9. Hukuk Dairesi 2016/7786 E. , 2019/19879 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

9. Hukuk Dairesi 2016/7786 E. , 2019/19879 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın ve 28/08/2018 tarihli temyiz talebinin reddine ilişkin ek kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı.
Öncelikle davalı vekilinin temyiz talebinin reddine ilişkin ek karara yönelik temyizinin incelenmesinde;
6100 Sayılı HMK geçici 3. Madde 1. Fıkrasına göre; “Bölge Adliye Mahkemelerinin, 26/9/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun geçici 2 nci maddesi uyarınca Resmî Gazete’de ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” 2. Fıkrasına göre; Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 Sayılı Kanunun 26/09/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur. Yine geçici 1. Madde 2. Fıkrasına göre; “Bu Kanunun, senetle ispat, istinaf ve temyiz ile temyizde duruşma yapılmasına ilişkin parasal sınırlarla ilgili hükümleri Kanunun yürürlüğe girmesinden önceki tarihte açılmış olan dava ve işlerde uygulanmaz.”
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 5.maddesine göre iş mahkemesinden verilen kararlar tefhim ve tebliğ tarihinden itibaren 8 gün içinde temyiz olunabilir. Bu süre içinde temyiz dilekçesinin hakime havale edildikten sonra temyiz defterine kaydının yaptırılması ve harcının yatırılması gerekir. Temyiz süresi içinde temyiz dilekçesi temyiz defterine kaydedilmiş, ancak harç yatırılmamış ise, harç ve temyiz giderlerinin yatırılması için ilgili tarafa HUMK.’nun 434/3. Maddesi gereği 7 günlük kesin süre verilmesi gerekir. 8 günlük süre içinde temyiz edilmeyen(HUMK.432/4), temyiz defterine kaydı yapılmayan(HUMK. 434/2) veya verilen kesin süre içinde temyiz harç ve gideri yatırılmayan(HUMK. 434/3) kararlar kesinleşmiş olur.
Dosyanın incelenmesinde Bakırköy 24. İş Mahkemesi’nin 26.05.2015 tarih ve 2013/874 Esas, 2015/280 Karar sayılı EK KARARI ile davalı vekilinin muhtırayı içeren tebligatın tebliğine rağmen yasal sürede temyiz harcını yatırmadığı gerekçesiyle temyiz talebi reddedilmiş ise de, karara esas muhtıra incelendiğinde,
Muhtıranın özel olarak düzenlenmediği, tebligat üzerine şerh yazılarak oluşturulduğu, muhtıranın usulüne uygun düzenlenmemesi nedeni ile hukuki sonuç doğurmayacağı anlaşıldığından, Mahkemenin temyiz talebinin reddine ilişkin kararının kaldırılmasına karar verilerek yapılan temyiz incelemesinde;
Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

YARGITAY KARARI

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 26/06/2006-25/10/2006 ve 28/08/2007-22/08/2013 tarihleri arasında iki dönem davalı bünyesinde yurtiçi tır şoförü olarak çalıştığını, her iki dönem çalışmasının da davalı tarafça haksız ve bildirimsiz olarak sona erdirildiğini, Sosyal Güvenlik Kurumu kaydında çalışmasının eksik gösterildiğini, iddia edilen tarihlerde çalıştığını mahkemeye ibraz edilecek takograf kayıtları, trafik ceza kayıtları ve tanık beyanlarıyla açıkça ortaya koyacaklarını, en son 1.700,00 TL ücret aldığını, ayrıca şehir dışı sefer başına 75,00 TL sefer primi ödendiğini, müvekkilinin ayda onüç-ondört sefer yaptığını, haftanın altı günü günlük 12-14 saat çalıştığını, bu hususun takograf kayıtları ile sabit olduğunu, fazla mesai ücretlerini ödenmediğini, müvekkilinin evli ve altı çocuk sahibi olduğunu, asgari geçim indirimi ücretlerinin ödenmediğini iddia ederek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, asgari geçim indirimi alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının müvekkilinin teyzesinin kocası olduğunu, 20/09/2006 tarihinde çalışmaya başladığını, ancak kazandığı paradan memnun olmayınca onüç gün sonra işi bıraktığını, 2008 yılı Şubat davacı tarafın kendi kamyonu ile müvekkilinin yüklerini taşıyabileceğini söylemesi üzerine davacının müvekkilinin işçisi olarak değil, taşeronu gibi kendi adına çalışmaya başladığını, bu dönemde davacı tarafından fatura kesildiğini, müvekkili tarafından bu faturalar karşılığı ödendiğini, davacının ... plakalı aracıyla kaza yaptığını, aracının kullanılamaz hale geldiğini, kazadan sonra müvekkilinin davacıyı yanında işe aldığını, 02/07/200-23/06/2011 tarihlerine kadar sigortalı olarak çalıştırdığını, 24/06/2011-15/04/2012 tarihinde müvekkilinin Niğde'de bulunan inşaatında çalıştığını, 24/05/2012-19/08/2013 tarihi arası yine şoför olarak çalıştığını, davacının bu dönemlerde disiplinsiz çalıştığını, zaman zaman işi bırakıp başka işler aradığını, ancak iş bulamadığında geri dönerek çalışmaya devam ettiğini, en son 20/08/2013 günü 03:00'da ... Ambarlar'daki Bursa'ya götürülecek yüklü kamyonu aldığını, Avrupa yakasından Anadolu yakasına geçtiği esnada köprü gişelerinden sonra lastiğinin patladığını fark ettiğini, müvekkil tarafından lastikçi temin edilerek 06:00'da kamyonun lastiğinin yapıldığını, ancak kamyonlar için trafik yasağı başladığından davacının 10:00'a kadar beklediğini, yasaklı saat geçtikten sonra davacının Bursa'ya gitmek yerine kamyonu ... Ambarlar'a geri getirdiğini, müvekkiline işi bıraktığını söyleyerek ayrıldığını, davacının asgari ücret aldığını, sefer başına prim aldığını, maaşının aylık toplam 1.500,00 TL'ye ulaştığını, ödemelerin davacının kredi hesabın yapıldığını, davacının pazartesi günleri çalışmadığını, salı gecesi sabaha karşı saat 03:00'da yüklü kamyonu alıp, salı sabahı saat 08:00-09:00 saatleri arasında Bursa'ya ulaştığını, burada kamyondan malların indirildiğini, gelecek malların yüklendiğini, bu esnada davacının çalışmadığını, salı gecesi tekrar Bursa'dan İstanbul'a yola çıkıp seferini tamamladığını, çarşamba sabahı İstanbul'a ulaştığını, perşembe 03:00’ a kadar çalışmadığını, perşembe günü 03:00' da yola çıkıp perşembe sabah Bursa'ya ulaştığını, perşembe gecesi geri dönüş için yola çıkıp cuma sabahı İstanbul'a ulaştığını, şoförlük yaptığı saatler dışında çalışmadığını, son olarak cumartesi sabaha karşı 03:00'da yola çıkıp cumartesi sabah 09:00'da Bursa'ya ulaştığını, cumartesi gece tekrar yola çıkıp pazar sabahı İstanbul'a ulaştığını, salı 03:00'a kadar çalışmadığını, ayda bu şekilde ortalama 11-12 sefer yaptığını, fazla çalışmasının olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı ve temyiz talebinin reddine dair ek kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
Hukuk Muhakemeleri Kanunu' nun 280. maddesine göre bilirkişi raporunun karşı tarafa tebliği şart olup, tebligatın ( Tebligat Kanunu' nun 11. maddesine göre ) vekille takip edilen işlerde vekile yapılması zorunludur.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu' nun 280. maddesindeki düzenleme aynı Kanunun 27. maddesindeki ' hukuki dinlenilme hakkının ' bir sonucudur.
Somut uyuşmazlıkta, bilirkişi raporu davalı vekilinin katılmadığı, ancak davalı asılın hazır bulunduğu 24.03.2015 tarihli celsede davalı asıla elden tebliğ edilmiş, davalı vekili bir sonraki celsede bu tebliğin usulsüz olduğunu belirterek tebligatın bizzat kendisine yapılmasını talep edip tebliğ sonrasında yazılı beyanda bulunacaklarını açıklamıştır.
Mahkemece bilirkişi raporunun tebliği talebi aynı celsede '...bilirkişi raporunun her iki taraf vekiline de tebliğ edildiği...' şeklindeki dosya kapsamı ile uyuşmayan bir gerekçe ile reddedilerek yargılamaya son verilmiş ve hüküm kurulmuştur.
Mahkemenin bilirkişi raporunu davalı vekiline usulüne uygun bir şekilde tebliğ edip, itiraz hakkını kullanmasını sağlayarak bir karar verilmesi gerekirken, bilirkişi raporunun açık talebe rağmen davalı vekiline tebliğ edilmeden karar verilmesi hatalı olup, kararın salt bu nedenle bozulması gerekmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 13/11/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön