9. Hukuk Dairesi 2016/9808 E. , 2019/21763 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı isteminin özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 21.03.2011 - 04.02.2014 tarihleri arasında davalının Ümraniye Şubesinde bireysel pazarlama yönetmeni olarak çalıştığını, son net maaşının 3.500.00 TL. olduğunu, bankacılık sektöründe 11 yıl çalışması bulunan müvekkilinin davalı işyerindeki çalışma koşullarının gittikçe ağırlaşması, bölge müdürü ve üst konumda bulunan kişilerin baskıları nedeniyle iş yerinden istifa etmek zorunda kaldığını, müvekkili ve diğer çalışanlara kredi bulmaları, bireysel emeklilik yapmaları, mevduat toplamaları, sigorta satışları konusunda baskılar yapılarak işyerinde çalışanların stresli bir ortam içerisinde çalışmaya sürüklendiklerini, müvekkilinin strese bağlı olarak egzama hastası olduğunu, istifa etmek zorunda kaldığını, işçilik hakları saklı kalmak kaydıyla istifa dilekçesi verdiğini, ibraname imzalamak zorunluluğu nedeniyle İbraname imzalayarak işyerinden ayrıldığını, işyerinde mesai saatleri 09:00 - 18:00 saatleri arası olmasına rağmen saat 18:00 den sonra müşteri aramaları, kredi girişleri, raporlamalar yapılması nedeniyle haftanın 3-4 günü akşam saat 20:00 den önce çıkmanın mümkün olmadığını, ayda iki kez hafta sonları Cumartesi bazen Pazar günleri 10:00-15:00 saatleri arasında şubede çalışma yapıldığını, bir kısım işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram genel tatil ücreti alacaklarını istemiştir.
B)Davalı cevabının özeti:
Davalı vekili, işçilik ücret alacaklarının 5 yıllık zamanaşımına tabi olduğunu ve davacının alacaklarının zamanaşımına uğradığını, davacının istifa dilekçesi vererek işten ayrıldığını, istifa dilekçesinde dava dilekçesinde belirttiği nedenlerin yer almadığını, davacı iş akdini haklı nedenle feshetmediğinden kıdem tazminatına hak kazanamayacağını, iş akdini fesheden tarafın ihbar tazminatı talep edemeyeceğini, taraflar arasında imzalanan iş sözleşmesinin 2. maddesinde, aylık brüt ücretin içerisinde fazla mesai ücretlerinin de yer aldığını, bu bağlamda yılda 270 saatlik fazla mesai alacaklarına ait ücretlerin aylık ücretlerin içerisinde olduğunu, davacıya başarı teşvik primi başarı primi sistemi üzerinden 2011 yılı 9. aydan itibaren toplam 8,607.00 TL. ödeme yapıldığını, Yargıtay kararlarında belli hedeflerin gerçekleşmesine bağlı olarak prim karşılığı çalışan İşçiler yönünden prim ödemelerinin fazla çalışmayı karşılayıp karşılamadığı araştırılarak ödenen priminin fazla çalışmaların karşılığında ödenmesi gereken ücretleri tam olarak karşılamaması halinde aradaki farkın işçiye ödenmesi gerektiğinin belirtildiğini, davacının genel tatil ve hafta sonu çalışma İddiasının gerçeği yansıtmadığını, iddia ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
C)Yerel Mahkeme kararının özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davacının, dosya içeriği belgelerden, davalı işverene ait işyerinde 21.3.2011-4.2.2014 tarihleri arasındaki dönemde 2 yıl 10 ay 14 gün süre ile en son brüt ücretinin 5.204,00TL olduğu, ancak kıdem tazminatının Devlet Memurları Kanununa tabi en yüksek Devlet memuruna 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre bir hizmet yılı için ödenecek azami emeklilik ikramiyesini geçemeyeceği düzenlenmiş olup davacının iş akdinin sona erdiği 04.02.2014 tarihi itibarıyla kıdem tazminatı tavanı 3.438,22 TL. olduğundan hesaplamaların bu miktar esas alınarak yapıldığı, bilirkişi raporu mahkememizce denetime açık kapsamlı, detaylı, olayın oluşuna uygun somut uyuşmazlığı çözücü nitelikte bir rapor olarak kabul edilerek hükme esas alındığı, davacı 06.12.2013 tarihli istifa dilekçesinde; tüm yasal hakları saklı kalmak kaydıyla 04.02.2014 tarihinde kendi isteği ite istifa ettiğini belirttiği, davalı şirket tarafından düzenlenen davacıya ait 07.02.2014 tarihli işten ayrılış bildirgesinde işten çıkış nedeni (03) kodu ile 'Belirsiz süreli iş sözleşmesinin işçi tarafından feshi (istifa)' olarak bildirildiği, davacı istifa dilekçesinde 04.02.2014 larihİnde işten ayrıldığını bildirdiği, davalı tarafça davacının işten çıkışı 07.02.2014 tarihinde yapıldığı, davacının hizmet cetvelinde işten ayrılmak istediğini belirttiği 04.02.2014 tarihinde başka bir işyerinde çalışmaya başladığı, davacının banka hedeflerini tutturmak üzere işverenleri tarafından uyarılması, hedeflerinin tutturulamaması durumunda sebeplerinin sorulması ve bazen ima yolu ile İstifasının istenmesinin davacının istifa dilekçesindeki iradesini sakatlayacak boyutta manevi bîr cebir içermediği ve bu durum 4857 sayılı İş Kanunun 24. maddesi kapsamında haklı fesih nedeni oluşturmayacağından davacının kıdem tazminatına hak kazanamayacağı, yine aynı şekilde davacının istifa etmiş olması nedeniyle ihbar tazminatı talep hakkının bulunmadığı, dosyada mübrez taraflar arasında imzalanan hizmet sözleşmesinin ikinci maddesinde, davacının alacağı ücretin belirlendiği ve bu ücrete fazla çalışma ücretlerinin dahil olduğu, iş sözleşmelerinde fazla çalışma ücretinin aylık ücrete dahil olduğu yönünde kurallara sınırlı olarak değer göreceği, davacının sözleşmesinde bu yönde hüküm bulunduğundan davacının davalı işverenlik tarafından haftalık ortalama 5.2 saate kadar fazla çalışma yaptırabileceği, ayrıca taraf tanık beyanlarından davacının genel tatillerde çalışmadığı, haftada en az bir gün tatil yaptığı anlaşılmakla davacının genel tatil ve hafta tatili ücret alacağı taleplerinin de reddi gerektiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
D)Temyiz:
Karar süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
E)Gerekçe:
Dinlenecek tanık sayısının sınırlandırılması bakımından;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 27. maddesinde yer bulan “Hukuki Dinlenilme Hakkı” gereğince davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir.
Somut uyuşmazlıkta; Mahkeme tarafından 26/02/2015 tarihli celse tutanağında davacının tanık listesinden ve davalının tanık listesinden ilk 2 sıradaki isimlerin dinlenmesine karar verilmiştir.
Mahkemenin dinlenecek tanıkların sayısını bu şekilde sınırlandırılması “Hukuki Dinlenilme Hakkı” nın ihlali olup, bozmayı gerektirmiştir.
F)SONUÇ:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin temyiz harcının isteği halinde ilgilisine iadesine, 05/12/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
9. Hukuk Dairesi 2016/9808 E. , 2019/21763 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 23 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 26 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 77 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 40 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 36 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 44 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 36 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 30 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 36 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 47 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat