9. Hukuk Dairesi 2016/9497 E. , 2019/20542 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı ... İlköğretim Okulu Müdürlüğüne İzafeten T.C. Milli Eğitim Bakanlığı vekili ile davalı ... tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davalı işverene ait işyerinde temizlikçi ve çaycı olarak görev yaptığını, haklı bir neden olmadığı halde iş sözleşmesinin feshedildiğini belirterek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, genel tatil ücreti, fazla çalışma ücreti, yıllık ücretli iznin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı T.C. Milli Eğitim Bakanlığı vekili, çağrılmasına rağmen davacı işçinin işe başlamadığını, davacı işçi ile kıdem tazminatı konusunda anlaşma yoluna gidildiğini, ancak miktar konusunda anlaşma sağlanamadığını, davayı açmakta haksız olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
... Başkanı, mesai saatleri dışında çalışmadığını, işyerinin okul olması nedeniyle resmi tatil ve genel tatil günlerinde kapalı olduğunu, tekrar çalışmasının istendiğini ancak işe başlamadığını, kıdem tazminatı konusunda anlaşmaya gidildiğini, ancak miktar konusunda anlaşılamadığını, sigorta primlerinin tam olarak ödendiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti ve Yargılama Süreci:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalı tarafça 4857 Sayılı Kanu'nun 17. maddesi kapsamında feshedildiği, iş sözleşmesinin haklı sebeplerle fesih edildiğini ispat yükü üzerinde bulunan işverenliğin bu yükümlülüğünü yerine getiremediği davacının kıdem ve ihbar tazminatı talep hakkının bulunduğu, davacının kullandırıldığı veya karşılığı gelen ücretin ödendiği davalı işverenlikçe ispatlanamayan yıllık ücretli izin alacağının bulunduğu, genel tatillerde çalıştığı, bu çalışmasına karşılık gelen ücretin ödendiğinin davalı işverenlikçe ispatlanamadığı, her ne kadar davacı tarafça fazla mesai yapıldığı iddia edilmiş ise de haftalık çalışma süresinin 45 saat olduğundan ispatlanamayan fazla mesai ücret alacağı talebinin reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı bakanlık vekili ile ... İlköğretim Okulu Aile Birliği Temsilcisi temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, bakanlık vekili ile ... İlköğretim Okulu Aile Birliği Temsilcisinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-6100 sayılı HMK.’un 114/d maddesi uyarınca tarafın, taraf ve dava ehliyetine sahip olması dava şartıdır. Bu şart olumlu giderilebilir dava şartıdır. Aynı kanunun 115. Maddesi uyarınca süre verilerek tamamlatılması gerekir.
İş sözleşmesi gereği işçiyi çalıştırma şart olduğundan, isçiyi çalıştıran herkes 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun anlamında işveren sayılmaktadır. Açılacak her dava, işveren olan kişi aleyhine açılmalıdır. İşverenin gerçek veya tüzel kişi olması mümkündür. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2. maddesinde 'İşyerinde işveren adına hareket eden ve işin ve işyerinin ve işletmenin yönetiminde görev alan kimselere işveren vekili denir. İşveren vekilinin bu sıfatla işçilere karşı muamele ve yükümlülüklerinden doğrudan işveren sorumludur. Bu anlamda işveren adına hareket eden ve bu anlamda emrindeki işçinin iş sözleşmesini fesheden işveren vekilinin, bu işlemine karşı işveren taraf gösterilerek feshin geçersizliği isteminde bulunmak gerekir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 49 ve 50. maddelerinde; tüzel kişilerin, kanuna ve kuruluş belgelerine göre gerekli organlara sahip olmakla fiil ehliyetini kazanacakları ve iradelerini bu organları aracılığıyla açıklayacakları, aynı şekilde HUMK'nun 39. (HMK.52) maddesine göre ehliyeti haiz olan tüzel kişilerin yasal organları ile hareket edecekleri hüküm altına alınmıştır.
Organlar, hukukî işlemleri ve diğer bütün fiilleriyle tüzel kişiyi borç altına sokarlar. Tüzel kişinin, fonksiyonlarını, kanuna veya tüzel kişinin ana sözleşmesine göre, bağımsız olarak yerine getirmek üzere seçilen veya atanan ya da kendisine bu fonksiyonları bağımsız olarak yerine getirmek üzere fiilen ve dışarıdan belli olacak şekilde yetki verilen kişi ya da kişi gruplarına organ adı verilir. Organlar, hükmi şahsın iradesini açıklarlar, tüzel kişiyi içeride yönetir, dışa karşı da temsil ederler. Tüzelkişinin organından söz edebilmek için onun mutlaka tüzel kişinin irade ve karar organı olması zorunlu değildir. Onun içindir ki, genel kurul, yönetim kurulu yanında çeşitli yöneticiler tüzel kişinin organı olarak değerlendirilebilir. Bu kapsamda, genel olarak dış ilişkilerde, bazı kimselerin tüzel kişinin hukuki muamelelerine katılması öngörülmüşse, bu kimseler de tüzel kişinin organı sayılırlar.” (HGK. 2004/21-406 E, 2004/434 K).
Kamu tüzel kişileri, görevleri bakımından kamu otoritesini temsil eden tüzel kişiler olup; kanunla ya da kanunun verdiği yetkiye dayanılarak idare tasarrufu ile kurulur (Anayasa md. 123; MK. 52). Taraf ehliyetine de kamu tüzel kişileri sahiptir.
Devlet tüzel kişiliğine bağlı ve ayrı tüzel kişiliği bulunmayan kuruluşların ise, taraf ehliyeti yoktur; bunların işlemleri ile ilgili davaların bağlı bulundukları tüzel kişiliğe karşı açılmaları gerekir. Bağlı bulunun kuruluşun 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2. maddesi anlamına işveren sıfatına haiz olması, bağlı bulunduğu tüzel kişiliğin taraf sıfatını ve işverenlik sıfatını ortadan kaldırmaz. Zira bu kuruluş, tüzel kişiliğin bir organıdır.
Somut uyuşmazlıkda Mahkeme kararında 2 numaralı davalı olarak gösterilen Okul Aile Birliğinin taraf sıfatı yoktur. Dosyanın davalısı T.C. Milli Eğitim Bakanlığı olup hükmün sadece davalı T.C.Milli Eğitim Bakanlığı aleyhine kurulması ve HMK 124. maddesine göre taraf konumundan çıkarılan Okul Aile Birliği hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına şeklinde karar verilmesi gerekirken tüzel kişiliği olmayan Okul Aile Birliği ile birlikte onu temsil eden T.C.Milli Eğitim Bakanlığı hakkında müştereken ve müteselsilin tahsil şeklinde, birden fazla davalı varmış gibi hüküm oluşturulması hatalıdır.
3-Mahkemece yargılama giderlerine harçları da ekleyerek davalılardan tahsiline şeklinde hüküm kurularak, 492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca harçtan muaf olan davalı Bakanlığa harç yükletilmeside hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenden dolayı BOZULMASINA, 20.11.2019 gününde oybirliği ile karar verildi.
9. Hukuk Dairesi 2016/9497 E. , 2019/20542 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 37 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 22 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 22 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat