9. Hukuk Dairesi 2019/3994 E. , 2019/13999 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

9. Hukuk Dairesi 2019/3994 E. , 2019/13999 K.


'İçtihat Metni'


MAHKEMESİ :... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ


DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine, işe iadesine ve yasal sonuçlarına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin kabul kararına karşı davalı avukatı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
....Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi davalı avukatının istinaf başvurusunu esastan reddetmiştir.
....Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi'nin kararı süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

YARGITAY KARARI

A)Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 12.09.2012-16.10.2015 tarihleri arasında davalı işverenlikte çalıştığını ve en son satış temsilciliği görevi yürüttüğünü, iş sözleşmesinin haklı ve geçerli bir neden olmadan işveren tarafından feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine, davacının işe iadesine ve yasal sonuçlarına karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili; satış temsilcisi olarak çalışan davacının mono distribütörler ile işyeri kurallarına aykırı şekilde ve kendi ya da 3. şahıs lehine menfaat sağlayacak şekilde sağlam-iade ürün değişimi yapması sebebiyle iş sözleşmesinin geçerli nedenle feshedildiğini savunarak davanın reddini savunmuştur.
C) İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk derece mahkemesince, kampanya dönemlerindeki iskonto oranları nedeniyle oluşan satış ve faturalama farkından dolayı hesap açıklarının oluştuğu, bu durumun davalı şirketin sisteminden kaynaklandığı, davacının eylemini sistemdeki eksiklik nedeniyle gerçekleştirmek zorunda kaldığı eylem ile eyleme bağlanan sonucun ölçüsüz olduğu, davacının daha önce benzer şekilde davranışının bulunmadığı, feshin son çare ilkesine uygun davranılmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Ç) İstinaf başvurusu :
Davalı vekili davanın reddine karar verilmek üzere İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

D) Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
Bölge adliye mahkemesince, eylemin şirket işleyiş ve disiplinine aykırı olduğu açık olmakla birlikte şirket zararına olarak mono distribütörün menfaat elde ettiğine dair delil bulunmadığı, çalıştığı dönem içinde davacı hakkında olumsuz öngörüye sebep olacak benzer şekilde bir davranışı, herhangi bir disiplinsiz hareketi veya olumsuzluğu, buna ilişkin herhangi bir tutanak, savunma, uyarı vs. belgeye rastlanmadığı, kampanya dönemlerindeki iskonto oranları nedeniyle oluşan satış ve faturalama farkından dolayı ortaya çıkan hesap açığı için yaptığı hatalı hareketi nedeniyle iş akdinin feshi yoluna gidilmesi ağır bir sonuç oluşturduğu ve hesap açığına konu miktar da gözetildiğinde fesihte ölçülülük ilkesinin aşıldığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmiştir.
E)Temyiz başvurusu :
Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararına karşı davalı vekilli tarafından süresinde temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
F) Gerekçe:
4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesi işverene, işçinin davranışlarından ve yeterliliğinden kaynaklanan nedenlerle iş sözleşmesini feshetme yetkisi vermiştir. İşçinin davranışlarından kaynaklanan fesihte takip edilen amaç, işçinin daha önce işlediği iş sözleşmesine aykırı davranışları cezalandırmak veya yaptırıma bağlamak değil; onun sözleşmesel yükümlülükleri ihlale devam etmesi, tekrarlaması rizikosundan kaçınmaktır. İşçinin davranışları nedeniyle iş sözleşmesinin feshedilebilmesi için, işçinin iş sözleşmesine aykırı, sözleşmeyi ihlal eden bir davranışının varlığı gerekir. İşçinin kusurlu davranışı ile sözleşmeye aykırı davranmış ve bunun sonucunda iş ilişkisi olumsuz bir şekilde etkilenmişse işçinin davranışından kaynaklanan geçerli bir fesih söz konusu olur. Buna karşılık, işçinin kusur ve ihmaline dayanmayan sözleşmeye aykırı davranışlarından dolayı işçiye bir sorumluluk yüklenemeyeceğinden işçinin davranışlarından kaynaklanan geçerli fesih nedeninden de bahsedilemez.
İşçinin davranışlarından ve yeterliliğinden kaynaklanan nedenler, aynı yasanın 25. maddesinde belirtilen nedenler yanında, bu nitelikte olmamakla birlikte, işyerlerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen nedenlerdir. İşçinin davranışlarından veya yetersizliğinden kaynaklanan nedenlerde, iş ilişkisinin sürdürülmesinin işveren açısından önemli ve makul ölçüler içinde beklenemeyeceği durumlarda, feshin geçerli nedenlere dayandığını kabul etmek gerekecektir.
İşçinin davranışlarına dayanan fesih, herşeyden önce, iş sözleşmesinin işçi tarafından ihlal edilmesini şart koşmaktadır. Bu itibarla, önce işçiye somut olarak hangi sözleşmesel yükümlülüğün yüklendiği belirlendiği, daha sonra işçinin, hangi davranışı ile somut sözleşme yükümlülüğünü ihlal ettiğinin eksiksiz olarak tespit edilmesi gerekir. Şüphesiz, işçinin iş sözleşmesinin ihlali işverene derhal feshetme hakkını verecek ağırlıkta olmadığı da bu bağlamda incelenmelidir. Daha sonra ise, işçinin isteseydi yükümlülüğünü somut olarak ihlal etmekten kaçınabilip kaçınamayacağının belirlenmesi gerekir. İşçinin somut olarak tespit edilmiş sözleşme ihlali nedeniyle işverenin işletmesel menfaatlerinin zarar görmüş olması şarttır.
İşçinin yükümlülüklerinin kapsamı bireysel ve toplu iş sözleşmesi ile yasal düzenlemelerde belirlenmiştir. İşçinin kusurlu olarak (kasden veya ihmalle) sebebiyet verdiği sözleşme ihlalleri, sözleşmenin feshi açısından önem kazanır. Geçerli fesih sebebinden bahsedilebilmesi için, işçinin sözleşmesel yükümlülüklerini mutlaka kasıtlı ihlal etmesi şart değildir. Göstermesi gereken özen yükümlülüğünün ihlal edilerek ihmali davranış ile ihlali yeterlidir. Buna karşılık, işçinin kusuruna dayanmayan davranışları, kural olarak işverene işçinin davranışlarına dayanarak sözleşmeyi feshetme hakkı vermez. Kusurun derecesi, iş sözleşmesinin feshinden sonra iş ilişkisinin arzedebileceği olumsuzluklara ilişkin yapılan tahminî teşhislerde ve menfaatlerin tartılıp dengelenmesinde rol oynayacaktır.
İşçinin iş sözleşmesini ihlal edip etmediğinin tespitinde, sadece asli edim yükümlülükleri değil; kanundan veya dürüstlük kuralından doğan yan edim yükümlülükleri ile yan yükümlerin de dikkate alınması gerekir. Sadakat yükümü, sözleşmenin taraflarına sözleşme ilişkisinden doğan borçların ifasında, karşı tarafın şahsına, mülkiyetine ve hukuken korunan diğer varlıklarına zarar vermeme, keza sözleşme ilişkisinin kapsamı dışında sözleşme ile güdülen amacı tehlikeye sokacak özellikle karşılıklı duyulan güveni sarsacak her türlü davranıştan kaçınma yükümlülüğünü yüklemektedir.
İşçinin iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini kusurlu olarak ihlal ettiğini işveren ispat etmekle yükümlüdür.
Yan yükümlere itaat borcu, günümüzde dürüstlük kuralından çıkarılmaktadır. Buna göre, iş görme edimi dürüstlük kuralının gerektirdiği şekilde ifa edilmelidir. İşçinin davranışlarından kaynaklanan fesih sebebi, işçinin kusurlu bir davranışını şart koşar.
Dosya içeriğine göre davacının iş sözleşmesi davalı işveren tarafından 16.10.2015 tarihli fesih yazısıyla “..08.10.2015 tarihinde Satış Operasyon Destek Elemanı görevini yürüttüğünüz dönemde grubunuzdaki mono distribütörler ile sağlam ve iade ürün değişimi yapılması konusunda hakkınızda tutanak düzenlenmiş ve yazılı savunmanız alınmıştır. Vermiş olduğunuz savunmanızda birkaç kez sağlam ve iade ürün değişimi yaptığınızı kabul ettiniz. Bu durum şirket prosedürlerimize ve iş süreçlerimize aykırı olup şirketimiz tarafından kabul edilemez niteliktedir....” gerekçesi ile feshedilmiştir.
Dosyaya sunulan davacının 08.10.2015 tarihli savunmasında aynen, 'pasif araca ilk çıktığımda mal faturaları ile iade faturaları sadece iadelerde çıktığı için üç gün boyunca bir hesap açığı oluştu. Bu açığı kapatmak için Md ....'dan bir sefere mahsus satılamaz iade alıp depoya teslim ettim bu şekilde açığı kapadım. Bu sebepten kazanç sağlamadım. Başka bir olay yaşanmamış.' şeklinde açıklama yapmıştır.
Yerel mahkeme kararında ve Bölge Adliye Mahkemesi kararında meydana gelen açığın kampanya dönemlerindeki iskonto oranları nedeniyle oluşan satış ve faturalama farkından oluştuğu belirtilmiştir. Bu durumun her zaman karşılaşılabilecek bir durum olduğu kabul edilse dahi, davacının mono distribütör ....'dan satılamaz iade ürün alarak açığı kapatması ve bu durumu işverene bildirmemesi taraflar arasındaki güven ilişkisini sarsacak nitelikte olduğundan davacının iş akdinin feshinin geçerli nedene dayandığı anlaşılmakla davanın reddi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
4857 sayılı İş Yasasının 20/3 ve 6100 sayılı HMK.’un 373. maddeleri uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
G) Sonuç: Yukarıda açıklanan gerekçe ile
1-) İlk derece mahkemesinin ve Bölge Adliye Mahkemesinin kararlarının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-) Feshin geçerli nedene dayandığı anlaşıldığından DAVANIN REDDİNE,
3-) Alınması gereken 44,40 TL karar-ilam harcından davacının yatırdığı 27,70 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 16,70 TL karar-ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-) Davacının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 925,00 TL.lik yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-) Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre belirlenen 2.725,00 TL. ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-) Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgiliye iadesine,
7-) Dava dosyasının İlk Derece Mahkemesi'ne, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine,
Kesin olarak 24.06.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön