9. Hukuk Dairesi 2019/5149 E. , 2020/5370 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 32. HUKUK DAİRESİ
DAVA : Davacı, işçilik alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin kabul kararına karşı davacı avukatı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
...Bölge Adliye Mahkemesi 32. Hukuk Dairesi
Davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun kısmen kabulü ile .. İş Mahkemesi'nin 09/12/2016 tarih, 2014/299 Esas, 2016/1211 Karar sayılı kararının, 6100 Sayılı HMK'nun 353/1-b-2 bendi uyarınca kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
...Bölge Adliye Mahkemesi 32. Hukuk Dairesi'nin kararı süresi içinde davalılardan Tübitak Marmara Araştırma Merkezi ile davacı avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili özetle müvekkilinin Tübitak Marmara Araştırma Merkezi Gebze Yerleşkesi'nde 18/11/2013 tarihinde 4 aylık deneme süreli ve 1 yıllık iş sözleşmesi ile işe başladığını, bu süre henüz dolmadan 30/01/2014 tarihinde imzalanan ikinci bir sözleşme ile 18/11/2014 tarihinde bitecek olan sözleşmenin 18/11/2017 tarihinde sona erecek şekilde uzatıldığını, müvekkilinin bu sözleşmelere göre gemide vardiya zabiti olarak çalıştığını, iş akdinin 25/03/2014 tarihinde haksız ve kötü niyetli bir şekilde usule aykırı olarak feshedildiğini, davalı işveren yetkilisi ... tarafından verilen talimatlarla müvekkiline ağır ve haksız ithamlarda bulunularak güvenlik zoru ile ve silah kullanmak suretiyle şahsi eşyalarını bile almalarına müsaade edilmeksizin adeta işyerinden kovulduğunu, davalı ... tarafından işlenen bu haksız fiiller nedeniyle müvekkilinin manen zarar gördüğünü, müvekkilinin iş akdinin kötü niyetle feshedildiğini, keza işverenin müvekkilinin iş sözleşmesini hem fesih bildirim süresine uymadan hemde kötü niyetle feshettiğinden müvekkilinin hem kötü niyet tazminatı hemde ihbar tazminatı talebinin doğduğunu, Yargıtay kararlarında da görüldüğü üzere belirli süreli iş sözleşmesinin 'Geçerli Sebeple' feshedilmesi halinde de işçinin bakiye sözleşme ücretinin ödenmesinin gerektiğini, davalı işverenin fesih sebebi olarak bildirdiği 'İş Sözleşmesinin Diğer Şartlar 3. Maddesi ve Deniz İş Kanunu’nun 14. Maddesi uyarınca bildirimsiz ve tazminatsız feshedilmiştir.' şeklindeki açıklamasının inandırıcılıktan uzak olduğunu, kaldı ki müvekkilinin işten çıkarılmasının hemen ardından aynı göre atama yapılmasınında çelişki arzettiğini ve feshin haklı nedene dayanmadığını gösterdiğini iddia ederek kötü niyet tazminatının her iki davalıdan müştereken ve müteselsilen, sözleşme süresince hak edilen bakiye süre ücret alacağı, ihbar tazminatı, yıllık ücretli izin alacağının davalı Tübitak Marmara Araştırma Merkezi’nden ve davalı ... yönünden manevi tazminatın faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı ... vekili özetle Marmara Araştırma Merkezi’nin TÜBİTAK’a bağlı tüzel kişiliği olmayan bir birim olduğunu, davacının tüm hizmet süresince müvekkili kurumda deneme süreli iş sözleşmesi ile çalıştığını, davacı ile müvekkili kurum arasında 18/11/2013 tarihinde bir yıllık belirli süreli iş sözleşmesi düzenlendiğini, bu sözleşmeye göre davacının kadrolu personel olarak vardiya zabiti sıfatıyla iş göreceğini ve işe başlama tarihinden itibaren 4 aylık deneme süresine tabi olduğunu, ne var ki henüz bu deneme süresi dolmadan ve önceki sözleşmedeki süre de doğal olarak dolmadan sebep ve saiki anlaşılamayan gerekçelerle 30/01/2014 tarihinde davacı ile bu kez 18/11/2014 tarihinde başlayan ve 17/11/2017 tarihinde sona erecek ikinci bir sözleşme imzalandığını, davacının iş akdinin 854 Sayılı Deniz İş Kanunu’nun önelsiz fesih ve infisah başlıklı 14. Maddesi hükmü gereğince müvekkili kurum tarafından feshedildiğini, davacının Marmara Araştırma Merkezi eski başkanı zamanında işe alındığını, eski başkan Prof. Dr. Murat Aydın’ın görev ve yetkilerinin kaldırılacağı duyumunu aldıktan ve resmi olarak kaldırılmasına saatler kala davacı ile henüz deneme süresi sona ermeden 3 yıllık belirli süreli sözleşme imzalanmasının, Marmara Araştırma Merkezi eski başkanının yetkilerini kötüye kullanması olduğunu, davacının bakiye süre için ücret talep ettiğini, ancak bu talebininde reddi gerektiğini, 854 sayılı Deniz İş Kanununun 40. Maddesinde yıllık ücretli izne hak kazanabilmek için gemi adamının en az 6 ay çalışmasını şart koştuğunu, davacının çalışma süresinin 4 ay 1 hafta olduğunu, henüz yıllık ücretli izne hak kazanmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ... Altunbaş vekili özetle müvekkilinin Tübitak başkanı olduğu için davada taraf gösterildiğini, davacıyı şahsen tanımasının mümkün olmadığını, iddiaların gerçek dışı ve hayal ürünü olduğunu ve organize şekilde yapıldığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak ”davacının davalı Tübitak'a ait gemide belirsiz süreli iş sözleşmesi ile Deniz İş Kanunu kapsamında çalıştığının kabulü gerektiği davacının ihbar tazminatı, kötü niyet tazminatı, bakiye süre ücreti ve yıllık ücretli izin alacaklarının yerinde olmadığı anlaşıldığından ayrı ayrı reddine davacının davalı ... hakkında açtığı manevi tazminat davasının yasal unsurlarının oluşmaması ve davacının ... tarafından kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu iddiasını ispat edememesi nedeniyle davalı ... hakkında açmış olduğu manevi tazminat davasının da reddine karar verilmesi gerekmiştir. “ gerekçeleriyle davanın tümden reddine karar verilmiştir.
Ç) İstinaf başvurusu :
İlk derece mahkemesinin kararına karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
D) İstinaf Sebepleri:
Davacı vekili istinaf başvurusunda Davacı, tüm görev ve yükümlülüklerini özenle yerine getirmesine rağmen, iş akdinin davalı kurum tarafından haksız olarak feshedildiğini, diğer davalı tarafça işveren yetkilisi olarak talimat verilmek suretiyle, müvekkiline haksız ve ağır ithamlarda bulunulduğunu, güvenlik zoru ve silah tehdidi ile işten kovulduğunu, müvekkilinin dava konusu olayda davalıların haksız tutumları sebebiyle kişilik haklarının zarar uğradığını, hiçbir sebep olmamasına rağmen iş akdinin haksız olarak feshedildiğini ve insanlık onuru ile bağdaşmayacak bir muameleye maruz kaldığını, dinlenen tanık beyanları ile de davacının silah tehdidi ve sert tutumla karşı karşıya olduğu ortaya çıkmasına rağmen manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin hakkaniyete aykırılık teşkil ettiğini, tanık beyanları ile de dava dilekçelerinde talep ettikleri tazminat ve alacakların temelini oluşturan olayların gün yüzüne çıktığını, davalı tarafça işbu olayların aksini ispatlar hiçbir delil sunmadığı gibi sundukları tanık ifadelerinde de tanıklarından birinin olay günü gemide dahi olmadığı, sonuç olarak beyanlarına itibar edilmemesi gerektiğinin ortada olduğunu, davalı tarafça dosya kapsamında sunulan fesih bildirgesinde her ne kadar Deniz İş Kanunu Madde 14/c’ye dayanılmışsa da işten ayrılma bildirgesinde kod 22 yani diğer nedenler şeklinde bir belirleme yapıldığını, davacı belirli süreli iş sözleşmesi ile çalışmakta olduğundan, çalışma süresi 6 ayı da doldurmadığından iş güvencesi haklarından yoksun olduğunu, davalı tarafça iş akdini feshi TMK Madde2 ile korunan dürüstlük ve objektif iyi niyet kurallarına aykırılık teşkil ettiğinden dolayı, 4857 Sayılı İş Kanunu ve Deniz İş Kanunu 16/ 2 gereği işverence müvekkiline ihbar önelinin 3 katı tutarında kötü niyet tazminatı ödenmesi gerektiğini, davalı tarafça bildirim sürelerine uyulmaksızın iş akdi feshedildiğinden ihbar tazminatı da ödenmesi gerektiğini, yargılama süresince dava konusu feshin haklı bir sebebe dayandığının davalı tarafça ispat edilemediğini, belirli süreli iş sözleşmenin geçerli sebeple feshedilmesi halinde de, işçinin bakiye sözleşme ücretinin ödenmesi gerektiğini, davacının iş akdinin haksız olarak feshedildiği göz önüne alındığında davacının açıkça bakiye ücretine hak kazandığı hususunun görüleceğini, davacının iş akdinin haksız olarak feshedilmemesi halinde çalışması boyunca kullanacağı yıllık ücretli izin hakkından da mahrum olduğundan bu yıllık ücretli izne ilişkin alacağının da kendisine ödenmesi gerektiğini beyanla istinaf yasa yoluna başvurmuştur.
E) Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
Bölge Adliye Mahkemesince, “Dosyada mevcut davacı ile Tübitak Marmara Araştırma Merkezi arasında düzenlenen 18/11/2013 tarihli Belirli süreli iş sözleşmesinin incelenmesinde 2 ve 3. Maddesinde, davacının gemi adamı olarak kadrolu personel olarak çalıştırılacağı, görevinin “vardiya zabiti” olduğu, 5.maddesinde, sözleşmenin süresinin 18/11/2013 tarihinde başlayacağı ve bir yıl süreli olduğu, 3. Diğer şartlar başlıklı bölümün 1. Maddesinde, 4 ay deneme sürenin öngörüldüğü görülmüştür.
Davacı ile Tübitak Marmara Araştırma Merkezi arasında imzalı 30/01/2014 tarihli ikinci bir Belirli süreli iş sözleşmesine göre ise Sözleşmenin 5. Maddesinde “ Bu iş sözleşmesi 18/11/2014 tarihinde başlamış olup 17/11/2017 tarihinde sona erecektir.” düzenlenmesi olduğu, ikinci bu sözleşmede deneme süresi kararlaştırılmadığı, diğer hususlarda ise bir önceki 18/11/2014 tarihli sözleşme ile benzer hükümler taşıdığı belirlenmiştir.
Davacının davalı işyerinde çalışma süresi 18.11.2013-25/03/2014 arasında 4 ay 7 gündür.
İş sözleşmesinin tabi olduğu mevzuat yönünden öncelikle taraflar arasındaki iş sözleşmesinin 4857 Sayılı İş Kanunu kapsamında mı, yoksa 854 sayılı Deniz İş Kanunu kapsamında mı değerlendirilmesi gerektiğinin açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.
Davacının çalıştığı gemide kaptan olarak görev yapan bir başka çalışanın açtığı işe iade davasında Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 2018/7583 E.-2018/16470 K. sayılı ilamında “... davacının davalıya ait Tübitak Marmara Araştırma gemisinde kaptan konumunda çalıştığı, mahkemenin dosyaya sunulan...Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/28 D. İş Sayılı delil tespiti talepli dosyasındaki bilirkişi raporuna göre araştırma ve inceleme için özel ölçüm cihazlarıyla donatılmış araştırma gemisi olduğu, taşıma işi yapmadığı bu sebeple davacının 4857 İş Kanunu kapsamında iş güvencesinden yararlanabileceği hususundaki tespitlerinin isabetli olduğu...” şeklinde değerlendirme yapılmıştır.
Aynı gemide çalışan davacının çalıştığı geminin bilimsel araştırma ve inceleme gemisi olduğu, konuyu düzenleyen Deniz İş Kanunu’nun 14. Maddesi, Yargıtay'ın emsali içtihatları ve dosya kapsamı bir bütün halinde değerlendirildiğinde davacı hakkında 4857 Sayılı Kanunun uygulanması gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Davacının “vardiya zabiti” olarak görev yaptığı hususu göz önünde bulundurulduğunda, davacının görevi sürekli bir iştir. Somut bu maddi olgulara göre, davacı ile belirli süreli iş sözleşmesi yapılmasını gerektiren objektif neden bulunmadığından, davacının iş sözleşmesinin belirsiz süreli olduğu anlaşılmaktadır.
İş sözleşmesinin feshine ilişkin ihbar tazminatı, belirsiz süreli iş sözleşmesini haklı bir nedeni olmaksızın ve usulüne uygun bildirim öneli tanımadan fesheden tarafın, karşı tarafa ödemesi gereken bir tazminattır.
Davacı vekili, davacının iş akdinin 25.03.2014 tarihinde haksız ve kötü niyetli bir şekilde usule aykırı olarak feshedildiğini iddia etmiştir. Davalı vekili davacının iş akdinin 854 sayılı Deniz İş Kanunu’nun önelsiz fesih ve infisah başlıklı 14. Maddesi hükmü gereğince feshedildiğini savunmuştur. Dosyada bulunan “İş Akdi Feshi” konulu davalı işverenlikçe düzenlenmiş yazıda davacının iş akdinin 854 Sayılı Deniz İş Kanunu’nun önelsiz fesih ve infisah başlıklı 14. Maddesinin “gemi adamının işveren veya işveren vekiline karşı kanuna, hizmet akitlerine, sair iş ve çalışma şartlarına aykırı hareket etmesi” hükmüne dayanılarak feshedildiği, SGK İşten Ayrılış bildirgesinde işten ayrılış nedeninin “22” kod ile (Diğer Nedenler) olarak gösterildiği anlaşılmaktadır.
İşveren sıfatı ile hareket eden Tübitak eski başkanından gelen icap üzerine yeni sözleşme imzalayan davacının, bu eylemi nedeni ile “işveren veya işveren vekiline karşı kanuna, hizmet akitlerine, sair iş ve çalışma şartlarına aykırı hareket ettiğini” iddia eden davalı tarafça dosyaya ispata yönelik herhangi bir belge, bilgi sunulmamış ve bu iddianın tanık anlatımı ile de ispatlanamamış olması karşısında, iş akdinin davalı işverenlik tarafından haklı bir neden olmaksızın feshedildiği, davacının ihbar tazminatına hak kazanacağı sonuç ve kanaatine varılmıştır. Davacı vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusu kabul edilerek 20.05.2015 tarihli bilirkişi raporu kapsamında değerlendirme yapılmış, taleple bağlı kalınarak hüküm kurulmuştur.
Bakiye süre ücretinin istenebilmesi için, belirli süreli iş sözleşmesinin haklı bir neden bulunmaksızın işverence feshedilmiş olması gerekmektedir. Az yukarıdaki açıklamalar ışığında davacı davalı işyerinde belirsiz süreli iş sözleşmesi ile çalıştığından bakiye ücret alacağı yönündeki istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir.
İş Kanununun 53. maddesine göre iş yerinde işe başladığı günden itibaren, deneme süresi de içinde olmak üzere en az 1 yıl çalışmış olan işçilere yıllık ücretli izin verilir. Davacının davalı işyerindeki çalışma süresi 4 ay, 7 gün olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir.
Kötüniyet tazminatı yönünden davacı vekilince davacının iş akdinin haksız ve kötüniyetli bir şekilde usule aykırı olarak feshedildiği, davalı işveren yetkilisi olan ... tarafından verilen talimatlarla ağır ve haksız ithamlarda bulunularak işyerinden kovulduğu iddia edilmekte ise de iş akdinin fesih hakkının kötüye kullanılması sureti ile sona erdirildiğine dair dosyaya somut delil sunulmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir.
Manevi tazminat yönünden Davacı vekili, davalı ... tarafından verilen talimatlarla kendilerine ağır ve haksız ithamlarda bulunularak, güvenlik zoru ve silah kullanma tehdidi ile, yaka paça işyerinden kovulduğunu ve neticesinde manen zarar gördüğünü, bu durumun manevi tazminat talebinin gerekçesini oluşturduğunu iddia etmiştir.
Tanık anlatımları ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davacının manen zarar gördüğü iddiasının ispatlanamadığı anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir.
Sonuç olarak davacı vekilinin istinaf sebeplerinin ihbar tazminatı yönünden yerinde olduğu, yargılamada eksiklik bulunmamakla birlikte, kanunun olaya uygulanmasında ilk derece mahkemesince hata edildiği ancak bu durumun yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği anlaşılmakla, HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak, yeniden esas hakkında karar vermek gerekmiştir” gerekçesiyle, ihbar tazmınatı hüküm altına alınmıştır.
F) Temyiz başvurusu :
Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararına karşı Davalı ... vekili ile davacı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
G) Gerekçe:
1-Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, davacının tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Bölge Adliye Mahkemesince TÜBİTAK’ın 278 sayılı Yasa’nın14/c maddesi uyarınca harçtan muaf olduğu gözetilmeden davalı aleyhine harca hükmedilmesi hatalı olup, bozma sebebi ise de, bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün HMK.nın 370/2. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
H) Hüküm:
Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının I numaralı bölümünün harç ve yargılama giderlerine ilişkin paragraflarının hükümden çıkartılarak, yerlerine
“Davalı TÜBİTAK harçtan muaf olduğundan, harca hükmedilmesine yer olmadığına, davacı tarafından yatırılan başvuru harcı ile peşin harcın karar kesinleştiğinde ve isteği halinde davacıya iadesine, davacı tarafça yapılan (harçlar hariç) 2.890,70 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 115,63 TL'sinin davalı Tübitak Marmara Araştırma Merkezi’den alınarak davacıya verilmesine,” paragraflarının yazılmasına, hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 11.06.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
9. Hukuk Dairesi 2019/5149 E. , 2020/5370 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 21 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 23 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 23 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat