9. Hukuk Dairesi 2019/7387 E. , 2019/20467 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ : BURSA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 9. HUKUK DAİRESİ
MAHKEMESİ : BURSA 5. İŞ MAHKEMESİ
YARGITAY KARARI
Dairemizin “Uyuşmazlık; davacının, hangi tarihteki ücretinin sendikal tazminat hesabında dikkate alınacağı noktasında toplanmaktadır.
Sendikal tazminat, İş Kanunu'nun 21. maddesinde düzenlenen iş güvencesi tazminatından farklı ve bağımsız bir tazminat türü olup, işçinin işe başvurusu veya işe başlatılıp, başlatılmaması şartlarına bağlı değildir.
Bu nedenle, davacının geçersizliğine hükmedilen fesih tarihindeki çıplak ücreti yerine, işe başlatılmadığı tarihteki ücreti esas alınarak hesaplama yapılan bilirkişi raporuna istinaden, sendikal tazminatın hüküm altına alınması hatalıdır.
Nitekim, aynı davalıya karşı açılan ve Dairemizce aynı gün temyiz incelemesi yapılan benzer davalarda da farklı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince bu hususunda gözetilerek, davalının istinaf başvurusunun bu yönü ile de yerinde olduğu kabul edilmiştir.” gerekçesi ile verdiği bozma kararı usul ve yasaya uygundur.
Bölge Adliye Mahkemesince de bozmanın esasının doğru olduğu kabul edilmiş, ancak bozma sonucunu doğuran nedenin istinafta ileri sürülmemesi ve kamu düzenine ilişkin olmaması, hatta temyiz nedeni dahi yapılmaması hasebiyle resen nazara alınmadığı gerekçesiyle direnilmiş ise de bu gerekçe usule ve yasaya aykırıdır. Zira;
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), hukuk devletinin aslî unsurları arasında yer alan hukukî belirlilik ve güvenlik ilkesi hukukî durumlarda belirli bir istikrarı temin etmekte ve kişilerin mahkemelere güveninde katkıda bulunmaktadır. Birbiriyle uyuşmayan mahkeme kararlarının sürüp gitmesi yargı sistemine itimadı azaltarak yargısal belirsizliğe yol açabilir (Nejdet Şahin ve Perihan Şahin/Türkiye B. No: 13279/05, 20/10/2011, & 57). AİHM, yargısal uygulamalardaki istikrarsızlığın yol açtığı hukukî belirsizliklerin ve kararlar arasındaki farklılığı giderecek mekanizmaların bulunmamasının adil yargılanma hakkının zedeleyeceğinin altını çizmektedir ((Nejdet Şahin ve Perihan Şahin/Türkiye & 54). AİHM’e göre, devletin hukuk sistemini uyumsuz yargısal kararlar vermesini önleyecek şekilde biçimlendirme yükümlülüğü bulunmaktadır (Nejdet Şahin ve Perihan Şahin/Türkiye &55).
Anayasa Mahkemesi’de bireysel başvurularda, AİHM’in yukarıda belirtilen veya benzeri kararlarına da atıf yaparak adil yargılanma hakkının, uyuşmazlıkların çözümlenmesinde hukuk devleti ilkesinin gözetilmesini gerektirdiği, Anayasa'nın 2. maddesinde Cumhuriyetin nitelikleri arasında sayılan hukuk devletinin, Anayasa'nın tüm maddelerinin yorumlanması ve uygulanmasında gözönünde bulundurulması zorunlu olan bir ilke olduğu ve bu noktada hukuk devletinin gereklerinden birini de hukuk güvenliği ilkesi oluşturduğunu vurgulamaktadır (Anayasa Mahkemesi’nin 21/11/2017 tarihli ve 2014/19341 başvuru numaralı kararı).
Bu kapsamda, direnmeye konu bozma ilamının temyiz incelemesi emsal dava dosyaları ile birlikte yapılmış ve aynı gün bir kısım dosyalar (örneğin 2018/3557, 2018/5858, 2018/5359, 2018/7068 esas sayılı dosyalar) onanmış, direnmeye konusu dosyanın da içinde yer aldığı bir kısım dosyalar ise uygulamadaki istikrarın sağlanması için temyiz nedeni ile bağlı kalınmaksızın bozulmuştur. Nitekim bu duruma bozma ilamlarında da işaret edilmiştir. Dairemizin temyiz denetiminde izlediği bu yöntem Anayasal ilkelerin gözetilmesinin, aynı zamanda AİHM ve AYM içtihatlarının dikkate alınmasının sonucu olup, kamu düzeninin de gereğidir.
Ayrıca 6100 sayılı Kanun’un 355 inci maddesinde Bölge Adliye Mahkemesince incelemenin, kamu düzenine aykırılık gördüğü haller dışında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı düzenlemesine yer verilmesine karşın, 369 uncu maddesinde Yargıtay’ın tarafların ileri sürdükleri temyiz sebepleriyle bağlı olmayıp, kanunun açık hükmüne aykırı gördüğü diğer hususları da inceleyebileceği düzenlemesine yer verilmiştir.
Mevcut bu yasal düzenlemeler, AİHM ve AYM içtihatları ile kamu düzeni gözetilerek Dairemizin verdiği bozma ilamına karşı verilen direnmenin dayanakları isabetsiz olduğu gibi Bölge Adliye Mahkemesinin yetkisi dahilinde olmayan temyiz dilekçesinin içeriğini de direnmeye gerekçe gösteremeyeceğinin ve bu nedenlerle direnmeye elverişli oluşturulan bir gerekçenin de bulunmadığının gözetilmesine göre direnmenin yerinde olmadığı anlaşıldığından, temyiz incelemesinin yapılmak üzere dosyanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 4. maddesinin birinci ve dördüncü fıkraları uyarınca yetkili ve görevli Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’na GÖNDERİLMESİNE, 20.11.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
9. Hukuk Dairesi 2019/7387 E. , 2019/20467 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 28 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 46 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 21 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 49 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 26 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 115 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 50 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 50 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 30 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 35 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat