9. Hukuk Dairesi 2020/7263 E. , 2020/15602 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

9. Hukuk Dairesi 2020/7263 E. , 2020/15602 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı işyerinde 02.03.2010-01.05.2014 tarihleri arasında ilk önce satış müdürü son olarak da bölge satış yöneticisi olarak çalıştığını, davacının işçilik ücretlerini alamadığını, çalışma şartlarının ağırlaştırıldığını ve mesainin daima uzadığını, yıllık izin hakkını tam olarak kullanmadığını ve fazla çalışmalarının karşılığını da alamadığını, iş akdini bu nedenlerle feshettiğini ileri sürerek kıdem tazminatı, fazla çalışma ücret alacağı, genel tatil ücret alacağı, hafta sonu çalışması alacağı, yıllık izin alacağı, ikramiye alacağı, prim alacağı, yakacak yardımı alacağı, giyecek yardımı alacağı ile yiyecek yardımı alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmektedir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davalı işyerinde yakacak ve giyecek yardımı yapılmadığını, ücretinin tam olarak bordrolarda görünen kadar olduğunu ve eksiksiz olarak ödendiğini, davacının davalı işyerinde çalışmasına devam ederken veri sızıntısı yaptığının Teftiş kurulu Başkanlığı tarafından tespit edildiğini, durumun Disiplin Kuruluna iletildiğini ve 02.05.2014 tarihinde davacı hakkında görev çıkarma yaptırımı uygulamasına karar verildiğini, iş akdinin müvekkili banka tarafından haklı olarak feshedildiği için kıdem tazminatı talebinin reddi gerektiğini, davacıya izin ücreti karşılığı olarak ödeme yapıldığını, davalı işyerinde giriş çıkış saatlerinin belli olduğunu ve hafta sonu kapalı olması nedeni ile çalışma yapılmadığını, davacının fazla çalışma yapmış ise bu çalışmayı davalı şirketin talep etmediğini, davacının mesai saatleri içinde işlerini tamamlayamamış olması nedeni ile olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın kabulü hakkında verilen ilk karar, davalı tarafın temyiz başvurusu üzerine Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 04.12.2018 tarihli 2017/18697 esas 2018/26204 karar sayılı ilamı ile yazılı gerekçelerle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne dair karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Karar, davacı vekili ve davalı vekili tarafından yasal süresi içerisinde temyiz edilmiştir
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğar
Usuli kazanılmış hak kavramı anlam itibariyle, bir davada mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir. Usuli müktesep hak müessesesi H.M.K.'nda düzenlenmiş olmamakla beraber davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez ana ilkelerinden biri haline gelmiştir.
Usuli kazanılmış hak ilkesi kamu düzeniyle ilgilidir. (09/05/1960 T., 21/9 04/02/1959 gün 13/5 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı)
Usuli kazanılmış hakkın hukuki sonuç doğurabilmesi için bir davada ya taraflar ya mahkeme ya da Yargıtay tarafından açık biçimde yapılmış olan ve istisnalar arasında sayılmayan bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan bir hakkın varlığından söz edilebilmesi gerekir. (HGK.nun 12/07/2006 T., 2006/4-519 E, 2006/527 K, 03/12/2008 T., 2008/10-730 E., 2008/732 K.)
Yargıtay’ın bozma kararına uyan mahkeme artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Çünkü, mahkemenin bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli müktesep hak doğmuştur. (09/05/1960 gün ve 21/9 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı)
Bazı konuların bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşmesi durumunda da usuli kazanılmış hak doğmuş olur. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uyan mahkeme, kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Yani kesinleşmiş bu kısımlar o kısımlar lehine olan taraf yararına bir usuli müktesep hak teşkil eder.
Somut olayda, bozma öncesi verilen kararda, davacının saat ücretine ilişkin bozma sebebi olmamasına ve bozma ilamı davalı lehine olmasına rağmen kazanılmış hak ihlal edilerek bozma sonrası alınan bilirkişi raporunda saat ücretinin önceki bilirkişi raporu ile tespit edilen ücretlerden daha yüksek tutarlarda belirlenmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 10.11.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2020 Yılı Kararları” sayfasına dön