9. Hukuk Dairesi 2016/7701 E. , 2019/18051 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

9. Hukuk Dairesi 2016/7701 E. , 2019/18051 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ


Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı-karşı davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı-karşı davalı vekili, müvekkilinin davalı firmada 2010 yılı Nisan ayının 15’inde işe başladığını, davacının gıda toptancısı olan firmada “market ve bakkallara gıda dağıtımı işiyle” uğraştığını, davacının haftada 6 gün 06:30-19:00 arasında çalışmakta olduğunu, sayım ve hesap günlerinde ayda 4 gün saat 22:00’a kadar çalışmakta olduğunu, davacının ücretinin aylık 2.500,00 TL olduğunu, davacının çalıştığı döneme ilişkin asgari geçim indirimi alamadığını, davacının günlük, haftalık ve aylık çalışma günlerini aşar nitelikte fazla çalışma yapmakta olduğunu, fazla mesai ücretlerinin ödenmediğini, davacının ücretli izin haklarını kullanmadığını, davacının son 3 aylık ücretinin asgari ücret dışında kalan kısmını alamadığını, davacının tüm genel tatillerde çalıştığını, davacının 12.04.2013 tarihinde işten çıkarıldığını ileri sürerek, kıdem, ihbar tazminatları ile ücret, fazla mesai ücreti, ulusal bayram genel tatil ücreti, asgari geçim indirimi ve yıllık izin ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı-karşı davacı vekili, davacının dava dilekçesindeki iddialarının gerçek dışı olduğunu, davacı-karşı davalının sevk ve yönetimindeki araçta 11.03.2013 ve 05.04.2013 tarihlerinde şirket yetkilileri tarafından yapılan sayım ve ölçümlerde 50,58 TL + 146,42 TL olmak üzere toplam 197,00 TL tutarında mal açığı tespit edildiğini ve keyfiyet şirket görevlileri tarafından iki ayrı tutanakla tespit olunarak imza altına alındığını, bu tutanakların davacı-karşı davalıya tebliğ olunduğunu, davalı şirketin yerleşik uygulamaları gereği davacı-karşı davalının zimmetinde bulunan malda açık çıkması halinde davalı şirketçe kendisine yöneltebilecek her türlü maddi talebi bila itiraz karşılayacağını taahhüt ettiğini ve herhangi bir baskı olmaksızın hür iradesi ile imzalamış olduğunu, davacı- karşı davalının mal açığına kesinlikle itiraz etmediğini, olayı sadece susmakla geçiştirdiğini, davacı-karşı davalının, davalı karşı davacı şirket nezdindeki çalışmasını hiçbir haklı ve geçerli hukuki neden göstermeksizin 12.04.2013 tarihinde kendi tek yanlı iradesi ile sona erdirdiğini ve işyerini keyfi bir şekilde terk ettiğini savunarak davanın reddini, karşı davada ise ihbar tazminatı alacağının davacıdan tahsilini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının dosyada yer alan çalıştığı firmadan hak ve alacağının kalmadığını beyan ederek imzaladığı dilekçenin tarihinin 05.04.2013 olduğu, 05.04.2013 tarihinde saat 08:05’de yapılan sayımda 146,42 TL’lik bedelin eksik olduğuna dair tutulmuş tutanağın bulunduğu, bu hususun işçinin tespiti yapılan eksik bedel nedeni ile işten çıkarıldığına delalet ettiği, davacının 2 yılı aşkın kıdemi gözetildiğinde sebepsiz istifasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, hususları karşısında davacı işçinin istifa ettiğinin ispatının tek davalı tanığının soyut beyanına dayandırıldığı hususları birlikte değerlendirilerek davacı işçinin istifa ettiği net olarak ispatlanamadığı, davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı gerekçesiyle, asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı-karşı davacı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı-karşı davacı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
Satış temsilcilerinin fazla çalışma yapıp yapmadıkları hususu, günlük faaliyet planları ile iş çizelgeleri de dikkate alınarak belirlenmelidir. Satış temsilcileri genelde belli hedeflerin gerçekleşmesine bağlı olarak prim karşılığı çalışmaktadırlar. Prim, çalışanı özendirici ve ödüllendirici bir ücret ödemesi olup işverence işçiye garanti edilmiş bir temel ücretin üzerine belirli bir usule bağlı olarak ödenen ek bir ücrettir. İşverenin istek ve değerlendirmesine bağlı olabileceği gibi, sözleşme gereği olarak da verilebilir. Fazla mesai ise kural olarak 4857 sayılı İş Kanunu’na göre, kanunda yazılı şartlar çerçevesinde, haftalık 45 saati aşan çalışmalardır. İşçi fazla mesai yapsın yapmasın prim ödemesi var ise bu ek ücrete hak kazanır. Ancak ister gezerek, isterse işyerinde çalışsın satış temsilcisi mesaisi artıkça prim alacağı artacağından, bir anlamda yüzde usulü ile çalışması söz konusu olduğundan fazla çalışma ücretinin yüzde usulünde olduğu gibi sadece zamlı kısmının (% 50) hesaplanması gerekir.
Somut uyuşmazlıkta, davacının davalı işyerinde satış temsilcisi olarak çalıştığı ve yapılan satış miktarına bağlı olarak prim aldığı dikkate alındığında, yukarıdaki ilke kararımızda belirtildiği üzere fazla çalışma alacağının aylık sabit ücret esas alınarak sadece %50 zamlı kısmın hesaplanması gerekirken, bu husus dikkate alınmadan fazla mesai ücretinin % 150 hesaplanması hatalıdır.
3-Davacının hak ettiği yıllık izin ücreti hükme esas alınan bilirkişi raporunda 12,88 TL olarak hesaplanmasına karşın, Mahkemece 100,00 TL yıllık izin ücretine hükmedilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
F) SONUÇ:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 14.10.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön