9. Hukuk Dairesi 2016/15753 E. , 2020/4547 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili davacının 06.06.1993 tarihinden itibaren 10.11.2003 tarihine kadar davalı iş yerinde çalıştığını, müvekkilinin iş yerine toplu iş sözleşmesinin tarafı olan Birleşik Metal işçileri sendikasının işyeri temsilciliğini yapmakta iken sendika şube yönetim kuruluna seçilmesi nedeni ile iş sözleşmesinin askıya alındığını, 2821 sayılı Kanun döneminde Kanun'un 29. maddesine göre sendikacılık görevi sona ermesinden sonra kıdem tazminatının talep etme hakkına sahip iken daha sonra yürürlüğe giren 6356 sayılı Kanun'un 23. maddesine göre yöneticilik süresi içerisinde iş sözleşmesinin işçi tarafından feshi halinde kıdem tazminatının fesih tarihindeki emsal ücret üzerinden ödeneceğinin öngörüldüğünü, toplu iş sözleşmesi hükmü gereği 45 günlük ücreti tutarında ve sözleşmesindeki emsali işçi üzerinden hesaplanacak kıdem tazminatının ödenmesi gerektiğini ileri sürerek kıdem tazminatı talebinde bulunmuştur.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı adına usulüne uygun davetiye tebliğ edilmiş, davalı vekil cevap dilekçesi vermemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece dosyadaki bilgi, belgelere ve bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı taraf vekilleri ayrı ayrı temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1.Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Taraflar arasındaki uyuşmazlık, sendikada profesyonel yönetici olan davacının iş sözleşmesinin hangi tarihte feshedildiği ve kıdem tazminatı hesabında hangi dönem ücreti ile tavanın dikkate alınacağı noktasında toplanmaktadır.
2821 sayılı Sendikalar Kanunu'nun 29. maddesi 'Sendika ve konfederasyonların yönetim kurullarında veya başkanlığında görev aldığı için kendi isteği ile çalıştığı işyerlerinden ayrılan işçiler, bu görevlerinin seçime girmemek, yeniden seçilmemek veya kendi istekleriyle çekilmek suretiyle son bulması halinde, ayrıldıkları işyerinde işe yeniden alınmalarını istedikleri takdirde, işveren,talep tarihinden itibaren en geç bir ay içinde bu işçileri o andaki şartlarla eski işlerine veya eski işlerine uygun bir diğer işe, diğer isteklilere nazaran öncelik vererek almak zorundadır. Bu takdirde, işçinin eski kıdem hakları ve ücreti saklıdır. Bu hak, sendika veya konfederasyonlardaki yöneticilik görevinin sona ermesinden başlayarak üç ay içinde kullanılabilir. Yönetim kurulundaki ve başkanlıktaki görevleri ile ilgili fiilerinden dolayı hüküm giymiş olanlar bu haktan yararlanamazlar' hükmünü içermekte iken, davacının sendikadaki profesyonel yöneticilik görevine devam ettiği sırada 18.10.2012 tarihinde 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu yürürlüğe girmiştir.
Anılan Kanun'un 'işçi kuruluşu yöneticiliğinin güvencesi' başlıklı 23. maddesinde, ' İşçi kuruluşunda yönetici olduğu için çalıştığı işyerinden ayrılan işçinin iş sözleşmesi askıda kalır. Yönetici dilerse işten ayrıldığı tarihte iş sözleşmesini bildirim süresine uymaksızın veya sözleşme süresinin bitimini beklemeksizin fesheder ve kıdem tazminatına hak kazanır. Yönetici, yöneticilik süresi içerisinde iş sözleşmesini feshederse kıdem tazminatı fesih tarihindeki emsal ücret üzerinden hesaplanır' şeklinde yönetici güvencesi hükümlerini yeniden düzenlenmiştir.
İşçi kuruluşlarında görev alması nedeniyle iş yerinden ayrılan işçilerin, yani profesyonel yöneticilerin gerek işlemiş hakları, gerekse işe geri dönebilmesi yönünden korunması özel bir önem arz etmektedir. Zira yöneticinin korunması, bu görevi nedeniyle işçilik haklarının teminat altına alınmasının gerektirir.
2821 sayılı Kanun'da yöneticilik güvencesi belirli koşullar altında işe geri dönebilme garantisinden ibaret iken, 6356 sayılı Kanun'da işe geri dönme garantisi yanında, diledigi zaman geçmiş dönem kıdem tazminatını alabilme garantisi de sağlanmıştır. Hatta işe geri dönme koşullarını yerine getiremeyen yöneticilere yine de kıdem tazminatlarını alabilme olanağı getirilmiştir. Böylelikle 6356 sayılı Kanun'da kıdem tazminatına hak kazandıran yeni bir sona erme hali mevzuatımıza getirilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta davacı işçi, 07.06.1993 tarihinde işyerinde çalışmaya başlamış ve 26.10.2003 tarihinde yapılan sendika şubesi olağan genel kurulu seçiminde şube mali sekreteri olarak seçilmiştir. Davacı tarafından işverene verilen 12.11.2003 tarihli dilekçede 09.11.2003 tarihinden itibaren 2821 sayılı Sendikalar Kanunu'nun 29. maddesine göre ayrılmak istediği bildirilmiştir. Yine davacı işçinin imzasını taşıyan 13.11.2003 tarihli ibraname ve feragatname başlıklı belgede, işyerinden sözü edilen Kanun'un 29. maddesi kapsamında ayrıldığı açıklanmış, kıdem tazminatından söz edilmeksizin diğer işçilik alacakları bakımından işverenin ibra edildiği belirtilmiştir. İşveren tarafından sunulan işçiye ait şahsi dosya içindeki belgelerde de davacıya ihbar ve kıdem tazminatı ödenmediği açıklanmıştır.
Davacı işçinin dava tarihi itibarıyla sendikada profesyonel yöneticilik görevine devam ettiği anlaşılmaktadır. Davacı işçi 13.02.2014 tarihinde iş sözleşmesini feshettiğini bildirerek kıdem tazminatı talebinde bulunmuş, davalı işveren tarafından ödeme yapılmamıştır.
Bilirkişi tarafından 07.05.2015 tarihinde düzenlenen raporda 07.06.1993- 10.11.2003 tarihleri arasında geçen 10 yıl 5 ay 3 gün olan hizmeti için 6356 sayılı Kanun'un 23. maddesine göre ve fesih tarihindeki emsal ücret dikkate alınarak kıdem tazminatı hesaplanmıştır. Davacı vekili buna göre ıslah etmek suretiyle dava konusu miktarı arttırmış, davalı vekili itirazda bulunmuştur. Alınan ek raporda ise taktiri mahkemeye ait olmak üzere 2003 yılındaki ücret ve tavan esası gözetilerek ikinci bir hesaplamaya gidilmiştir.
Mahkemece, 2003 yılında yürürlükte olan 2821 sayılı Kanun'un 29. maddesinde iş sözleşmesinin askıya alınacağına dair kural bulunmadığı, bu nedenle davacının dilekçesinin fesih bildirimi olarak değerlendirilmesi gerektiği şeklinde gerekçeyle 2003 yılındaki ücret esas alınarak ek raporda belirlenen kıdem tazminatının kabulüne karar verilmiştir.
Davacının bildiriminden sonra yürürlüğe giren 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu ile profesyonel yöneticiye seçimlik hak tanınmış olup, yönetici dilerse yöneticilik gerekçesi ile iş sözleşmesini derhal feshedebileceği gibi dilerse fesih beyanında bulunmayarak iş sözleşmesinin askıya alınmasını sağlayabilecektir. 2821 sayılı Kanuna nazaran yöneticilik güvencesinin geliştirdiği ve güçlendirdiği anlaşılmaktadır.
Davacının sendika şube yöneticisi olarak seçilmesi sebebiyle işyerinden ayrıldığı tarihte 2821 sayılı Kanun yürürlükte ise de, davacının talebi üzerine iş sözleşmesinin feshi yerine askıya alındığı sonucu ortaya çıkmaktadır. Nitekim davacı ilgili Kanun'un 29. maddesi uyarınca işlem yapılmasını talep etmiş, işveren de aynı kanuna atıfla işlem tesis etmiş ve tazminat ödemesi yapılmamıştır. İş sözleşmesinin askıda olduğu dönemde işçinin iş görme edimi ile işverenin ücret ödeme borcu askıda olsa da, bu süre içinde iş sözleşmesi sona ermediğinden sonradan yürürlüğe giren Kanun hükümlerinin somut uyuşmazlık yönünden uygulanabilmesi mümkündür. İş sözleşmesi askıda olan işçinin 6356 sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde henüz yöneticilik görevi sona ermediği halde iş sözleşmesini kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde sona erdirmesi mümkün olup, kıdem tazminatı hesabının da aynı Kanun hükümlerine göre yapılması gerekir. Bu durumda iş sözleşmesinin feshedildiği 13.02.2014 tarihinde emsal işçinin alabileceği ücret ve aynı tarihteki kıdem tazminatı tavanı üzerinden kıdem tazminatı hesaplanmalı ve istekle ilgili hüküm kurulmalıdır. Dosyada bulunan 07.05.2015 tarihli bilirkişi hesap raporu bir değerlendirilmeye tabi tutularak talep hakkında bir karar verilmesi gerekirken, 10.11.2003 tarihli ücret ve aynı tarihteki kıdem tazminatı tavanı gözetilerek istekle ilgili hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
F) SONUÇ:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 01.06.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
9. Hukuk Dairesi 2016/15753 E. , 2020/4547 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 22 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 22 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 46 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 30 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat