9. Hukuk Dairesi 2017/19081 E. , 2020/15655 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

9. Hukuk Dairesi 2017/19081 E. , 2020/15655 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının asıl işveren davalı ... Belediyesinde ve belediyenin çeşitli taşeron firmalarında 15.08.2005 tarihinden itibaren çalışmaya başladığını, davacının emekliliğe ayrıldığı 04.05.2015 tarihine kadar kesintisiz çalıştığını, her iki davalı arasında alt işveren - üst işveren ilişkisi bulunduğunu beyanla kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti ve ulusal bayram genel tatil alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde, belediyenin ihale makamı olması nedeniyle hizmet alım işini yüklenen şirketlerin çalıştırdığı işçilerle ilgili ücret ve tazminat haklarından sorumlu olamayacağını, davacının belediye çalışanı olmadığını zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı ... ortaklık vekili cevap dilekçesinde, belediyenin asıl işveren olduğunu, zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davacının vardiya usulü çalıştığını, fazla mesai ücretlerinin ödendiğini davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
Temyiz:
Karar, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
Taraf ehliyeti, bir davada taraf olabilme yeteneğini ifade eder. Taraf ehliyeti, medeni (maddi) hukuktaki medeni haklardan yararlanma ehliyetinin usul hukukunda büründüğü şekil olarak anlaşılmalıdır Buna göre medeni haklardan yararlanma ehliyeti bulunan her gerçek yada tüzel kişi davada taraf ehliyetine sahip kabul edilmelidir. Mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 520 (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 620) ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklığın taraf ehliyeti yoktur. Bu nedenle, adi ortaklığa ilişkin davalarda, adi ortaklığı oluşturan kişilerin taraf olarak hep birlikte hareket etmeleri gerekir. Adi ortaklık tarafından açılacak davaların iştirak halinde mülkiyet hükümleri gereği bütün ortaklar tarafından birlikte açılması gerekir. Adi ortaklığa karşı açılacak davalar yönünden ise ikili bir ayrım yapmak gerekecektir. Davanın konusu paradan başka bir şey ise davanın bütün ortaklara karşı birlikte açılması (mecburi dava arkadaşlığı), davanın konusu para ise ortaklar bu borçtan müteselsil sorumlu bulunduklarından ortaklardan biri, bazıları yada tümüne karşı (ihtiyari dava arkadaşlığı) dava açılabilecektir. Zira 6098 sayılı TBK.'un 163. Maddesi uyarınca 'Alacaklı, borcun tamamının veya bir kısmının ifasını, dilerse borçluların hepsinden, dilerse yalnız birinden isteyebilir. Borçluların sorumluluğu, borcun tamamı ödeninceye kadar devam eder'.
Taraf ehliyeti, 6100 sayılı HMK'nın 114/1-d maddesi gereğince dava şartlarından olup, taraflarca ileri sürülmese dahi, mahkemece re'sen nazara alınabilecektir.
Sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 638. maddesine göre ortaklık sözleşmesinde aksi kararlaştırılmadıkça adi ortaklar birlikte ya da temsilci vasıtasıyla üçüncü kişilere karşı deruhte etmiş oldukları borçlardan müteselsilen sorumlu olurlar. Bu hükme göre alacağa ilişkin bu davanın adi ortakların müteselsil sorumluluğuna dayalı olarak her birine karşı açılması mümkündür.
Alacak istemli dava dilekçesinde, dava adi ortaklıklardan birine veya birkaçına karşı açılmış ise, TBK. 163. Maddesi uyarınca dava incelenmelidir. Ancak sadece adi ortaklık veya ortak girişim denmiş ve kişi gösterilmemiş ise “Hukuk Genel Kurulunun 8.10.2003 tarih, 2003/12-574-564 sayılı kararında vurgulandığı üzere ortak girişim iki veya daha fazla gerçek veya tüzel kişinin belli bir amaca ulaşmak için katkılarını birleştirdikleri bir ortaklık türü olup, bu ortaklığın tek başına tüzel kişiliği bulunmamaktadır.
Somut uyuşmazlıkta davacının davalı ... yanında adi ortaklığı da davalı mevkîinde gösterdiği, yargılama safhasında tebligatların bu ortaklığa yapıldığı ve karar başlığında da davalılar arasında adi ortaklığın gösterildiği görülmüştür. Açıklanan nedenlerle tek başına tüzel kişiliği bulunmayan bu ortaklığa karşı davanın açılıp sonuçlandırılması usule ve kanuna aykırıdır. Mahkemenin adi ortaklığı oluşturan şirketlere ayrı ayrı tebligat çıkartıp usule uygun taraf teşkilini sağlamadan karar vermesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine 11.11.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2020 Yılı Kararları” sayfasına dön