9. Hukuk Dairesi 2019/3960 E. , 2019/21718 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 25. HUKUK DAİRESİ
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine, işe iadesine ve yasal sonuçlarına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin red kararına karşı davacı avukatı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
... Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi davacı avukatının istinaf başvurusunu esastan kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar vermiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi'nin kararı süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı iş yerinde 14/04/1998 - 31/07/2012 tarihleri ve 01/08/2012 - 15/07/2016 tarihleri arasında kaynakçı olarak çalıştığını, davalı firmada 18 yıldan uzun süre çalışan müvekkilinin davalı iş yerinde çalışkanlığı ve iş disiplini ile tanınan birisi olduğunu, davalı tarafın iş akdinin fesih bildiriminde düzenlenen bir rapor neticesinde müvekkili ile birlikte 3 kişiyi işten çıkarttığını, ancak aynı rapora istinaden diğer 4 mühendislik departmanının ise işten çıkartılmadığını, sadece ihtar verildiğini, 15/07/2016 tarihli iş akdi fesih bildiriminde müvekkiline isnat edilen suçlamaların soyut olduğunu, ayrıca ileri sürülen iddiaların bir kısmının ise iş akdinin fesih için geçerli ve haklı sebepler olmadığının da ortada olduğunu, fesih bildiriminde davalı işverenin müvekkilini kayıt dışı çalıştığından bahisle işten çıkardığının yazılı olduğunu, müvekkilinin davalı işveren firma yetkililerinden, amirlerinden almış olduğu emir ve talimatlar doğrultusunda iş yerindeki çalışmalarını sürdürdüğünü ve iş görme borcunu yerine getirdiğini, müvekkilinin iş yerinde kart basmadan yapmış olduğu fazla mesailerinin davalı tarafın ücret bordrolarında göstermediğini iddia ederek haksız olarak işten çıkartılan müvekkilinin işe iadesine, müvekkilinin yasal süresinde müracaatı halinde 4 aylık ücret ve diğer haklarının ödenmesine, müvekkilinin yasal süresi içerisinde müracaatı halinde işe başlatılmaması durumunda 8 aylık ücreti tutarına kadar işe başlatmama tazminatı ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının müvekkili davalı şirkette 3 dönem çalıştığını, ilk çalışmasının ekonomik nedenlerle geçerli sebeple feshedildiğini, ikinci çalışmasının emeklilik nedeniyle feshedildiğini ve en son davacının 01/08/2012 davalı şirketle iş sözleşmesi imzalamak suretiyle üçüncü dönem çalışmasına başladığını, davacının bu çalışma dönemini ise 15/07/2016 tarihi itibariyle ahlâk ve iyi niyet kurallarına uymayan ve usulsüz davranışları nedeniyle sona erdirildiğini savunarak, davacının iş akdinin 4857 Sayılı İş Kanunun 25/II-e bendine istinaden yasalara uygun bir şekilde haklı nedene dayanılarak feshedilmesi nedeniyle açmış olduğu işe iade davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C) İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk derece mahkemesince, tüm dosya kapsamı, tarafların yazılı ve sözlü beyanları, tanık anlatımları, mahallinde yapılan keşif ve keşif sonrasında alınan bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirilerek; davalı iş yerinde kart okutma sistemi olduğu ve işe giriş çıkışlarda bir kart , iş başı yapıldığında ise bir kart okunarak çalışıldığı, bunun davacının da kabulüne olduğu , işçinin yapmış olduğu çalışma saatlerinin kart sistemi üzerinden tespit edilerek işçiye yapmış olduğu fazla mesai var ise bunun karşılığının ödendiğinin anlaşıldığı, davalı iş yerinde davacının çalışmış olduğu fabrikanın müdürü... tarafından davalı fabrikaya kaçak boru hattı çekildiği ve bu hattın çalıştırılmasında davacının da çalıştığının sabit olduğu, davacı iddiasında yapmış olduğu mesailerin fabrika müdürünün emri ile yaptığını bu nedenle iş akdinin feshedilmesinin haksız olduğunu belirttiği, davacının davalı şirketteki çalışma süresi, davalı iş yerinde uygulanan toplu iş sözleşmesi içeriği ve iş yerinde işe başlarken kart okutması gerektiğini bildiğine ilişkin ikrarı hep birlikte değerlendirildiğinde, davacının kayıt dışı çalıştığı günlerin iş yeri kurallarına aykırı olduğunu bilmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, bu çalışmalara ilişkin davalı yönetime, sendika yetkililerine bildirimde bulunabilecekken yaklaşık 3 sene kadar bu şekilde çalışmaya devam ettiği, davacının kaçak olarak çalıştığı sürenin fazlalığı değerlendirildiğinde ise davacının iyi niyetinden bahsedilemeyeceği, bu nedenle davacının iyi niyetli olmadığı, iş yeri kurallarına açıkça karşı geldiğinin anlaşılmış olduğu, davacının iş akdinin haklı nedenle feshedildiği belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir.
D) İstinaf başvurusu :
İlk derece mahkemesinin kararına karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
E) Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
Bölge Adliye Mahkemesince; Davacının, mühendislik bölümünde inşaat işlerinde çalışan gösterilen işleri yapan bir işçi olduğu, feshe konu olayların gerçekleştiği noktanın da iş yeri içinde bulunduğu, fabrika yönetiminin karar ve tasarrufları hakkında görevi ve niteliği itibariyle doğrudan bilgi sahibi olmayan, yapılan işin iş yeri için ya da iş yeri dışı yasal yetkililerin inisiyatifi ile yapılıp yapılmadığını değerlendiremeyecek durumda olan davacının, feshe dayanak olaydan sorumlu tutulmasının hakkaniyete ve olağan çalışma hayatına aykırı olduğu, zira gerçekte hukuka aykırı olan bu durumun 3-4 yıl devam ettiğinin tanıklarca da ifade edildiğini, işçinin, meydana gelen hukuka aykırı durumun sonuçlarının üst yetkililer tarafından telafi edildiğini ya da karşılandığını düşünebilmekte olduğunu, bu faaliyetle ilgili bürokratik işlemlerin ne şeklide yürütüldüğünü bilecek pozisyonda da olmadığını, feshe dayanak olay nedeniyle davacının haksız kazanç sağlamasının da söz konusu olmadığını, davacıya yapılan ödemenin sadece fazla çalışmasının karşılığı olduğunu, hizmet akdiyle çalışan bir kişinin yaptığı fazla çalışmaların karşılığını almaması diye bir şeyin düşünülemeyeceğini, çalışmaların kayıt altına alınıp, alınmamasının öncelikle işverenin ve yetkili birimlerin sorumlulukları kapsamında olduğunu, böylece davalının yaptığı feshin haklı bir fesih olmadığının anlaşılması ile, davacının davasının kabulüne ve işe iadesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varıldığı belirtilerek yerel mahkemenin kararının kaldırılmasına ve davacının işe iadesine karar verilmiştir.
F) Temyiz başvurusu :
Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararına karşı davalı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
G) Gerekçe:
Tüm dosya kapsamı, tarafların yazılı ve sözlü beyanları, tanık anlatımları, bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğinde; davalı iş yerinde kart okutma sistemi olduğu ve davacının da kabulünde olduğu üzere işe giriş çıkışlarda bir kart ve iş başı yapıldığında ise bir kart okunarak çalışıldığı, işçinin yaptığı çalışma saatlerinin kart sistemi üzerinden tespit edilerek işçinin yaptığı fazla mesai var ise bunun karşılığının ödendiği anlaşılmıştır.
Davalı iş yerinde davacının çalıştığı fabrikanın müdürü... tarafından davalı fabrikaya kaçak boru hattı çekildiği ve bu hattın çalıştırılmasında davacının da çalıştığı sabittir. Davacı iddiasında yaptığı mesailerin fabrika müdürünün emri ile yaptığını bu nedenle iş akdinin feshedilmesinin haksız olduğunu savunmuştur. Davacının davalı şirketteki çalışma süresi, davalı iş yerinde uygulanan toplu iş sözleşmesi içeriği ve iş yerinde işe başlarken kart okutması gerektiğini bildiğine ilişkin ikrarı hep birlikte değerlendirildiğinde, davacının kayıt dışı çalıştığı günlerin iş yeri kurallarına aykırı olduğunu bilmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, bu çalışmalara ilişkin davalı yönetime, sendika yetkililerine bildirimde bulunabilecekken yaklaşık 3 sene kadar bu şekilde çalışmaya devam ettiği, davacının kaçak olarak çalıştığı sürenin fazlalığı değerlendirildiğinde ise davacının iyi niyetinden bahsedilemeyeceği, bu nedenle davacının iyi niyetli olmadığı, iş yeri kurallarına açıkça karşı geldiği ve davacının davranışının işverenin güvenini kötüye kullanmak olup, davacının iş akdinin haklı nedenle feshedildiği bu nedenle davacının davasının reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalıdır.
4857 sayılı İş Yasa'sının 20/3 maddesi ve 6100 sayılı HMK’nın 373. maddeleri uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H- SONUÇ :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.Bölge Adliye Mahkemesi ile İlk Derece Mahkemesinin kararlarının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. Davanın REDDİNE,
3. Alınması gereken 44,40 TL karar harcından peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 15,20 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4. Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5.Davalının bu dosya için yaptığı 157,90 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
6. Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca belirlenen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7. Artan gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
8. Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgilisine iadesine,
9. Dava dosyasının İlk Derece Mahkemesi'ne, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine,
Kesin olarak 04.12.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
9. Hukuk Dairesi 2019/3960 E. , 2019/21718 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 51 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 43 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 24 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 25 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 37 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 25 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 25 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 24 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 59 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat