9. Hukuk Dairesi 2020/558 E. , 2020/2522 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

9. Hukuk Dairesi 2020/558 E. , 2020/2522 K.


'İçtihat Metni'


MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Davacı, kıdem tazminatı, hafta tatili ücreti, fazla mesai ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Yerel mahkeme kararının davalı vekilinin temyizi üzerine, Dairemizin 18/06/2019 tarihli ve 2016/28868 E. ve 2019/13530 K. sayılı kararı ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, eldeki davada gerçek ücretinin asgari ücret olmadığı kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmesi üzerine davacı tarafça prime esas kazancın tespitine ilişkin dava açıldığı, burada işçilik alacağı davasında karar verildikten sonra işçinin aldığı gerçek ücreti önceki verilen mahkeme kararına dayanılarak ispat kolaylığı olması açısından prime esas kazanç tespiti davası açıldığının belirlendiği, kaldı ki bu husus davacı tarafında kabulünde olup, direnme kararı verilmesini de 06/08/2019 tarihli dilekçesi ile talep ettiği, prime esas gerçek kazanç tespiti davasının reddi üzerine yapılan istinaf incelemesinde işçilik alacağı davasının prime esas gerçek kazanç tespiti davası yönünden kuvvetli delil teşkil ettiği ve bağlantılı gerekçelerle verdiği kararı bulunmakta iken ve kaldırma kararı akabinde ilk derece mahkemesinin karar gereği araştırma yapması gerektiği ortada iken verilen bozma kararı her iki dosya arasında hangisinin hangisini bekleyeceğini belirsiz bir sürece soktuğu ve mahkememizce yargılama faaliyetinin olumsuz etkileneceğinin sabit olduğu, bilindiği üzere çelişen mahkeme kararları, adil yargılanma hakkı kapsamında Anayasa Mahkemesi ve AİHM önüne götürülen en çok karşılaşılan uyuşmazlıklar olduğu, yargı kararlarında belirli bir istikrar ve tutarlığın sağlanması gerektiği, bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçerek istinaf incelemesine başlamasıyla birlikte çelişkili kararlar temelinde daha da arttığı, yüksek mahkemelerin (Bölge Adliye Mahkemesi ve Yargıtay) ve ilk derece mahkemelerinin kendi içlerinde çelişkili kararlar oluşturması nedeniyle hukuki güvenlik ilkesinin zedelendiği, yüksek mahkemeler, ilk derece mahkemelerinin birbiriyle tutarsız kararlarını birleştirme ve ortak bir yorumun kabul edilmesini sağlama sorumluluğunu taşıdığı (Çelişkili Yargı Kararlarının Adil Yargılanma Hakkı Bağlamında Değerlendirilmesi- Okan Taşdelen-2016,7, Uyuşmazlık Mahkemesi Dergisi), ancak somut olayda Yargıtay 9. H.D. nin istinaf inceleme neticesinde kararın kaldırıldığı da gözetilerek prime esas gerçek kazanç tespiti davasının dava dosyası yönünden bekletici mesele yapılması gerektiğine ilişkin kararı, iş bu mahkemede verilen karar tarihinden sonra açılan prim tespit davasının aslında dayanak yazılı delilleri arasında işçilik alacak davası olması, istinaf incelemesinden geçen 2018/274 esas sayılı dosyada kuvvetli delil teşkil ettiği belirtilen işbu davanın beklenilmesinin dava tarihleri de dikkate alınarak hukuka uygun olduğu, bununla birlikte her iki yüksek mahkemece verilen kararlar arasında çelişkili durumun yargılama faaliyetini yürütecek olan ilk derece mahkemesinin adil bir süreç içerisinde yargılama yapmasına engel olduğu gerekçesi ile bozmaya karşı direnme kararı verilmiştir.
Direnme kararı davalı vekilince temyiz edilmiş olup, Dairemizin 6763 sayılı Kanunun 45. maddesi ile eklenen 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici dördüncü maddesi uyarınca öncelikle inceleme yetkisi olduğu anlaşılmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.


YARGITAY KARARI

Dairemizin, “6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 165/1. maddesi gereğince, bir davada hüküm verilebilmesi, başka bir davaya, idari makamın tespitine yahut dava konusuyla ilgili bir hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise mahkemece o davanın sonuçlanmasına veya idari makamın kararına kadar yargılama bekletilebilir.
“Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden, davacının dava açılış tarihi 28.10.2016 olan Silivri 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/595 Esas sayılı dosyasında, eldeki, karar tarihi 03.06.2016 olan Silivri 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/223 Esas sayılı dava dosyasında aldığı son ücretin 2.200,00 TL olduğunun kabul edildiğinden bahisle, sigorta primine esas kazancının aylık net 2.200,00 TL olduğunun tespiti talebi ile dava açtığı anlaşılmaktadır.
“Prime esas kazancın tespiti davası işçinin gerçek ücreti ve SGK primlerinin tespiti ile prime esas kazancın tespiti talebine dayalı dava türü olduğundan, davacının gerçekte aldığı ücret bu dava yolu ile ispat edilecektir. Silivri 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce 2016/595 esas sayılı dava dosyasında davacının davası reddedilmiş, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi’nin 23.05.2018 tarihli kararı ile bu karara karşı davacı tarafın yaptığı istinaf başvurusu “kuvvetli delil teşkil eden alacak davasının kesinleşmesinin beklenilmediği” gerekçesi ile kabul edilerek ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/595 Esas sayılı dava dosyasındaki davanın reddine dair 04.04.2017 tarihli kararı kaldırılmıştır.
“Mahkemece, davacının aldığı ücret miktarının ihtilaflı olması ve taraflar arasında prime esas kazancın tespiti davası bulunması karşısında, prime esas kazancın tespiti davasında verilecek karar işçilik alacaklarına ilişkin bu davanın sonucunu doğrudan doğruya etkileyeceğinden, prime esas kazancın tespiti davasının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 165/1. maddesi uyarınca bekletici mesele yapılarak, bu davada kesinleşen karara göre ihtilaflı olan ücretin belirlenmesi gerekirken kesin delil olma özelliği taşımayan işçilik alacaklarına ilişkin bu davanın sonucunun beklenmesine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesi ile verdiği bozma kararı usul ve yasaya uygun olup, bozma ilamı uyarınca beklenilmesi gereken prime esas kazancın tespiti davasında davacı ve davalı yanında Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) da taraf olup, bu dosyada verilecek kararın eldeki alacak davası için kesin hüküm oluşturmasına rağmen, sonradan açılan tespit davasında alacak davasının kuvvetli delil niteliğini haiz olması karşısında, tespit davası sonucunun öncelikle beklenilmesi gerektiğinden direnmenin yerinde olmadığı anlaşıldığından, temyiz incelemesinin yapılmak üzere dosyanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 4. maddesinin birinci ve dördüncü fıkraları uyarınca yetkili ve görevli Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’na GÖNDERİLMESİNE, 19.02.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2020 Yılı Kararları” sayfasına dön