9. Hukuk Dairesi 2020/7710 E. , 2020/18636 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

9. Hukuk Dairesi 2020/7710 E. , 2020/18636 K.


'İçtihat Metni'



MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Mahkemenin yukarıda tarih, esas ve karar numarası belirtilen kararının temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizin 12.03.2020 tarihli ve 2016/15459 esas, 2020/4305 karar sayılı ilamıyla ONANMASINA karar verilmiştir.
Davacı vekilince Dairemizin kararının maddi hataya dayandığı gerekçesi ile ortadan kaldırılması istenilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 04/02/1959 tarihli ve 1957/13 esas, 1959/5 karar ile 09/05/1960 tarihli ve 1960/21 esas, 1960/9 karar sayılı kararlarında belirtildiği üzere, Yargıtayca maddi hata sonucu verilen bir karara Mahkemece uyulmasına karar verilmesi halinde dahi usulü kazanılmış hak oluşmaz ve Yargıtayın hatalı kararından dönülmesi mümkündür.
Somut uyuşmazlıkta, Dairemizin 12.03.2020 tarihli ve 2016/15459 esas, 2020/4305 karar sayılı ilamıyla Mahkeme hükmünün onanmasına karar verilmiş ise de uyuşmazlık bakımından dosya kapsamının değerlendirilmesinde maddi hata yapıldığı ve dolayısıyla hükmün aşağıda detaylı açıklanacak nedenlerle bozulması gerekirken onama ilamı tesis edildiği anlaşılmaktadır. Anılan sebeple, maddi hataya dayanan Dairemizin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının ORTADAN KALDIRILMASINA karar verildi. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:


Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, müvekkilinin davalı işverenin ayakkabı satış mağazasında 2006 yılının Temmuz ayında satış elemanı olarak işe başladığını, zaman içerisinde işyeri vergi levhasının baba kız olan davalılar arasında el değiştirdiğini, en son ... evlenince vergi kaydının diğer davalı ... adına yapıldığını,11.10.2014 tarihinde hiçbir neden yokken elemana ihtiyaç olmadığı gerekçesiyle müvekkilinin iş sözleşmesine son verildiğini, 09.00-18.00 saatleri arasında haftada altı gün çalıştığını, ayda 3-4 gün 08.00-21.00 saatleri arasında mesai yapıldığını, milli bayram ve resmi tatillerde çalışmanın devam ettiğini, yılda 3-4 gün yıllık izin kullandığını,ayda net 1.300.00 TL ücret aldığını belirterek kıdem ve ihbar tazminatı ile birlikte bir kısım işçilik alacağının davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalı ..., işyerini perakende ayakkabı satışı yapmak üzere 01.09.2014 tarihinde açtığını, davacının işyerinde çalışmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ..., işyerini 13.10.2010 tarihinde açtığını,davacının aile dostu olduğunu, 02.11.2013 tarihinde satış elemanı olarak işe aldığını, 2014 yılında evlendiği için işyerini kapatmak istediğini ve 05.06.2014 tarihinde tadilata başladığını, tadilatın 31.07.2014 tarihinde bittiğini, işyeri ayakkabı satışına müsait olmadığından davacının 15.07.2014 tarihinde işi bırakarak ayrıldığını, kısa süreli çalışan ve kendi isteğiyle ayrılan davacının kıdem tazminatı alacağı bulunmadığını, 09.00-18.00 saatleri arasında çalıştığını,fazla mesai yapılmadığını,ihbar tazminatı talep hakkı bulunduğunu ve bunu verebileceğini beyan ettiğini, fakat davacının almadığını,kanuni hakkı olan ihbar tazminatını ödemeyi kabul ettiğini belirterek davanın reddien karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece,yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 165. maddesine göre “Bir davada hüküm verilebilmesi, başka bir davaya, idarî makamın tespitine yahut dava konusuyla ilgili bir hukukî ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise mahkemece o davanın sonuçlanmasına veya idarî makamın kararına kadar yargılama bekletilebilir”.
Eldeki davada davacı 2006 Temmuz ayından 11.10.2014 tarihine kadar davalıya ait işyerinde çalıştığını ileri sürerek bir kısım işçilik alacaklarının tahsilini talep etmiştir. Mahkemece davacının sigorta kayıtlarına göre 02.11.2013-15.07.2014 tarihleri arasındaki çalışma süresine göre hak kazandığı alacakları hüküm altına alınmış ise de, dosya kapsamından, davacının 28.07.2016 tarihinde Bakırköy 4. İş Mahkemesinin 2016/274 esasına kayıtlı hizmet tespiti davasını açtığı anlaşılmaktadır. Hizmet tespiti davasında, davacının dava dilekçesinde 2006 Temmuz ayı ile 11.10.2014 tarihleri arasındaki çalışmalarının tespitini istediği, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.Ancak bu kararın kesinleşip kesinleşmediği belirsizdir.
Hizmet tespiti davasında verilen kararlar alacak davası bakımından kesin delil teşkil eder. Bu davada verilen karar, eldeki alacak davasında hüküm altına alınacak hakların hesap unsuru olan hizmet süresini ve ücreti doğrudan etkileyeceğinden hizmet tespiti davasının sonucunun bekletici mesele yapılması gerekmektedir.
Mahkemece davacının açtığı hizmet tespit davasının neticesi beklenerek, davanın sonucuna göre dosya kapsamındaki tüm deliller birlikte değerlendirilerek davacının işçilik alacaklarının belirlenmesi gereklidir.
SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, sair temyiz nedenlerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 15.12.2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.




Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2020 Yılı Kararları” sayfasına dön