9. Hukuk Dairesi 2016/9883 E. , 2019/21216 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

9. Hukuk Dairesi 2016/9883 E. , 2019/21216 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

YARGITAY KARARI

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili özetle; davacının davalılardan ...’ya ait hukuk bürosunda 05.04.2007 tarihinden 24.08.2010 tarihine kadar icra takip elemanı olarak çalıştığını, iş akdinin 24.08.2010 tarihinde haksız olarak feshedildiğini, 26.08.2009 tarihi itibari ile davalılardan ... tarafından davalının ortağı bulunduğu diğer davalı ... Yapı İnşaat San. ve Tic. Ltd. Şti.nde şirket müdürlüğü görevine getirildiği beyan edilerek hala davalı yanında çalışmaya devam etmesine rağmen, 09.10.2009 tarihinde sigorta çıkışının yapıldığını, 24.12.2009 tarihinden itibaren davalı şirkete sigorta girişinin yapıldığını, tüm bu süre zarfında 05.04.2007 tarihinden 24.08.2010 tarihine kadar kesintisiz olarak davalı ... yanında çalışmalarının devam ettiğini, en son aldığı net maaşın 2.500 TL olduğunu, ayrıca yol ve yemek ücreti de verildiğini, işçilik haklarından her iki davalının müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, çalıştığı süre boyunca işin niteliği ve eleman yetersizliği sebebi ile sabah saat 09.00’dan akşam saat 20.30’a kadar sürekli fazla mesai yaptığını, yıllık izinlerinin eksik kullandırıldığını iddia ederek; kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti ve yıllık izin ücreti alacaklarının faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalılar vekili özetle; davacının davalılardan ... adlı işveren yanında avukat katibi olarak çalıştığını, diğer davalı şirkette de bir süre şirket müdürlüğü yaptığını, SGK kayıtlarında davacının aldığı ücretin belli olduğunu, davacının kıdem tazminatı ve diğer hak ve alacaklarının şirket ortağı ...’a ait hesaptan ve ...’ya ait hesaptan farklı tarihlerde ödendiğini, davacının ihbar süresi gözetilerek işten çıkartıldığını, davacının 09.00-18.30 saatleri arasında çalıştığını, yıllık ücretli izinlerini eksiksiz kullandığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalıların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Somut uyuşmazlıkta; davalı ... iş akdinin feshinden sonra, davacının alacakları için 3.360,00 TL ödeme yapıldığını savunmuştur. Yapılan bu ödeme hakkında, karar gerekçesinde mahsup yapıldığının belirtilmesine rağmen mahsup yapılmadan hüküm kurulması hatalıdır.
Ayrıca 3.360,00 TL ödemenin hangi alacak kalemi için ödendiği belli olmadığından, daha önce muaccel hale geldiği anlaşılan fazla mesai ücreti hesaplanarak, bu alacak kaleminden karineye dayalı makul indirim yapıldıktan sonra kalan tutardan 3.360,00 TL mahsup edilerek sonuca gidilmesi gerektiğinin düşünülmemesi isabetsizdir.
3-Davalı tarafından iş akdinin feshinden sonra, davacının tüm hak ve alacaklarının hem kendisi hem de şirket ortağı ... tarafından ödendiği savunulmuştur. Davalı şirket ortağı olduğu savunulan ... tarafından fesihten sonra ödenen, banka kayıtlarına göre toplam 3.350,00 TL’nin, davaya konu işçilik alacaklarına dair olup olmadığı hususunda davacı asilin beyanı alınarak, sonuca gidilmesi gerekirken eksik araştırma ile karar verilmesi hatalıdır.
4-Hüküm altına alınan fazla mesai ücretinin haftalık 5 saat üzerinden hesaplanması yerinde olup dosyadaki verilere uygun ise de; karar gerekçesinde davacının haftalık 2 saat fazla mesai yaptığı açıklanarak, gerekçe-hüküm çelişkisi yaratılması da isabetsizdir.
5-Davacı dava dilekçesinde ve cevaba cevap dilekçesinde, yıllık izinlerinin eksik kullandırıldığını iddia etmiş ancak hak kazandığı izinlerin ne kadarını kullandığını açıklamamıştır. Bu durum yargılama safahatında da davacıya açıklatılmamıştır. Davalı işveren dosyaya, davacıya yıllık izinlerini kullandırdığına dair yazılı delil sunamadığı için davacının hiç izin kullanmadığı şeklindeki kabul ise, dava dilekçesindeki açıklamalar karşısında talep aşımı niteliğindedir.
Mahkemece yapılacak iş; hakimin davayı aydınlatma yükümlülüğü kapsamında davacı asilden yıllık izinleri ile ilgili dava dilekçesindeki açıklamaları doğrultusunda izahat talep ederek, davacının kullandığı ve kullanmadığı izin sürelerine ilişkin beyanını tespit ederek sonucuna göre kullanılmayan izin süresini belirleyip bu talebi yeniden değerlendirmektir.
6-Davada iki davalı olduğu ve alacaklardan müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları halde hüküm altına alınan alacaklar, harçlar, yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinde hangi davalı olduğu açıklanmadan, infazda tereddüt yaratacak şekilde “davalı taraftan alınarak” şeklinde tahsil hükmü kurulması da isabetsizdir.
7-Hüküm altına alınan alacakların net mi yoksa brüt mü olduğunun hükümde belirtilmemesinin HMK’nun 297/2. maddesine aykırı olduğunun ve infazda tereddüde yol açacağının düşünülmemesi de hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
F)Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 28.11.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön