9. Hukuk Dairesi 2016/21060 E. , 2020/989 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

9. Hukuk Dairesi 2016/21060 E. , 2020/989 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

YARGITAY KARARI

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 07.10.2002 tarihinde işe başladığını, 07.05.2013 tarihine kadar iş akdinin kendisine yüklediği görevleri yerine getirdiğini, son olarak net 1.140,00 TL maaş aldığını, işyerinde bir öğün yemek verildiğini, ayrıca servis uygulaması olduğunu, yılda bir maaş ikramiye, 250,00 TL yakacak yardımı, 200,00 TL erzak yardımı ve 3 ayda bir 200,00 TL prim verildiğini, iş akdinin davalı tarafından hiçbir gerekçe gösterilmeksizin tek taraflı olarak feshedildiğini, feshin asıl sebebinin müvekkilinin sendikaya üye olması olduğunu, davalı işverene karşı 06.06.2013 tarihinde İşe İade davası açtıklarını, yargılama sonrasında Lüleburgaz İş Mahkemesinin 2013/161Esas, 2013/321 Karar sayılı dosyası ile İşe İadeye karar verildiğini, kararın temyiz edilmeyip onandığını, müvekkilinin işe başlamak için yasal süresi içerisinde Lüleburgaz 1. Noterliğinin 27.06.2014 tarih ve 3431 yevmiye nolu ihtarnamesi ile başvuruda bulunduğunu, ihtarnamenin davalıya tebliğ edildiğini, müvekkilinin ihtar tarihi itibari ile 4 aylık maaş ve sosyal haklarının ödenmediğini, Sendikalar Kanunu 25/5.md uyarınca sendikal tazminata hak kazandığını ancak bu güne kadar kendisine herhangi bir ödeme yapılmadığını beyanla 4 aylık ücret alacağı ile sendikal tazminat alacağı taleplerinden oluşan toplam 3.000,00 TL'nin tahsilini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının tarafları ve konusu aynı olan Lüleburgaz İş Mahkemesinin 2013/161 Esas sayılı dosyasında sendikal tazminat talep ettiğinin, Mahkemenin 15.11.2013 tarih ve 2013/161 E-2013/321 Karar sayılı kararının 2 nolu hüküm fıkrasında ''Davacının yasal süresi içinde başvurusuna rağmen davalı işverence işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının davacının kıdemi ve fesih nedeni dikkate alınarak takdiren 1 yıllık brüt ücreti tutarında belirlenmesine'' karar verilmek suretiyle talebinin aynen kabul edildiğini, Yargıtay 9.Hukuk Dairesinin 25.03.2014 tarih ve 2013/15705 E,2014/10052 sayılı kararı ile onanmak suretiyle kesin hüküm halini aldığını, bu nedenle sendikal tazminat yönünden HMK'nın 114/1 (i) maddesine istinaden dava şartı yokluğundan reddi gerektiğini, davacının her iki talebinin de belirli olup, kısmi dava açılmasının caiz olmadığını, Lüleburgaz İş Mahkemesinin 2013/161 E sayılı dosyasında davacı tarafça aynı iddiaların yapıldığını, ücret bordroları ve banka kayıtları ile davacının aylık net 1.060,00 TL ücretle çalıştığının kanıtlandığını, işyerinde bir öğün yemek verildiği, servis uygulamasının mevcut olduğu, yılda bir maaş ikramiye verildiği, yakacak yardımı olarak 220,00 TL ve erzak yardımı olarak 150,00 TL verildiğinin doğru olduğunu, prim verilmediğini, aksi iddiaların gerçeği yansıtmadığını, buna göre dava ve talep konularının belirlenebilir olduğundan HMK'nın 109/2. maddesi gereğince kısmi dava açmasında hukuki yararı bulunmadığını, davacının boşta geçen süre alacağının olmadığını, Lüleburgaz İş mahkemesinin 2013/161 E sayılı kararının kesinleşmesini takiben davacının yasal süresi içerisinde işe başlamaya davet edildiğini, davacının davalı şirkette çalışmaya başladığını, iş akdinin feshi nedeniyle davacının ... Bankasındaki hesabına 18.04.2014 tarihinde ihbar tazminatı olarak toplam 1.165,77 TL ödendiğini, Beşiktaş 5. Noterliğinden keşide edilen 31.07.2014 tarih ve 16822 yevmiye nolu ihtarname ile davacıya olan borçları ile davacıda olan fazla alacaklarının takas edildiğinin bildirildiğini, hesaplama yapıldığında takas edilen alacaklarının dört aylık ücret borçlarının daha fazla olduğunu, dava tarihi itibariyle boşta geçen sürelere ait dört aylık ücret borçlarının olmadığını, aksine alacaklı olduklarının sabit olacağını, ayrıca fazlaya ilişkin talep ve dava haklarının saklı tutularak davacı hesabına 29.08.2014 tarihinde boşta geçen dört aylık ücret alacağına mahsuben 4.629,71 TL yatırıldığını, tüm bunlar dikkate alındığında davaya konu edilen boşta geçen sürelere ait dört aylık ücret alacağının fazlasıyla ödendiğini, herhangi bir borçlarının olmadığını davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının sendikal tazminat talebinin kesin hüküm nedeniyle reddi gerektiğini, davacı ihtarnamesinde sendikal tazminata yer vermediğini, işe başlama daveti üzerine davacının şirketlerinde çalışmaya başladığını, bunun açıkça hakkın kötüye kullanılması halini teşkil ettiğini, TMK 2. maddesinde yer alan hakkın kötüye kullanılmasının tipik bir örneği olan sendikal tazminat talebinin reddi gerektiğini, davacının her iki talebinin de çıplak ücret yerine kıdeme esas ücret üzerinden, yasal faiz yerine en yüksek banka mevduat faizi tatbik edilerek tahsilini istemesinin yasal olmadığını, iş güvencesi tazminatının çıplak ücret üzerinden hesaplanacağının kabul edilmesi gerektiğini, ayrıca alacak kalemleri için yasal oranın dışında gecikme faizi istenmesinin mümkün olmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, kesinleşen işe iade kararı sonrası davacının başvurusu üzerine her ne kadar davalı tarafça işe başlatıldığı iddia edilse de, tanık beyanlarına göre davacının önceki görevinden farklı bir görevde başlatıldığı gibi kendisine ve işe iade sonrası işe başlatılan diğer işçilere baskı uygulandığı dolayısıyla gerçek bir işe başlatma durumunun söz konusu olmadığı, buna göre davacının sendikal tazminat ile yapılan ödemelerin mahsubu ile boşta geçen süre ücreti alacağı olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
Davacı işçinin kesinleşen işe iade kararı sonrasında işe başvurusu üzerine işe başlatılıp başlatılmadığı yönünden dosyadaki deliller ve mahkeme kararının gerekçesi ile hüküm fıkrası çelişkilidir.
Dava dilekçesinde işçinin işe başlatılıp başlatılmadığından söz edilmeksizin sadece işe iade başvurusunda bulunulduğu açıklanmış ve 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 25/5. maddesine atıfta bulunarak işe başlatmama şartına tabi olmaksızın sendikal tazminat talep edildiği belirtilmiştir. Dava dilekçesindeki açıkça ifade edilmese de, dava konusu taleplere göre davacı işçinin kesinleşen işe iade kararı üzerine işveren tarafından işe başlatıldığı izlenimi edinilmektedir.
Davalı vekili tarafından verilen dilekçe ve beyanlarda da işçinin eski işine başlatıldığı bu nedenle sendikal tazminata hak kazanılamayacağı, daha önce ödenen kıdem ve ihbar tazminatlarının boşta geçen süre ücretinden mahsubu sonucu bakiye bir alacağın bulunmadığı açıklanmıştır.
Mahkemece kararın gerekçesinde, 'davacının işe başlatıldığı belirtilmişse de dinlenen tanık beyanlarına göre davacının önceki görevden farklı görevde başlatılması, kendisine ve işe iade sonrasında başlatılan işçilere baskı uygulandığı dolayısıyla gerçek bir işe başlatma durumunun söz konusu olmadığı' şeklinde açıklamaya yer verilmiş, hüküm fıkrasında sendikal tazminatın kabulüne, boşta geçen süreye ait ücret alacağının kısmen kabulüne karar verilmiştir.
6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 25/5. maddesine göre sendikal tazminat işe başlatma şartına bağlı olmasa da, davacının daha önce açtığı işe iade davasında ilk derece mahkemesi tarafından işçinin işe başlatılmaması şartına bağlı olarak sendikal tazminata hükmedilmiş ve karar davacı tarafın temyizi olmaksızın salt davalı temyizi üzerine bu şekilde kesinleşmiştir. Davacı işçi bakımından kesin hüküm etkisi sebebiyle sendikal tazminata hak kazanabilmek için işe başlatılmaması şarttır. Ayrıca Mahkemece işçinin işe başlatılmadığı yönünden gerekçe de dosya içeriği ile tam olarak uyumlu değildir. Bu yöndeki deliller değerlendirilmeden, kararın gerekçesinde tartışılmadan hüküm oluşturulmuştur.
Öte yandan boşta geçen süre ücreti yönünden bilirkişi raporu doğrultusunda karar verildiği belirtildiği halde hüküm altına alınan miktar, bilirkişi tarafından düzenlenen raporlarda belirlenen miktarlarla uyumlu değildir.
Davalı işveren, işçinin işe iade yönünde başvurusu üzerine boşta geçen süre ücreti olarak bir miktar ödeme yapmış, bu ödeme sırasında daha önce ödenen ihbar tazminatını mahsup ettiğini açıklamıştır. Bilirkişi hesap raporlarında ise boşta geçen süre ücreti birkaç seçenek olarak hesaplanmış, işveren tarafından yapılan ödeme tutarı mahsup edilmiştir. Mahkemece kök ve ek rapordan hangisine ve hangi seçeneğe göre karar verildiği açıklanmaksızın ayrı bir hesap detayı verilmeden raporlardaki hesaplanan miktarlardan tamamen farklı bir alacak kalemine hükmedilmesi de hatalıdır.
Mahkemece HMK'nın 297. maddesine aykırı şekilde, gerekçesiz karar verilmesi, gerekçe ve hüküm fıkrası arasında çelişkiler oluşturulması sebepleriyle kararın bozulması gerekmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 22/01/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2020 Yılı Kararları” sayfasına dön