9. Hukuk Dairesi 2019/3682 E. , 2019/14819 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

9. Hukuk Dairesi 2019/3682 E. , 2019/14819 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 30. HUKUK DAİRESİ

DAVA : Davacı, Türkiye iş Kurumu Genel Müdürlüğü İstanbul İl Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğünce düzenlenen 11/10/2017 tarih ve 43422173-403.6-135556 sayılı 'işyeri incelemesi' konulu yazı ekinde sunulan 25/08/2017 tarih ve ... nolu rapora ve raporun 1. maddesindeki tesbite karşı 4857 sayılı İş Kanunu'nun 92/III maddesi (değişik üçüncü fıkra B13.02.2011-6111/78 mad.) gereği itirazlarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Yerel mahkemece, davanın sıfat yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı davacı avukatı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi davacı avukatının istinaf başvurusunu esastan reddetmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi'nin kararı süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davalı Kurumun müvekkili Şirkette 07/06/2017-06/07/2017 tarihleri arasında yaptığı inceleme neticesinde 4857 sayılı İş Kanunu’nun 32. maddesinin 2. fıkrasında prim ve ikramiye ödemelerinin ücretin eki olarak kabul edildiği, işyerinde en son Aralık 2015 ayında prim ödemesi yapılıp bu tarihten sonra prim ödemesi yapılmayan ve halen işyerinde çalışan 23 işçi bulunduğu tespit edilmiş olup işçilere geçmiş dönemde hak kazandıkları Kasım 2016 ile Haziran 2017 tarihleri arası prim ödemelerinin derhal yapılması gerektiğinin belirtildiğini, ancak primin işçiye teşvik amacı ile verilen ek kazanım olduğunu, iş teftiş kurulu raporuna konu işçilerin sözleşmelerinde prim ödemesine ilişkin herhangi bir hüküm bulunmadığını, işverenin teşvik amacıyla başlattığı, bu uygulama Kasım 2014 yılında başladığını ve yine işverenin insiyatifi ile Aralık 2015 tarihinde sonlandırıldığını, bu uygulamanın şirket genelinde yapılan bir uygulama olmayıp sadece vardiyalı çalışan personele yapılmış bir uygulama olduğunu, kaldırılmış olsa dahi personelin aylık gelirinde herhangi bir düşüş olmadığını, 2016 yılı geçincede de yine ücret artışı yapıldığını, prim uygulamasının kaldırılmasına işçiler tarafından da muvafakat edildiğini, ayrıca primin yapılan işe ya da belirli kriterlere göre teşvik amacı ile ödenen para olmakla temel ücret sayılmayıp ortadan kaldırılmasının ücreti indirilmesi olarak kabul edilemeyeceğini, işyeri uygulamasının ise bazı fiili davranışların tekrarlanması ile ortaya çıktığını, işveren tarafından başlangıçta sözleşmesel veya yasal zorunluluk olmaksızın bir menfaatin tek taraflı olarak devamlı şekilde ve aynı koşullarla sağlanması halinde işçilerin zımni kabulleriyle iş koşulu haline gelen bir işyeri uygulaması oluşturduğunu, bu uygulamanın birkaç kez tekrarlanması gerektiği konusunda belirli bir ölçü verilemeyeceğini, devamlılık arz etmesi gerektiğini, tespiti yapılan işçilerden 8 tanesinin 2015 yılı ortalarında işe alınmış olup bu işçiler açısından da 4,5 ay gibi uygulanan prim ödemesinin devamlılık arz ettiği ve işyeri uygulaması haline geldiğinden bahsetmenin mümkün olmadığını belirterek Türkiye iş Kurumu Genel Müdürlüğü İstanbul İl Çalışma ve iş Kurumu İl Müdürlüğünce düzenlenen 11/10/2017 tarih ve 43422173-403.6-135556 sayılı 'işyeri incelemesi' konulu yazı ekinde sunulan 25/08/2017 tarih ve ... nolu rapora ve raporun 1. maddesindeki tespite karşı 4857 sayılı İş Kanunu'nun 92/III maddesi (değişik üçüncü fıkraB13.02.2011-6111/78 mad.) gereği itirazlarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacı vekilince açılmış bu davada müvekkil idarenin taraf sıfatı olmadığını savunarak davanın husumette reddini talep etmiştir.
C) İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk Derece Mahkemesince, Yargıtay 22. Hukuk Dairesi’nin 2013/27644 E. 2013/21120 K. sayılı kararında da belirtildiği üzeri iş müfettişi raporlarının işçilerin alacaklarına yönelik kısımlarına karşı işçi ya da işveren tarafından açılacak davalar yerine göre eda davası yerine göre ise menfi tespit davası özelliği göstermekte olup bu davaların tarafları işçi ve işveren olduğundan İş Kurumu Genel Müdürlüğü’nün taraf sıfatı bulunmadığı yönündeki içtihadı dikkate alınarak davacının davasının husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmiştir.
D)İstinaf başvurusu:
İlk Derece Mahkemesi kararına karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
E)İstinaf Sebepleri:
Davacı vekili istinaf başvurusunda; davalı Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü İstanbul Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğünün 07/06/2017 -06/07/2017 tarihleri arasında Şirketlerinde yaptığı inceleme neticesinde 4857 sayılı İş Kanun'un 32. maddesinin 2. fıkrasında prim ve ikramiye ödemelerinin ücretin eki olarak kabul edildiğinden bahisle iş yerinde en son Aralık 2015 ayında prim ödemesi yapıldığı, bu tarihten sonra prim ödemesi yapılmayan ve halen iş yerinde çalışan 23 işçi bulunduğunun tespit edildiğini, işçilere geçmiş dönemde hak kazandıkları 2016 Kasım ile 2017 Haziran arası prim ödemelerinin derhal yapılması gerektiği sonucuna ulaşıldığını, davalı Kurumun raporunda belirttiği sonucun hatalı olduğundan bahisle 4857 sayılı Yasanın 92/3. maddesi dayanak yapılarak dava açıldığını İlk Derece Mahkemesince husumet yokluğu nedeni ile davanın reddine karar verildiğini, gerek iş teftiş kurulu raporunun 12. sayfasında gerekse 4857 sayılı Yasanın 92/3. maddesinde belirtildiği gibi iş müfettişleri tarafından düzenlenen raporların ve tutulan tutanakların işçi alacaklarına ilişkin kısımlarına karşı taraflarca 5521 sayılı Yasa'nın 8. maddesine göre kanun yoluna başvurulabileceğini, bu durumda sözkonusu raporu hazırlayan kurumun tarafa gösterilerek rapora itiraz edilmesinin hukuka ve Kanunu uygun olduğunu, davanın husumet nedeni ile reddedilmesinin hatalı olduğunu, ilgili Kurumun 25/08/2017 tarih ... nolu raporda 'Aralık 2015 ayında prim ödemesi yapılan ve bu tarihten sonra prim ödemesi yapılmayan ve halen işyerinde çalışan 23 işçiye geçmiş dönemde hak kazandıkları 2016 Kasım ve 2017 Haziran arası prim ödemelerinin yapılmasına' ilişkin tespitin hatalı olduğunu, primin işçiyi teşvik amacı ile verilen ek bir kazanç olduğunu, işçilerin sözleşmelerinde prim ödemesine ilişkin prim ödemesine ilişkin herhangi bir hüküm bulunmadığını, teşvik amacı ile başlatılan bu uygulamanın 2014 Kasım ayında başladığını, işverenin insiyatifi ile Aralık 2015 de sonuçlandırıldığını, bu uygulamanın Şirket genelinde yapılan bir uygulama olmayıp sadece vardiyalı çalışan personele yapılmış bir uygulama olduğunu, prim uygulamasının kaldırılmış olmasına rağmen personelin aylık gelirinde herhangi bir düşüş yaşanmadığını, prim ödemesinin işyeri uygulaması haline de gelmediğini, Yargıtay uygulamaları doğrultusunda işyeri uygulamasından bahsedilebilmesi için en az üç yıl gibi uzunca bir süre devamlılık arz etmesi gerektiğini, oysa prim ödemesinin bir yıl civarında yapıldığını, bu nedenle işyeri uygulaması haline de gelmediğini ileri sürmüştür.
F)Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
Bölge Adliye Mahkemesince, iş müfettişi raporlarının işçilerin alacaklarına yönelik kısımlarına karşı işçi ya da işveren tarafından açılacak davalar, yerine göre eda davası yerine göre ise menfi tespit davası özelliği göstermekte olup her halükarda bu davaların tarafları işçi ve işveren olduğu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğünün bu davalarda taraf sıfatı bulunmadığı gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
G)Temyiz başvurusu :
Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararına karşı davacı vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
H) Gerekçe:
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 124. maddesi ile bir davada taraf değişikliğinin, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkün olduğu, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebinin, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilebileceği, dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesinin kabul edilebilir bir yanılgıya dayanması halinde hâkimin karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebileceği düzenlenmiştir. Hasımda yanılma halinde taraf değişikliği karşı tarafın muvafakati ile gerçekleştirilebilirken maddi hata bulunması, dürüstlük kuralına aykırı olmaması veya hasımda yanlışlığın kabul edilebilir bir yanılgıya dayanması halinde ise karşı tarafın muvafakati aranmaksızın hakim tarafından kabul edilmek suretiyle yapılabilmektedir. Bu durumda davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen kişi lehine yargılama giderlerine hükmeder.
Somut uyuşmazlıkta; dava konusu rapor, inceleme raporu olup genel denetim raporu değildir ve isimleri de zikredilmek suretiyle belirlenen işçilerin alacakları tespit edildiğinden, bu haliyle 4857 sayılı Kanun’un 92. maddesinin 3. fıkrası kapsamında davanın tarafının ilgili işçiler ile işveren olması gerektiğinden bu yönüyle mahkeme kararındaki değerlendirme yerinde ise de, usul ekonomisi ilkesi ve hakimin davayı aydınlatma ödevi gözetilmeksizin davacı tarafa 6100 sayılı Kanun’un 124'üncü maddesini işletme olanağı sağlanmadan ön inceleme duruşmasında davanın husumetten reddi yerinde bulunmamıştır.
Bu durumda Mahkemece yapılacak iş, davacıya taraf değişikliği için imkân verilerek, itiraza konu rapor ile lehlerine tespit yapılan işçilerin davaya dahili sağlandıktan sonra işin esasına girilip bir karar verilmesinden ibarettir.
Mahkemece taraf teşkili yapıldıktan sonra işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken davanın usul yönünden reddine karar verilmesi hatalı olup, bozma gerektirmiştir.
F) SONUÇ:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 03.07.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön