9. Hukuk Dairesi 2019/6625 E. , 2019/18225 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 29. HUKUK DAİRESİ
DAVA : Davacı, davalı tarafça yapılan aidat kesintilerinin isim listeleri ile aidat kesintisine esas aylık kazançları gösteren listenin verilmesi ve bu yükümlülüğünün tespitine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle HMK.114/1-h, 115 maddeleri gereğince usulden reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı davacı avukatı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesi davacı avukatının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararını kaldırarak davanın kabulüne karar vermiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesi'nin kararı süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı Banka arasında toplu iş sözleşmesinin mevcut olduğunu, 17. dönem toplu iş sözleşmesinin halen uygulanmakta olduğunu, toplu iş sözleşmesi düzenine geçen işyerlerinde sendika üyelik aidatları ile dayanışma aidatlarının işveren tarafından kesilerek sendika hesabına ödendiğini, davalı tarafça müvekkili hesabına bir miktarın toptan olarak ödenmekte olduğunu, kimden ne kadar aidat kesintisi yapıldığı bilinmediğinden kontrol etme imkanlarının da söz konusu olmadığını, bu nedenin bir sonucu olarak da İstanbul 26. İş Mahkemesinin 2016/388 Esas sayılı dosyası ile dayanışma aidatına karşılık gelen tazminata yönelik dava açtıklarını, 17. dönem toplu iş sözleşmesinin 53. maddesine göre sendikanın yazılı talebi ve aidatı kesilecek üyelerinin listesini Genel Müdürlüğe vermesi üzerine davalı Bankanın Tüzükte öngörülen aidat miktarlarını maaş bordrolarında göstermek suretiyle maaşlardan keserek 15 gün içinde sendikaya veya göstereceği banka hesabına yatırması ve buna dair listeyi 30 gün içinde sendikaya iletmesi gerektiğini, davalı Bankaca bu madde gereğince liste verilmesi beklenmeden ve istenmeden bu kesintilerin yapılarak toplam olarak müvekkili Sendikanın hesabına ödenmekte olduğunun ve yine aynı maddede belirtilen aidat miktarlarını içeren listenin hiçbir şekilde davalı Banka tarafından müvekkiline verilmediğini, ücret miktarlarına yönelik bir kontrol ve kesintinin doğruluğu hususunda bir denetim yapma olanağının mevcut olmadığını iddia ederek davalı tarafından müvekkili hesabına ödenen aidatlara ilişkin her bir çalışanı aylık aidata esas gelirini ve aidat miktarını gösterir ayrıntılı listenin müvekkiline verilmesine, bundan sonra her aylık kesintiye ilişkin davalının bu yönde yükümlülüğü olduğunun tespitine karar verilmesi talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacı Sendika tarafından İstanbul 26. İş Mahkemesi 2016/388 E. sayılı dava dosyasında dayanışma aidatının tazmini ile ilgili olarak dava açıldığını, söz konusu dava dosyasının tarafları aynı olup, derdestlik itirazında bulunduklarını, maddi vakaların tespit davasına konu edilemeyeceğini, delil tespiti talebinin sadece davanın görülmekte olduğu mahkemeden istenebileceğini, davacının davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığını, davacı Sendika tarafından Mayıs 2015 tarihinden itibaren müvekkili Bankaya herhangi bir üyelik bildirimi yapılmadığını, dolayısıyla müvekkili Banka nezdindeki bilgi, üyelik aidatı kesilen çalışanlar ile sınırlı olduğunu, davacının talep ettiği bilgileri davalı Banka dışından da temin edebileceğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
C) İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
Bölge Adliye Mahkemesi’nin kaldırma kararına uyan İlk Derece Mahkemesince, 'Dava konusu olayda davacı sendika, üyelerini tespit edip, SGK kayıtlarından da her bir sendika üyesi çalışanın aylık aidata esas gelirinin ve dolayısıyla da her bir üyenin ödemesi gereken aidat tutarının tespit edebilecek durumdadır. Bu bakımdan davacının mahkemeden aidat miktarını gösterir ayrıntılı listenin davalı tarafça davacıya verilmesine karar verilmesini talep etmesinde hukuki yararı bulunmamaktadır. Yine dava dilekçesinde belirtilen Toplu İş Sözleşmesinin 53. maddesinde davalı tarafından sendika üyelerinin maaşlarından yapılan aidat kesintilerine ilişkin listeyi sendikaya ileteceğine ilişkin düzenleme bulunduğu gözetildiğinde davalının bu yönde bir yükümlülüğü olduğunun ayrıca mahkemece tespit edilmesinde hukuki yarar bulunmamaktadır. Davacının işbu tespit davasını açmaktaki amacının davalı tarafça eksik ödenen dayanışma aidatının tespitine yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Davacı tarafça mahrum kalınan dayanışma aidatı tutarına ilişkin olarak İstanbul 26. İş Mahkemesinde açılan davada, işbu davada tespiti talep edilen hususların değerlendirileceği gözetildiğinde davacının bağımsız bir tespit davası açmakta zaten hukuki yararının bulunmadığı değerlendirilmiştir.” gerekçesiyle davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı anlaşıldığından, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle HMK.114/1-h, 115 maddeleri gereğince usulden reddine karar vermiştir.
D)İstinaf başvurusu:
İlk Derece Mahkemesi kararına karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
E)İstinaf Sebepleri:
Davacı vekili istinaf başvurusunda; TİS'in 53. maddesi gereğince davalının yükümlülüğü olan listelerin verilmesi talebinin içeren eda davası olduğunu, eda davasının içerisinde tespit içermesinin tespit davası olduğu anlamına gelmediğini, müvekkilinin banka hesabına toplam bir rakam ödenmekte olup, yapılan ödemelerin ayrıntısı bilinemediğinden kontrol imkanı olmadığını, davalı tarafa bir çok defa bu konuda başvuru yapılmasına rağmen olumlu cevap alınamadığını, İstanbul 26. İş Mahkemesi’nin 2016/388 E. sayılı davasının sendikaya üye olmayan çalışanların dayanışma aidatlarına ilişkin olduğunu, iş bu davanın ise sendikaya üye olan çalışanların ödediği sendika aidatı miktarına yönelik liste olduğunu, söz konusu davada listelerin temininin mümkün olmadığını ileri sürmüştür.
F)Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
Bölge Adliye Mahkemesince, “Toplu İş Sözleşmesinin tarafı olan davalı bankanın dava tarihi öncesi yazışmalara rağmen sendikaya üye olan işçilerin üyelik aidatı kesintilerine ilişkin listeleri davacı sendikaya göndermediği anlaşılmıştır. Mülga 2821 sayılı sendikalar kanununun 61. maddesi 1. fıkrasında sendika aidat kesinti listelerinin sendikaya gönderme zorunluluğunun düzenlendiği, taraflar arasında bağıtlanan 17. dönem Toplu İş Sözleşmesinin 52. maddesinin de aynı yönde düzenlemeler içerdiği, İstanbul 26. İş Mahkemesinin 2016/388 esas sayılı davasının sendikaya üye olmayan çalışanların dayanışma aidatlarına ilişkin olduğunu, iş bu davanın ise sendikaya üye olan çalışanların ödediği sendika aidatı miktarına yönelik liste olduğunu, dava konularının farklı olup, sendika aidat listelerinin İstanbul 26. İş Mahkemesinin 2016/388 esas sayılı dava dosyasından temininin mümkün olmadığı, davalı tarafından toplu olarak aidat kesintilerinin davacının banka hesabına yatırılması nedeniyle yapılan ödemelerde eksiklik olup- olmadığını denetleme imkanı olmadığından davacı sendikanın tespit davası ve eda davası açmakta hukuki yararı bulunduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin bu yöndeki istinaf sebepleri yerinde olup, ilk derece mahkemesince davanın kabulü yerine, davacının davayı açmakta hukuki yarar bulunmadığından davanın usulden reddine karar verilmesi isabetli değildir.” gerekçesiyle,
“1-) Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile; İSTANBUL 8. İŞ MAHKEMESİ'nin 21/03/2019 tarih 2018/164 Esas, 2019/126 Karar sayılı Kararının KALDIRILMASINA,
A - Davanın KABULÜ ile;
- Davalı tarafından davacı hesabına ödenen sendika aidatlarına ilişkin her bir çalışanın aylık aidata esas gelirini ve aidat miktarlarını gösterir ayrıntılı listelerin davacı sendikaya verilmesine,
- Kararın kesinleşmesinden itibaren her ay yapılacak sendika üyelik aidat kesintileri ile ilgili olarak her bir çalışanın aylık aidata esas gelirini ve aidat miktarlarını gösterir ayrıntılı listelerin davacı sendikaya maaşlarda kesinti yapıldığı tarihten itibaren 30 gün içerisinde verilmesi gerektiğinin tespitine,” karar verilmiştir.
G)Temyiz başvurusu :
Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararına karşı davalı vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
H) Gerekçe:
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Dava Şartları” başlıklı 114. maddesinin 1. fıkrasının (h) bendinde, davacının dava açmakta hukuki yararının bulunması açıkça dava şartları arasında sayılmıştır.
Bir davada hukuki yarar ilkesinin dava şartı olarak gözetilmesinin yargılamanın amacına ve usul ekonomisi ilkesine uygun olarak yargılama yapılmasına yarar sağlayacağı her türlü duraksamadan uzaktır. Bu ilkeden hareketle, dava şartı olarak hukuki yararın varlığının mahkemece taraflarca dava dosyasına sunulmuş deliller, olay veya olgular çerçevesinde, kural olarak davanın açıldığı tarihe göre, kendiliğinden ve yargılamanın her aşamasında gözetilmesi gerekir. Bu sayede iç hukukumuzun bir parçası olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Sözleşme)'nin 6. maddesi ve 1982 Anayasasının 36. maddesinde düzenlenen 'hak arama özgürlüğü”nün dürüstlük kuralına uygun kullanılması sağlanabilecek; bu durum, haksız davalar açmak suretiyle, dava hakkının kötüye kullanılmasına karşı bir güvence oluşturacaktır. Dava açmaktaki hukuki yarar; hukuk düzenince kabul edilmiş meşru bir yarar olmalı, bu yarar dava açan hak sahibi ile ilgili olmalı ve dava açıldığı sırada halen mevcut bulunmalıdır. Ayrıca açılacak davanın ortaya çıkacak tehlikeyi bertaraf edecek nitelikte olması gerekir. Bir kimsenin hakkına ulaşmak için mahkeme kararının o an için gerekli olması durumunda hukuki yararın olduğundan söz edilebilir. Bir mahkeme kararına ihtiyaç yoksa hukuki yarardan söz edilemez (Pekcanıtez, H., Atalay, O., Özekes, M.; Medeni Usul Hukuku, Ankara 2011, s.297).
Ayrıca bilindiği üzere, eda davası sonunda verilecek olan hüküm ile, aynı zamanda dava konusu hukuki ilişkinin var olup olmadığı da tespit edilerek sonucuna göre eda hükmü kurulacak olması nedeniyle eda davası açılması mümkün olan hallerde tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığı kabul edilmektedir.
Somut uyuşmazlıkta; davalı tarafından davacı hesabına ödenen üyelik aidatlarına ilişkin her bir çalışanın aylık aidata esas gelirini ve aidat miktarını gösterir ayrıntılı listenin davacıya verilmesine, bundan sonra her aylık kesintiye ilişkin davalının bu yönde yükümlülüğü olduğunun tespitine karar verilmesi talep edilmiştir.
Davacı Sendikanın üyelerini tespit edip, SGK kayıtlarından da her bir sendika üyesi çalışanın aylık aidata esas gelirinin ve dolayısıyla da her bir üyenin ödemesi gereken aidat tutarının tespit edebilecek durumda olduğu gibi üyelik aidatlarının tahsiline ilişkin usul ve esaslar da ilgili mevzuat ile (6356 sayılı Kanun’un 18. md., TİS 52.md.) açıkça belirlenmesi karşısında bu yükümlülüğün tespitinin talep edilmesinde hukukî yarar bulunmamaktadır. Keza, 6100 sayılı Kanun’un 106. maddesinde tespit davası yoluyla mahkemeden, bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun yahut bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesinin talep edilebileceği, maddi vakıaların ise tek başlarına tespit davasının konusunu oluşturamayacağı amir hüküm olarak düzenlenmiş olup, eldeki dava ile de talep edilen sendikaya üye olan çalışanlar ve bunlardan yapılan aidat kesintilerinin listesi maddi vakıa olması hasebiyle de tespit davasına konu edilmesi de yerinde değildir. Açıklanan nedenlerle davanın hukukî yarar yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekirken esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine, kararın bir örneğinin İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 16.10.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
9. Hukuk Dairesi 2019/6625 E. , 2019/18225 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 24 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 33 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 22 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 23 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 23 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 20 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat