9. Hukuk Dairesi 2016/34249 E. , 2020/18896 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle 19.04.2002 – 09.10.20015 tarihleri arasında çalıştığını, 15 yıl 3600 gün prim ödeme gün sayısını doldurduğunu, kıdem tazminatının müvekkiline ödenmesinin diğer çalışanlara örnek olacağından, bu durumun davalı şirket için bir endişe kaynağı olarak görüldüğünü, Beşiktaş Noterliğinden 13.10.2015 tarihli kıdem tazminatının ödenmesi için çekilen ihtarnameye rağmen herhangi bir sonucun alınamadığını ileri sürerek fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla 51.000 TL.lik kıdem tazminatının iş sözleşmesinin fesih tarihi olan 09/10/2015 tarihinden itibaren müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili tarafından 01.02.2015 tarihli cevap dilekçesinde özetle davacının, davalı banka nezdinde 19.04.2002 tarihinde çalışmaya başladığını, iş akdini istifa etmek suretiyle 17. Beşiktaş Noterliği 13.10.2015 tarih ve 108147 yevmiye nolu ihtarnamesi ile müvekkili bankaya bildirdiğini, bunun üzerine davalının Sosyal Güvenlik Kurumu'na istifa nedeniyle işten ayrılış bildirgesi verildiğini ve davacının istifa iradesinin Sosyal Güvenlik Kurumu'na bildirildiğini, davacı tarafın dava dilekçesinde ve ihtarnamesinde belirtiğinin aksine, emekli olmak amacını taşımadığını ileri sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanarak davanın reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Mahkemece, davacı tarafından yapılan feshin 1475 sayılı Kanun'un 14. maddesinin birinci fıkrasına (5) numaralı bendine uygun bir fesih olmadığı davacının 07/09/2015 tarihinde iş görüşmesine başladığı, davalı bankadan istifasından önce ataması yapıldığını, bu nedenle kendisinin baştan beri emeklilik niyetiyle fesih yapmadığı, iradesinin bu yönde olduğu, gelen müzekkere cevapları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde tazminat koşullarının oluşmadığı emekli olma iradesi ile değil başka bir işte çalışmak üzere işten ayrıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İş sözleşmesinin işçi tarafından yaşlılık aylığı tahsisi amacıyla feshedilip feshedilmediği ve buna göre kıdem hakkının doğup doğmadığı konularında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu'nun 120. maddesi yollamasıyla, halen yürürlükte olan 1475 sayılı Kanun'un 14. maddesinin birinci fıkrasının dördüncü bendinde, işçinin bağlı bulunduğu kurum veya sandıktan yaşlılık, emeklilik veya malullük aylığı yahut toptan ödeme almak amacıyla ayrılması halinde, kıdem tazminatına hak kazanılabileceği hükme bağlanmıştır. O halde anılan hüküm uyarınca, fesih bildiriminde bulunulabilmesi için işçinin bağlı bulunduğu kurum veya sandıktan yaşlılık, emeklilik, malullük ya da toptan ödemeye hak kazanmış olması şarttır.
4447 sayılı Kanun'un 45. maddesi ile 1475 sayılı Kanun'un 14. maddesinin birinci fıkrasına (5) numaralı bent eklenmiştir. Anılan hükme göre, işçinin emeklilik konusunda yaş hariç diğer kriterleri yerine getirmesi halinde kendi isteği ile işten ayrılması imkânı tanınmıştır.
Somut olayda, davacı, işverene ibraz ettiği 09.10.2015 tarihli dilekçesinde 1475 sayılı Kanun'un 14. maddesi gereğince kıdem tazminatının ödenmesini talep etmiştir. Sosyal Güvenlik Kurumunun 30.09.2015 tarihli yazısı ile de, davacının 15 yıl ve 3600 gün sigortalılık süresini doldurduğu ve yaş koşulu dışında emekliliğe hak kazandığı sabittir.
İşçinin, iş sözleşmesini emeklilik sebebine dayalı olarak feshetmesine rağmen, 07/09/2015 tarihinde iş görüşmesine başlaması, davalı bankadan istifasından önce yeni çalışacağı bankada atamasının yapılması, başka bir işte çalışmaya başlamasının kanuni hakkın kötüye kullanımı olup olmadığı uyuşmazlığın çözümü açısından tartışılması gereken noktayı oluşturmaktadır.
İşçinin emeklilik sebebi ile iş sözleşmesini feshetmesinden kısa bir süre sonra, yeniden çalışmasını gerektirecek durumlar ortaya çıkabileceği gibi, işçinin bu hakkını kendisi için daha olumlu sonuçlar doğurabileceğini düşündüğü bir başka işyerinde çalışma amacı ile de kullanması mümkündür. Emeklilik hakkının bu şekilde kullanılması halinde davacının Medeni Kanun'un 2. maddesinde öngörülen dürüstlük kuralına aykırı davrandığı kabul edilemez. Kanun ile tanınmış emeklilik sebebi ile fesih hakkının kullanması ile birlikte kıdem tazminatına hak kazanılacağının kabulü gerekir. İşçinin hangi amaçla bu hakkı kullandığı, kıdem tazminatına hak kazanması açısından önem arz etmemektedir. Somut olayda davacının emeklilik sebebiyle akdi feshettiği sabit olup kıdem tazminatı almaya hak kazanmıştır. Bu sebeple davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 16.12.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi 2016/34249 E. , 2020/18896 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 25 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 7 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 32 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 25 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 23 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat