uyarınca, işveren fesih bildirimini yazılı yapmak zorunda olduğu gibi fesih sebeplerini de yazılı olarak göstermek zorundadır. Buna karşılık, aynı Kanun’un 25’inci maddesinde öngörülen işverenin haklı nedenle derhal feshinde yazılı şekil şartı aranmamaktadır. “Geçerli bir sebep” yazılı fesih bildirimi ile belirtme zorunluluğu, “iş güvencesi kapsamı içindeki işçiler için zorunludur. (Dairemizin 23.06.2008 gün ve 2007/41025 Esas, 2008/17104 Karar sayılı ilamı).
Fesih beyanı, İş Kanunu’nun 19’uncu maddesinde öngörüldüğü şekilde yazılı olarak kaleme alınmakla geçerli fesih için gerekli olan bütün şartlar yerine getirilmiş olmaz. Söz konusu beyanın, bu haliyle, yani yasal geçerlilik şartına uygun aslının da muhataba (işçiye) ulaşması zorunludur.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 19’uncu maddesinde öngörülen yazılı şekil şartına uymamak feshi geçersiz kılar. Yazılı fesih bildiriminde, fesih açık ve kesin sebebinin gösterilmemesi, İş Kanunu’nun 20’nci maddesi anlamında feshin geçersizliği sonucunu doğurur. (Dairemizin 15.09.2008 gün ve 2008/1011 Esas, 2008/23499 Karar sayılı ilamı).
Sadece fesih bildiriminin değil fesih sebeplerinin de yazılı olması ve işverence fesih bildirimi ile gerekçelerini kapsayacak şekilde altının imzalanması gerekir. İşveren, fesih bildiriminde gösterdiği fesih sebebi ile bağlıdır. İşe iade davasındaki savunmasında ilaveten başka bir sebep ileri süremeyeceği gibi bu sebepten farklı bir sebebe dayanamaz.
Somut uyuşmazlıkta davalı tarafça dosyaya sunulan ibranamede davacıya kıdem ve ihbar tazminatlarına ilişkin ödeme yapıldığının yazdığı ve davacının işten çıkış kodu da “4” (işverenin iş sözleşmesini haklı neden bildirmeden feshi) olarak gösterildiği görülmektedir. Ancak davacının iş sözleşmesi yazılı fesih bildirimi yapılmadan feshedilmiştir. Davalı vekili davacının imzaladığı ibranameye dayanmaktaysa da, ibraname yazılı fesih bildiriminin yerine geçen bir belge olarak değerlendirilemez. Yine ortaklar kurulunun fesih konusunda karar aldığını savunulmuşsa da, ortaklar kurulu kararının davacıya tebliğine ilişkin bir belge sunulmamıştır. Buna göre davalı işverenin davacı işçinin iş sözleşmesini 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesi uyarınca feshettiği, ancak fesih bildirimin yazılı yapılmadığı, anlaşıldığından davanın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesi hatalıdır.
4857 sayılı İş Yasasının 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:
Yukarda açıklanan gerekçe ile;
1. Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. Feshin GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının İŞE İADESİNE,
3. Davacının yasal süre içinde başvurusuna rağmen davalı işverence süresi içinde işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının davacının kıdemi, fesih nedeni dikkate alınarak takdiren davacının 4 aylık brüt ücreti tutarında BELİRLENMESİNE,
4. Davacı işçinin işe iadesi için işverene süresi içinde müracaatı halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aya kadar ücret ve diğer haklarının davalıdan tahsilinin GEREKTİĞİNE,
5. Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
6. Davacının yaptığı 274.52 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
7. Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre belirlenen 2.180,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8. Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgilisine iadesine,
Kesin olarak oybirliği ile 08/02/2018 günü karar verildi.
9. Hukuk Dairesi 2017/28048 E. , 2018/2020 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 21 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 20 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 206 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 146 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 147 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 174 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat