9. Hukuk Dairesi 2020/7359 E. , 2020/16212 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

9. Hukuk Dairesi 2020/7359 E. , 2020/16212 K.


'İçtihat Metni'

BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : İstanbul 41. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : İstanbul 1. İş Mahkemesi

Davacı vekili, müvekkilinin davalı ... bünyesinde ... ve ... şirketlerinde çalıştığını, davalı ... ile dava dışı şirketler arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunun kesinleşen yargı kararı ile tespit edildiğini beyan ederek, fark ücret alacağı, fark ikramiye alacağı, yemek yardımı, sosyal paket yardımı, giyim yardımı, sorumluluk primi, eğitim yardımı, gece zammı alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesinin kararına karşı davalının temyizi üzerine ise 07.09.2020 tarihli ek karar ile davalının temyiz isteminin kesinlik nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Ek karar süresi içerisinde davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içeriğine göre, dava konusu edilen alacak kalemleri arasında toplu iş sözleşmesi hükümlerinden kaynaklanan sosyal yardım ve işçilik alacak talepleri bulunduğundan ve davacı işçinin dava tarihi itibariyle davalıya ait işyerinde çalışmaya devam ettiğinden verilen kararın geleceğe yönelik etkisi bulunmaktadır. Bu tür uyuşmazlıkların çözümüne ilişkin kararların temyiz incelemelerinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-(a) maddesinde belirtilen miktar itibariyle kesinlik sınırı gözetilmemeli, dolayısıyla miktar ve değerine bakılmaksızın temyizinin olanaklı bulunduğu kabul edilmelidir. Anılan sebeple, temyiz isteminin reddine dair tesis edilen 07.09.2020 tarihli ek karar hukuka aykırı görüldüğünden, davalı vekilinin ek karara yönelik temyiz isteminin kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen 07.09.2020 tarihli EK KARARIN BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA karar verildi.
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen karar, süresi içinde duruşmalı olarak davalı vekili tarafından temyiz edilmiş ise de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369. maddesi gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten sonra Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin alt işveren ... ve ... şirketlerinde çalıştığını, Genel İş Sendikasına üye olduğunu, davacının sigortasının taşeron şirketler üzerinden gösterildiğini ancak gerçek işverenin davalı ... belediyesi olduğunu, İstanbul Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Kurumu İl Müdürlüğü'nün raporunda muvazaanın tespit edildiğini, bu karara karşı Şişli Belediyesi ile ... ve ... şirketleri tarafından dava açıldığını, davalı ... ile dava dışı şirketler arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunun kesinleşen yargı kararı ile tespit edildiğini beyan ederek, fark ücret alacağı, fark ikramiye alacağı, yemek yardımı, sosyal paket yardımı, giyim yardımı, sorumluluk primi, eğitim yardımı, gece zammı alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk derece Mahkemesince, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, kesinleşmiş muvazaa tespiti nedeniyle davacının dava dışı ... A.Ş. kaydında geçen çalışmaları yönünden başlangıçtan itibaren davalı ... Belediyesinin işçisi olarak kabul edilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu:
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
Bölge Adliye Mahkemesince, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
Somut olayda, Mahkemece davalı ile davadışı ... şirketi arasında muvazaalı iş ilişkisi bulunduğuna ilişkin kesinleşmiş mahkeme kararı bulunduğundan davacı işçinin en başından itibaren davalı ... işçisi sayıldığı, İstanbul 24. İş Mahkemesinin 2016/130 esas ve 2017/430 karar sayılı kararında dava dışı ... şirketi yönünden davanın reddine karar verildiği ve bu şirket yönünden muvazaa olgusu bulunmadığı hususu kesinleştiğinden davacının ... şirketinde çalıştığı dönemin dışlanması gerektiği, dolayısıyla başından beri Belediye işçisi sayılması gereken davacı işçi bakımından ... şirketinde çalışmaya başlama tarihinin esas alındığı belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, kesinleşen müfettiş raporu ile muvazaaya dayalı olduğu tespit edilen sözleşmelerin geçerli olduğu dönem yönünden mahkeme kararı doğru ise de, Dairemiz uygulmasına göre bir ihale dönemi için kurulan asıl işveren-alt işverenlik ilişkisinin geçersiz veya muvazaaya dayanması önceki ve sonraki ihale dönemleri bakımından bir sonuç doğurmaz. Her ihale sözleşmesi kendi dönemi ve şartlarında değerlendirmeye tabi tutulmalıdır. Başka bir anlatımla, önceki ihale sözleşmelerinin kanuna uygun kurulmamış olması veya muvazaalı olması, sonrakilerin de aynı şekilde kanuna uygun kurulmadığını ya da muvazaaya dayandığını göstermez. Daha sonra yapılan sözleşmenin ayrıca kanuna uygunluk ve muvazaa yönünden değerlendirmeye tabi tutulması gerekir. Bu sebeple davalı tarafından yapılan sözleşmelerin kanuna uygun olmadığına ya da muvazaalı olduğuna ilişkin kesinleşmiş yargı kararları sadece muvazaalı olduğu tespit edilen ihale dönemlerini bağlayacak olup önceki ve sonraki ihale dönemleri bakımından muvazaa araştırması yeniden yapılmalıdır. Bu duruma göre de, Mahkemece kesinleşmiş muvazaa tespitine dayanarak, tespit döneminin dışında kalan ihale dönemleri içinde herhangi bir inceleme yapılmadan muvazaanın kabul edilmesi doğru değildir.
Belirtmek gerekir ki, dava konusu ihale dönemlerini kapsayan tarihlerde yürürlükte bulunan 4734 sayılı Yasanın 62/1-e ve 5393 sayılı Yasanın 67. maddesi uyarınca davalı Belediyenin görevi konusuna giren işlerin hizmet alım sözleşmesi ile gördürülmesi mümkündür.
Öte yandan belediyelerce şirket kurulması yasal olarak mümkün olup kurulan bu şirketlerden hizmet alımı yasaya aykırı olmadığı gibi bu husus tek başına muvazaaya delil de teşkil etmez.
Açıklanan nedenlerle Mahkemece yapılması gereken, davacının çalışma dönemini kapsayan ihale sözleşmeleri dosya arasına celp edilerek, kesinleşen muvazaa tespiti dışında kalan davaya konu olan dönemler bakımından, söz konusu dönemlere ilişkin ihalenin kapsamı tespit edilerek ve yukarıda izah edildiği üzere her ihale dönemini kendi arasında değerlendirmek sureti ile davalı ile dava dışı ... A.Ş. arasında asıl işveren - alt işveren ilişkisinin usulüne uygun olarak kurulup kurulmadığı, muvazaaya dayanıp dayanmadığı tespit edildikten sonra sonucuna göre hüküm kurmaktan ibarettir.
SONUÇ:Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 17.11.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2020 Yılı Kararları” sayfasına dön