9. Hukuk Dairesi 2019/7000 E. , 2020/16545 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

9. Hukuk Dairesi 2019/7000 E. , 2020/16545 K.


'İçtihat Metni'

BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : İstanbul 25. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : Bursa 5. İş Mahkemesi

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı vekilince istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 24.11.2020 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına vekili Avukat ... ile karşı taraf adına vekili Avukat ... geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili,müvekkilinin 27.08.2009 tarihinden itibaren davalı şirketin Bursa Bölge Müdürlüğü'nde en son brüt 7.809,90 TL maaşla çalıştığını,gerek fazla mesai ücretlerinin ödenmemesi, gerekse 2009 ve 2010 yıllarında ücretinin brüt 2.700,00 TL ve 2.900,00 TL olmasına rağmen Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarında asgari ücret ile gösterilmesi nedeni ile 06.04.2015 tarihinde iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini, davalı şirkette çalışma saatlerini kendisinin belirlediğininin iddia edildiğini, oysa Kara Nakliyat Müdürü'nün talimatı ile her hafta on iki saati geçen çalışma yaptığını, üst düzey yönetici olduğu düşünülse dahi yıllık fazla çalışma süresinin 270 saatin çok üzerinde olduğunu belirterek kıdem tazminatı ve fazla mesai alacağı ile birlikte bir kısım işçilik alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili,davacının Bursa Kara Nakliyet Bölge Müdürü olarak görev yaptığını, Sosyal Güvenlik kayıtlarından da anlaşılacağı üzere işe giriş tarihinin iddia ettiği gibi 27.08.2009 değil, 01.04.2011 olduğunu,davacının izin alamadan ve bilgi vermeden 07.04.2015 tarihinden itibaren işe gelmediğini, mazeretsiz ve bildirimsiz işe gelmediğinin tespit edildiğini, iş sözleşmesinin İş Kanunun 25/II-g uyarınca 09.04.2015 tarihinde feshedildiğini, davacının tüm ücretlerinin tam ve eksiksiz olarak ödendiğini, davacının son maaşının 7.997,00 TL olduğunu, davacının sigorta primlerinin eksik yatırıldığı iddiasını kabul etmediklerini,davacının fazla mesai alacağının bulunmadığını, davacının şirketlerinde üst düzey yönetici olduğunu, çalışma saatlerini tamamen kendisinin ayarladığını bu nedenle fazla mesai talep edemeyeceğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk derece mahkemesince, yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf başvurusu :
İlk derece mahkemesinin kararına karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
Bölge adliye mahkemesince, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b.2 maddesi gereğince kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.
Temyiz :
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı işçinin üst düzey yönetici olup olmadığı ve davacı işçinin fazla mesai alacağına hak kazanıp kazanmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
İşyerinde üst düzey yönetici konumda çalışan işçi, görev ve sorumluluklarının gerektirdiği ücretinin ödenmesi durumunda, ayrıca fazla çalışma ücretine hak kazanamaz. Bununla birlikte üst düzey yönetici konumunda olan işçiye aynı yerde görev ve talimat veren bir başka yönetici ya da şirket ortağı bulunması halinde, işçinin çalışma gün ve saatlerini kendisinin belirlediğinden söz edilemeyeceğinden, yasal sınırlamaları aşan çalışmalar için fazla çalışma ücreti talep hakkı doğar. O halde üst düzey yönetici bakımından şirketin yöneticisi veya yönetim kurulu üyesi tarafından fazla çalışma yapması yönünde bir talimatın verilip verilmediğinin de araştırılması gerekir. İşyerinde yüksek ücret alarak görev yapan üst düzey yöneticiye işveren tarafından fazla çalışma yapması yönünde açık bir talimat verilmemişse, görevinin gereği gibi yerine getirilmesi noktasında kendisinin belirlediği çalışma saatleri sebebiyle fazla çalışma ücreti talep edemeyeceği kabul edilmelidir.
Somut olayda, davacının davalı işyerinde Bursa Bölge Müdürü olarak çalıştığı anlaşılmaktadır.Davacı tanığı ... beyanında kendisinin genel müdür olarak çalıştığını,davacının amiri olarak çalışma saatlerini kendisinin düzenlediğini belirttiği,bölge adliye mahkemesince bu tanık beyanına göre davacının kendi mesaisini belirleyebilecek derecede üst düzey yönetici olmadığı gerekçesi ile fazla mesai ücreti alacağı hüküm altına alınmış ise detanık Metin’in genel müdür olarak İstanbulda çalıştığı,davacının bölge müdürü olarak Bursada görev yapması sebebiyle bulunduğu yerde üst düzey yönetici sıfatıyla çalışmış olduğu, yetki alanı gereğince çalışma düzenini kendisinin belirleyebilecek konumda olduğu anlaşılmakla, fazla mesai ücreti talebinin reddine karar verilmesi gerekirken,yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
3-Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının iş sözleşmesini feshinin haklı nedene dayanıp dayanmadığı noktasındadır.
İşçinin sigorta primlerinin hiç yatırılmaması veya eksik bildirilmesi, sosyal güvenlik hakkını ilgilendiren bir durum olsa da Dairemizin 1475 sayılı Yasa döneminde istikrar kazanmış olan görüşü, 4857 sayılı İş Kanunu döneminde de devam etmekte olup, sigorta primlerinin hiç yatırılmaması, eksik yatırılması veya düşük ücretten yatırılması hallerinde de işçinin haklı fesih imkânı vardır .
Somut olayda, davacı taraf, 2009 ve 2010 yıllarında sigorta primlerinin düşük ücret üzerinden bildirilmesi ve fazla mesai alacaklarıınn ödenmemesi nedeniyle iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini iddia etmiş, davalı taraf ise davacının devamsızlığı nedeniyle iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini savunmuştur. Her ne kadar bölge adliye mahkemesince, davacının fazla mesai ücretlerinin ödenmemesi nedeniyle iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiği gerekçesi ile kıdem tazminatı hüküm altına alınmış ise deyukarıda belirtilen bozma gerekçesine göre davacının fazla mesai alacağının bulunmadığı ancak davalı tarafça 2010 Ekim ayından itibaren davacının primlerinin gerçek ücreti üzerinden bildirilmiş ise de 2010 Eylül ayına kadar asgari ücret üzerinden bildirilmesi ve bu tarihten öncesi bakımından herhangi bir düzeltmede yapılmaması nedeni ile davacının iş sözleşmesini haklı sebeple feshettiği anlaşılmaktadır.Bu gerekçe ile davacının kıdem tazminatının hüküm altına alınması yerindedir.
Sonuç:
Temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, dosyanın kararı veren bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, davalı yararına takdir edilen 3.050,00 TL duruşma vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 24.11.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2020 Yılı Kararları” sayfasına dön