9. Hukuk Dairesi 2019/7304 E. , 2019/19967 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; davacının 01.08.1983-07.06.2009 tarihleri arasında davalı şirketin yurtiçi ve yurtdışı şantiyelerinde duvarcı formeni olarak aylık net 1850 USD sabit maaşla, 07.00-23.00 saatleri arasında dini ve milli bayram tatilleri dahil haftanın 7 günü çalıştığını, iş bitimi nedeniyle işten çıkarıldığını, işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ücreti, ulusal bayram, genel tatil, hafta tatili ve fazla mesai alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili; davacının dava konusu taleplerinin zamanaşımına uğradığını, çalışmalarının proje temelli dönemsel olduğunu, her projenin bitimi ve davacının isteği ile iş akdinin kendiliğinden sona erdiğini, kıdem ve ihbar tazminatı koşullarının oluşmadığını, davacının davalı şirketin projesinde 4,32 USD saat ücreti esas alınarak hesap edilen aylık ücret karşılığında çalıştığını, davacının yurtdışında çalıştığı sürece ilgili ülkenin yasal mevzuatına tabi olduğunu, maaş bordolarında tahakkuk eden ücretlerin cari hesap kartına yansıtıldığını, banka hesabına yatırıldığını, hiçbir alacağı bulunmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece verilen ilk karar davacı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 29/05/2017 tarihli 2015/22276 E. 2017/9189 K. sayılı ilamı ile özetle;
'...Davalıya ait yurtdışı işyerinde çalışan davacının tazminat ve alacaklarının belirlenmesine esas ücret taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Davacı işçi son aylık ücretin net 1850 USD olduğunu ileri sürmüş, davalı işveren 4,32 USD saat ücretini savunmuştur. Davacı tanığı davacının iddiasını doğrulamış ve ücret araştırmasına gelen cevapta sendika ülkemiz koşullarına göre net 2.800,00 TL ücret alabileceğini açıklamıştır. Mahkemece davalının sunduğu kayıtlardaki ücret üzerinden hesaplanan tazminat ve alacaklar hüküm altına alınmıştır.
Davacının imzasını içermeyen aylık ücret bordrolarında saat ücreti ile temel ücret hesabı dışında fazla çalışma, hafta tatili ile bayram genel tatil ücreti gibi tahakkuklara yer verilerek davacının banka hesabına yatan tutar ile uyumlu bir tahakkuka gidilmiştir. Davalı işveren işçinin imzasını içermeyen ve her zaman düzenlenmesi mümkün olan bordrolarla temel ücreti bölmek suretiyle diğer işçilik alacaklarının da ödendiği şeklinde bir uygulama geliştirmiştir. Örneğin 2008 yılı 6-7-9-10-11-12. aylar ile 2009 yılı 1-2 ve 4. aylara ait bordrolarda değişen tahakkuklara rağmen bordro net miktarının 1850 USD olduğu görülmektedir.
Davacının yaptığı iş, kıdemi, bordro içerikleri ve tanık beyanları ile emsal ücret araştırması gözetilerek davacı işçinin aylık temel ücretinin 1850 USD olduğu kabul edilmeli ve bordroların fazla çalışma ile tatil tahakkuklarını içermediği sonucuna varılmalı, bordrolarda aylık 1850 USD üzerinde ödeme bulunan aylar yönünden işverence yapılan ödeme miktarları o dönem muaccel olan fazla mesai ve tatil alacaklarından mahsup edilmelidir. Davacının ücretinin eksik belirlenerek sonuca gidilmesi isabetsizdir.
...Hükme esas alınan bilirkişi raporunda hesaba esas ücretin dolar üzerinden belirlenen brüt tutarı fesih tarihindeki kur üzerinden hesaplama yapılarak hesaba esas ücreti tespit edilmiş ise de, davacının dava dilekçesindeki talebi TL cinsinden olup, aylık giydirilmiş ücretin önce fesih tarihindeki kurdan (davacının kur miktarı yönünden kazanılmış usuli hakkı gözetilerek) TL karşılığının bulunması ve TL karşılığı üzerinden belirlenecek brüt ücrete göre hesap yapılması gerekir. İhbar tazminatının yazılı şekilde belirlenen ücret üzerinden hesaplanarak hüküm altına alınması hatalıdır.
...Taraflar arasındaki uyuşmazlık, işçinin kullandırılmayan izin sürelerine ait ücretlere hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu'nun 59'uncu maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır.
Somut uyuşmazlıkta, davacı işçi davalı işverenin yurtdışı şantiyelerinde kesintili olarak çalışmıştır. Davacının yıllık izin ücreti alacağı istemi bordroda yer alan tahakkuklar nedeniyle reddedilmiş ise de, izin ödemesi adı altında bordroda yer alan tahakkukların işçinin farklı şantiyelerdeki çalışmalarının iş bitimi sebebiyle sona erdiği dönemlere rastlayıp rastlamadığı araştırılmamıştır. Bordroda yer alan ödemelerin işçinin banka hesabına yapıldığı savunulmuş olmakla bu yönde gerekirse ilgili banka kayıtları getirtilmeli ve iş bitimi sebebiyle çıkışların verildiği dönemde yapılan ödemelerin karşılığı olan izin günleri ile çalışma dönemi içine rastlamakla birlikte izinlerin kullandırıldığını gösteren imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile desteklenen izin tahakkukları hesaplamadan düşülmelidir. Bu konuda eksik incelemeyle karar verilmesi hatalıdır.
...Hüküm altına alınan fazla mesai, hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil alacaklarının net mi, yoksa brüt mü olduğunun hükümde belirtilmemesi HMK.nun 297/2. maddesine aykırı olup, bu durumun infazda tereddüde yol açacağının düşünülmemesi de hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.' gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozma kararı sonrası mahkemece bozma ilamına uyularak davanın kısmen kabulüne hükmedilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Fazla çalışma ücretlerinin hesabı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Dairemizin 29/05/2017 tarihli bozma ilamında davalı işverenin işçinin imzasını içermeyen ve her zaman düzenlenmesi mümkün olan bordrolarla temel ücreti bölmek suretiyle diğer işçilik alacaklarının da ödendiği şeklinde bir uygulama geliştirdiği, bordro içeriklerinin gerçeği yansıtmadığı ve bordroların fazla çalışma ile tatil tahakkuklarını içermediği sonucuna varılması gerektiği vurgulanmış ise de, Mahkemece yukarıdaki açıklamaya uygun hesap içermeyen bilirkişi raporu doğrultusunda bordrolarda yer alan fazla çalışma saatlerine göre karar verildiği anlaşılmaktadır.
Dairemizin bozma ilamında da vurgulandığı gibi dosya içinde yer alan ücret bordroları ve mesai şeritleri imzasız olup, aylık normal ve fazla çalışmaları da içerir şekilde düzenlenmiştir. Bazı aylarda normal mesai süresi azaltılarak ve karşılığında fazla çalışma süreleri arttırılarak bordro düzenlendiği, böyle olunca davacı işçiye esasen aylık olarak yabancı paralar üzerinden temel ücret ödendiği ancak imzasız bordrolarla fazla çalışma ile tatil ücretleri de gösterilmek suretiyle tahakkuka gidildiği anlaşılmaktadır. Başka bir anlatımla, bordrolarda yer alan toplam ödeme tutarları sadece temel ücreti ilgilendirmektedir. Bordrolarda yer alan toplam ödeme tutarları sadece temel ücreti ilgilendirdiğinden işverenin kayıtlarında (bordro ve bordrolara uygun olarak tanzim edilen mesai şeritleri) yer alan fazla mesai çalışma süreleri davacı işçinin fazla mesai yaptığını ve tatil günlerinde çalıştığını göstermez. Kaldı ki bu bordroların ve mesai şeritlerinin gerçekte alınan ücreti gizlemek için sonradan gerçeğe aykırı olarak tanzim edildiği davacı tarafın da kabulündedir. Bu halde söz konusu alacakların varlığını ispat yükü davacıdadır. Davacı çalışma olgusu yönünden işyeri kayıtlarına ve tanık beyanlarına dayanmıştır.
Buna göre Mahkemece tanık ifadeleri değerlendirilerek davacının fazla mesai çalışma süresi belirlenmeli, bordrolarda aylık 1850 USD üzerinde ödeme bulunan aylar yönünden davacının banka hesabına ödenen miktarlar ile o dönem bordrosunun sonuç tahakkuku (ödenen kısım) karşılaştırılarak hesaplanan alacaklardan (mükerrer mahsuba yol açılmadan) düşülmelidir.
Ayrıca Mahkemece yeniden kurulacak hükümde Dairemizin bozma ilamları doğrultusunda usuli kazanılmış hak prensibince kesinleşen hususlara riayet edilmesi gerektiği de gözden kaçırılmamalıdır.
F) SONUÇ:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, 14/11/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
9. Hukuk Dairesi 2019/7304 E. , 2019/19967 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 30 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 23 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 8 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 22 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 35 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 22 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 22 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat