9. Hukuk Dairesi 2016/35869 E. , 2020/18243 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

9. Hukuk Dairesi 2016/35869 E. , 2020/18243 K.


'İçtihat Metni'


MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili davacının, 05.09.2014-18.09.2015 tarihleri arasında tesisat ustası olarak davalı işyerinde çalıştığını, iş akdinin işverence hiçbir gerekçe gösterilmeden feshedildiğini, son ücretin net 2.100,00 TL olduğu, davacının ilk işe girdiği tarihten itibaren haftanın 7 günü 08.00-17.00 saatleri arasında çalıştığını, haftanın 4 günü saat 21.00'e kadar mesaiye kaldığını, davalı işverence davacıya ait Mayıs-Haziran-Temmuz-Ağustos-Eylül 2015 aylarına ilişkin maaşının da ödenmediğini kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, ücret alacağı olduğunu ileri sürerek davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili davacının davalı işyerinde: 05.09.2014 – 18.09.2015 tarihleri arasında çalıştığını, davacının görevini gereği gibi ifa etmediğini, gereken özeni göstermediğinden haklı nedenle iş akdinin sonlandırıldığını, davacıya ücret alacaklarının tamamının banka üzerinden ödendiğini, davalı firmada çalışan işçilerin günlük mesai saatlerinin 08:30-17:00 arasında olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın kısmen kabülü ile kıdem ve ihbar tazminatı, ücret alacağı, fazla mesai alacaklarına karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
Yargılamanın hukuka uygun ve sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunmanın özgürce ileri sürülebilmesi ve delillerin eksiksiz olarak toplanıp tartışılabilmesi, öncelikle tarafların yargılamadan haberdar edilmeleri ile olanaklıdır. Hasımsız davalar hariç olmak üzere, dava dilekçesi ile duruşma gün ve saati karşı tarafa tebliğ edilmeden ve taraf teşkili sağlanmadan davaya bakılamaz ve yargılama yapılamaz.
Davanın tarafları ile vekillerinin davaya ilişkin işlemleri öğrenebilmesi için, tebligatın usulüne uygun olarak yapılması, duruşma gün ve saatinin kendilerine bildirilmesi gerekmektedir. Duruşma günü ile tebligatın yapıldığı tarih arasında makul bir süre olmalıdır. Aksi takdirde tarafların hukuksal hakları kısıtlanmış olur.
Yasalarda aksine düzenleme bulunmadıkça mahkeme kararlarının taraflara tebliği gerekir. 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 8'inci maddesine göre, iş mahkemelerinde verilen kararlara karşı temyiz süresi tefhim veya tebliğ tarihinden itibaren sekiz gündür. Mahkemece karar yüze karşı tefhim edilmiş ise, tefhim edilen kısa kararın 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 383 ve devamı maddelerinde belirtilen şartları taşıması gerekir. Aksi takdirde usulüne uygun tefhimden söz edilemez. Bu durumda temyiz süresi gerekçeli kararın tebliğinden itibaren başlayacaktır.
Yargılama sırasında yapılan tebliğlerle ilgili tebliğ mazbatalarının ve ilgili diğer belgelerin dosyaya konulması gerekir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve bu Kanunun uygulanması için çıkarılan Tüzük hükümleri tamamen şeklidir ve titizlikle uygulanması gerekir. Bir davada yapılan tebligatların usulüne uygun olarak yapılıp yapılmadığını hâkim kendiliğinden denetlemelidir. 19.01.2011 tarihli Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasa ile Tebligat Kanununda esaslı değişiklikler yapılmıştır.
Değinilen Yasayla eklenen 7/A maddesinin birinci fıkrasına göre, tebligata elverişli bir elektronik adres vererek bu adrese tebligat yapılmasını isteyen kişiye, elektronik yolla tebligat yapılabilecektir. Söz konusu maddenin ikinci fıkrası gereğince, anonim, limitet ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlere elektronik yolla tebligat yapılması zorunluluğu getirilmiş, elektronik yolla tebligatın haklı bir sebeple yapılamaması hâlinde, bu Kanunda belirtilen diğer usullerle tebligat yapılacağı öngörülmüştür. Elektronik yolla tebligat, muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılacaktır.
Tebligat Yasasının 10'uncu maddesi gereğince tebligat, tebliğ yapılacak şahsın bilinen en son adresinde yapılır. Bununla birlikte, kendisine tebliğ yapılacak kişinin müracaatı veya kabulü şartıyla her yerde tebligat yapılması olanaklıdır. 6099 sayılı Yasayla bu maddeye eklenen ikinci fıkraya göre, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya herhangi bir nedenle tebligatın yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilip tebligat buraya yapılacaktır.
Somut uyuşmazlıkta davalı vekili cevap dilekçesinde adresinin “Karabaş Mahallesi Şehit Musa Sokak No:10/2 İzmit” olduğunu belirtmesine rağmen Mahkemece, tensip zaptı, bilirkişi raporu, davacının ıslah dilekçesi ve gerekçeli kararın davalı vekilinin adresi olmayan “Sahrayıcedit Mahallesi Omca Sokak Golden Plaza E Blok No:33 K:3 D:7-8 Kadıköy/İstanbul” adresine tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Bu adrese yapılan tebligat usulsüz olup, davalı vekilinin davaya ilişkin işlemleri öğrenebilmesi için, tebligatın usulüne uygun olarak yapılması, duruşma gün ve saatinin kendilerine bildirilmesi gerekmektedir. Usule aykırı tebligat sonucunda davalı tarafın savunma hakkı kısıtlanmış olup kararın salt bu nedenle bozulması gerekmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 14/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2020 Yılı Kararları” sayfasına dön