9. Hukuk Dairesi 2017/9426 E. , 2019/8580 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

9. Hukuk Dairesi 2017/9426 E. , 2019/8580 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (İŞ) MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı ve davalı vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

YARGITAY KARARI

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili özetle; davacının davalı iş yerinde 13/05/2008 tarihinden itibaren çalışmaya başladığını, davalı tarafından iş akdinin haksız olarak 17/01/2013 tarihinde feshedildiğini, müvekkilinin kimyager olarak haftanın 5 günü 08:00 - 18:00 saatleri arasında çalıştığını, haftanın 3 günü normal çalışma saatlerinin dışında 21:00'a kadar çalıştığını, müvekkilinin ikamet adresinin ... merkez çalışma adresinin ise Orhaneli olması nedeniyle çoğu zaman fazla mesai yaptığı zamanlarda yol masrafınıda gözönüne alarak evine dönmediğini iş yerinde yattığını, fazla mesai ücretlerinin ödenmediğini, yıllık izin kullandırılmadığını ve ücretininde verilmediğini, müvekkilinin hesabına kıdem ihbar tazminatı ile ilgili bir miktar ödeme yapıldığını ancak alacağını tamamen karşılamadığından farkını talep ettiklerini iddia ederek; fark kıdem tazminatı, fark ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti ve yıllık izin ücreti alacaklarının faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili özetle: davacının 13/05/2008 tarihinde işe başladığını, 11/10/2010 tarihinde iş akdinin haklı nedenlerle feshedildiğini, 13/05/2008 - 11/10/2010 tarihleri arasındaki işçilik alacaklarına davacının hak kazanamadığını, davacının 13/07/2011 tarihinde yeniden çalışmaya başladığını, 17/01/2013 tarihine kadar çalışmasını sürdürdüğünü ve hizmet akdinin bu tarihte feshedildiğini, bu dönem için davacının şahsi banka hesabına kıdem ve ihbar tazminatlarının yatırıldığını, bu hususun dava dilekçesinde de ikrar edildiğini, davacıya yıllık izinlerinin kullandırıldığını, yıllık izin ücreti alacağının bulunmadığını, davacının çalıştığı 2 dönemde de fazla mesai yapmadığını, davacının 141 gün ücretsiz izin ve 10 gün rapor izni, 24 gün yıllık izin olmak üzere toplam 175 gün çalışmadığını, davacının hiç bir zaman fazla çalışma yapmadığını ayrıca işçilik alacaklarının zamanaşımına uğradığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı, taraflar temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Somut uyuşmazlıkta; davacı dava dilekçesinde, davalı işyerinde 13/05/2008-17/01/2013 tarihleri arasında çalıştığını iddia etmiş, davalı ise, davacının 13/05/2008 tarihinde işe başladığını, 11/10/2010 tarihinde iş akdinin haklı nedenlerle feshedildiğini, 13/05/2008 - 11/10/2010 tarihleri arasındaki işçilik alacaklarına davacının hak kazanamadığını, davacının 13/07/2011 tarihinde yeniden çalışmaya başladığını, 17/01/2013 tarihine kadar çalışmasını sürdürdüğünü ve hizmet akdinin bu tarihte 2. dönem çalışması için tazminatları ödenerek feshedildiğini savunmuştur.
Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, ilk dönem çalışmasının 07-08/10/2010 tarihlerinde davacının devamsızlık yaptığı gerekçesiyle devamsızlıktan haklı nedenle feshedildiği savunulmuş isede; bu döneme dair devamsızlık tutanağı bulunmadığı gibi tanıklarında haklı feshe dair net beyanları bulunmamaktadır. Sadece bir davalı tanığı bu dönem için, “devamsızlığı nedeniyle ben çıkardım tutanaklar mevcuttur” şeklinde beyanda bulunmuş ancak devamsızlık tutanağı vs sunulmamıştır.
Haklı nedenle fesih olgusu ispatlanamadığından, ilk dönem çalışma süresinin ikinci dönem çalışma süresi ile birleştirilerek toplam hizmet süresi üzerinden alacakların hesaplanıp hüküm altına alınması gerekirken ilk dönem çalışma süresinin dışlanması hatalıdır. Dosyada mevcut ücretsiz izin günlerinin hizmet süresinden dışlanması ve ikinci dönem çalışma için davalı tarafından ödenen kıdem ve ihbar tazminatı tutarlarının toplam tazminat tutarlarından mahsubu gerektiği gözden kaçırılmamalıdır.
3- Fazla mesai ücreti hesaplanırken, ücretsiz izin günlerinin dışlanmaması isabetsizdir.
4-Fazla çalışmaların yazılı delil yerine tanık beyanlarına dayalı olarak hesaplanması halinde, işçinin normal mesaisinin üzerine sürekli olarak aynı şekilde fazla çalışması mümkün olmadığından, hastalık mazeret izin gibi nedenlerle belirtildiği şekilde çalışamadığı günlerin olması kaçınılmaz olup, bu durumda karineye dayalı makul indirim yapılmalıdır(Yargıtay HGK, 06.12.2017 tarih 2015/9-2698 E.-2017/1557 K.).
Fazla çalışmanın tanık anlatımları yerine doğrudan yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir.
Yazılı delil yerine tanık beyanlarına dayanılarak hesaplanan fazla mesai ücretinden yukarıdaki ilke kararı doğrultusunda , karineye dayalı makul indirim yapılmamasıda hatalıdır.
5-Dava tarihinin karar başlığında 25/04/2014 yerine 30/04/2014 yazılması ve hüküm altına alınan alacakların net mi yoksa brüt mü olduğunun hükümde belirtilmemesinin HMK’nun 297/2. maddesine aykırı olduğunun ve infazda tereddüde yol açacağının düşünülmemeside bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 11.04.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön