9. Hukuk Dairesi 2019/6857 E. , 2019/17648 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

9. Hukuk Dairesi 2019/6857 E. , 2019/17648 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ


Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen tavzih kararının, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı Şirket’te 01/04/1997 tarihinde işe başladığını ve iş akdinin haksız ve geçersiz nedenlerle 29/06/2013 tarihinde fesih edildiğini, davalı işverenin davacı işçi ve diğer kıdemli bölge müdürlerinin şirket içindeki konumu ve yüksek maaş primleri nedeniyle organizasyon yapısındaki değişiklik adı altında görevlerine son verildiğini, işi daha düşük ücretle genç işçilere yaptırmak amacıyla bölge satış müdürlüklerinin kaldırıldığı belirtilerek organizasyon yapısındaki değişiklik nedeni ile davacının işine son verildiğini iddia ederek feshin geçersiz olduğunu tespitine ve davacının işe iadesi ile çalışılmayan dört aylık ücretin ve işe başlatmama halinde sekiz aylık ücret tutarında işe başlatmama tazminatının ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın bir aylık hak düşürücü süre içinde açılıp açılmadığı yönünde usul yönünden itirazda bulunduğunu, davacının iş akdinin 4857 sayılı İş Kanunu'nun 17., 18. ve 29. maddeleri uyarınca davalı Şirkette gerçekleştirilen organizasyon değişikliği kapsamında tarafların iş sözleşmesinin feshi konusunda iradelerinin birleştirilmesi sureti ile geçerli nedenle feshedildiğini, son aldığı brüt ücretin 2.000,00TL olduğunu kıdem, ihbar ve yıllık ücretli izin alacağının banka hesabına yatırıldığını, müvekkili Şirketin 2012 yılı sonunda ortaya çıkan gerekçelerle şirket genelinde tasarruf tedbirleri aldığını, bu doğrultuda organizasyonel yapı değişikliği kapsamında bazı şubelerin faaliyetlerine son verilmesine ve şirket içinde gerek şube gerek ise holding bünyesindeki çalışan sayısında azaltmaya gidilmesinin uygun görüldüğünü ve bu durumu belirten 01/03/2013 tarihli icra kurulu toplantı kararının dava dosyasına sunulduğunu, davacının çalıştığı şubenin küçülmesine karar verildiğini, ayrıca Türkiye genelinde pek çok şubenin kapatılmasına karar verildiğini, buna ilişkin yönetim kurulu kararlarının dava dosyasına sunulduğunu, bölge satış müdürü olarak çalışmış olan davacının deneyimi göz önüne alındığında iş sözleşmesinin feshine muvafakat ettiğine ilişkin yazının sonuçlarını bilebilecek durumda olduğunu, alınan işletmesel karar sonucu istihdam fazlası oluştuğunu ve feshin son çare olması ilkesine uyulduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece bozma ilamına uyularak davacı işçinin davalı işverenlikte 01/04/1997 - 29/06/2013 tarihleri arasında bölge satış müdürü unvanıyla belirsiz süreli iş sözleşmesine dayalı olarak çalıştığı, her ne kadar organizasyonel yapıdaki değişiklik gerekçe gösterilerek iş sözleşmesi fesih edilmişse de; davalı işverenliğin fesihten önceki 6 ay ve fesihten sonraki 6 ayda işçileri çıkarmasına rağmen yeni işçileri işe aldığı, dolayısıyla işletmesel kararı istikrarlı bir şekilde uygulamadığı, fesihte keyfi davrandığı, geçersiz nedenlerle feshettiği sonucuna varıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne ve şartları oluştuğunda 4 aylık boşta geçen süre ücreti ile 4 aylık iş güvencesi tazminatı ödenmesi gerektiğinin tespitine karar verilmiştir.
Bilahare, davacı vekilinin 15.02.2017 tarihli tavzih talebini havi dilekçesi üzerine Mahkemenin 2015/66 E. ve 2016/246 K. sayılı ek kararı ile;
“Mahkememizin 31/03/2016 tarih ve 2015/66 Esas, 2016/246 sayılı kararının 31/03/2016 tarihli kısa kararının 3 numaralı bendinde;
Davacının yasal süresinde başvurusu halinde işveren tarafından işe başlatılmaması durumunda somut olayın özelliğine göre takdiren (6) aylık ücreti tutarında davalı tarafça davacıya tazminat ödenmesi gerektiğinin tespitine, şeklinde karar verildiği,
Ancak sehven gerekçeli kararın 3 numaralı bendinde;
Davacının yasal süresinde başvurusu halinde işveren tarafından işe başlatılmaması durumunda somut olayın özelliğine göre takdiren (4) aylık ücreti tutarında davalı tarafça davacıya tazminat ödenmesi gerektiğinin tespitine, şeklinde yazıldığı görülmekle işe başlatmama ücreti tutarının kısa karada olduğu gibi (6) ay şeklinde tavzihine” karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Ek kararı davalı temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
6100 Sayılı HMK. na göre Mahkemece karar verildikten sonra kararda değişiklik yapılabilmesi iki halde kabul edilmiştir.
Bu hallerden ilki 304. maddede düzenlenen “ hükmün tashihi”, diğeri 305. maddede düzenlenen “ hükmün tavzihi”dir.
Hükmün tavzihinin sınırı HMK. nun 305/2. Maddesinde özellikle belirtilmiştir.
HMK. nun 305/2. maddesinde; “Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez.” kuralına yer verilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta; Mahkemece gerekçeli kararda davacının işe iadesinin kabulü ile, şartları oluştuğunda 4 aylık iş güvencesi tazminatı ile 4 aylık boşta geçen süre ücretinin ödenmesi gerektiğinin tespitine karar verilmiş, davalı tarafın temyizi üzerine de karar onanmıştır. Daha sonra Mahkemece davacının 15.02.2017 tarihli tavzih talebini havi dilekçesi karşı tarafa tebliğ edilmeksizin dosya üzerinden ve tarihi yazılmaksızın verilen tavzih kararı ile gerekçeli kararın 3 numaralı bendindeki 4 aylık tazminat tutarı 6 ay olarak değiştirilmiştir.
İlk derece mahkemesince hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar yönünden “tavzih ya da tashih” adı altında ekleme, değiştirme yapılamayacağı gibi bir kısmı da çıkartılamaz.
HMK. nun 304 ve 305. maddelerine aykırı şekilde hüküm fıkrasına ekleme yapılması, değiştirilmesi ya da bir kısmının çıkartılması hukuk güvenliğini zedeleyici nitelikte olup, yasaktır.
Mahkemenin infaza konu olan gerekçeli kararın 3 numaralı bendindeki 4 aylık tazminat tutarını, ek karar adı altında 6 ay olarak değiştirmesine yönelik kararı HMK. nun 305/2. maddesinin “… hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez.” şeklindeki emredici düzenlemesine açıkça aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 09.10.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön