9. Hukuk Dairesi 2020/5747 E. , 2020/10685 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

9. Hukuk Dairesi 2020/5747 E. , 2020/10685 K.


'İçtihat Metni'



MAHKEMESİ :Asliye Hukuk ( İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkili davacının davalı Belediyede 01.01.1982-14.10.2005 tarihleri arasında aralıksız olarak çalıştığını, Türkiye Belediyeler ve Genel Hizmetleri İşçileri Sendikasına üye olduğunu, sendika ile Siirt Belediyesi arasında bağıtlanan toplu iş sözleşmeleri hükümlerine tabi işçi olduğunu, çalışma süresince fazla mesai yaptığını ve hafta tatillerinde çalıştığını, yıllık izinlerini hiç kullanmadığını, ancak bu çalışmalarının yasal karşılıkları ödenmediği gibi, toplu iş sözleşmelerinden kaynaklanan sosyal yardım alacaklarının da ödenmediğini ileri sürerek, eksik ödenen kıdem tazminatı, fazla mesai alacağı ile hiç ödenmeyen yıllık izin, hafta tatili, bayram ve genel tatil alacakları ile, sosyal yardım alacaklarının davalı kurumdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı ... vekili, davacının, sözleşmede belirlenen çalışma saatleri arasında çalıştığını, çalıştığı süre boyunca bütün sosyal haklarının ödendiğini, yıllık izinlerinin kullandırıldığını, ulusal ve dini bayramlarda çalışmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece davanın kabulü hakkında verilen 13.05.2015 tarihli ilk karar, Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 04.07.2019 tarihli 2017/22540 esas, 2019/15085 karar sayılı ilamı ile yazılı gerekçelerle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Taraflar arasında davacının usuli kazanılmış hakkının ihlal edilip edilmediği konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Vermiş olduğu bir hüküm Yargıtay tarafından bozulan ve Yargıtay’ın bu bozma kararına gerek iradi ve gerekse kanuni şekilde uymuş olan yerel mahkeme, bozma kararı doğrultusunda inceleme yapmak ve hüküm kurmak zorundadır. Mahkeme uyma kararını kaldırarak, direnme kararı veremeyeceği gibi, hükmünün bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan bölümleri hakkında da farklı bir karar vermeden yeniden hükümde karar vermek zorundadır. Bozmaya uyulmakla bozma lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hak doğmuş olur. Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usulü kazanılmış hakları oluşturup, korumaktır. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hak oluşturur.
Somut olayda,Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 04.07.2019 tarihli 2017/22540 esas, 2019/15085 karar sayılı bozma ilamında uyuşmazlık konusu alacak talepleri hakkında “belirsiz alacak davasına konu edilemeyecekleri” hususunda herhangi bir bozma sebebine yer verilmemiştir. Buna rağmen, az yukarıda açıklanan ilkelere aykırı olacak şekilde, davacının bozma ilamı uyarınca oluşan usuli kazanılmış hakkı ihlal edilerek, ilk kararda hüküm altına alınıp, usulden reddi gerektiğine dair herhangi bir bozma sebebine de yer verilmeyen, ikramiye, ilave tediye, izin yardımı, aile yardımı, yakacak yardımı, yemek yardımı, gıda yardımı, giyim yardımı, bayram ve çocuk yardımı alacak talepleri hakkında, dava şartı olan hukuki yarar yokluğu gerekçesiyle usulden red kararı verilmesi isabetsiz olmuştur. Mahkemece yapılması gereken usulden redlerine karar verilen söz konusu alacak talepleri hakkında, işin esasına girilerek, bozma ilamında nazara alınmaları gerektiği belirtilen ödeme belgelerinin de değerlendirilmesi suretiyle yapılacak inceleme sonucuna göre bir karar verilmesidir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek, davacının usuli kazanılmış hakkının ihlali mahiyetinde yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297. maddesi uyarınca, mahkeme kararlarının
a) Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini,
b) Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini,
c) Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri,
ç) Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini,
d) Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını,
e) Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi,
İçermesi, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur. Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir (Hukuk Genel Kurulu - 2007/14-778 esas, 2007/611 karar, Dairemizin 01.04.2008 gün ve 2007/38353 esas, 2008/7142 karar sayılı ilamı).
Somut olayda, Yargıtay (Kapatılan) 22.Hukuk Dairesinin 04.07.2019 tarihli 2017/22540 esas, 2019/15085 karar sayılı bozma ilamı sonrası yapılan yargılama sonucunda, mahkemece kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, ve fazla mesai alacak talepleri hakkında, ilamda bozma sebebine yer verilmediği gerekçesiyle “yeninden karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde hüküm oluşturulmuştur.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 22.02.2012 tarih, 2012/13-747 esas, 2012/84 karar sayılı ilamında ve Dairemizin emsal kararlarında belirtildiği gibi, Yargıtay'ca bozulan karar, sonraki kararın eki niteliğinde değildir. Bozma ile birlikte önceki hüküm ortadan kalkarak hukukî geçerliliğini yitirir. Mahkemece bozulan karara atıf yapılarak yeni hüküm oluşturulamaz. Bozmadan önceki ve bozmadan sonraki kararlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297. maddesine uygun olmalıdır.
Mahkemece yukarıdaki kanuni düzenlemeler ve ilkeler dikkate alınmaksızın, bozma sebebi yapılmayan alacak kalemleri hakkında “karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde hüküm oluşturulması usul ve kanuna aykırı olup ayrı bir bozma sebebidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 06.10.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2020 Yılı Kararları” sayfasına dön