9. Hukuk Dairesi 2016/28731 E. , 2020/17221 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

9. Hukuk Dairesi 2016/28731 E. , 2020/17221 K.


'İçtihat Metni'



MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, süresi içinde temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmesi ve davalı vekilince duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 01/12/2020 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü yapılan tebligata rağmen taraflar adına kimse gelmediğinden incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı işyerinde 21/04/2003-26/02/2015 tarihleri arası motor ustası olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin haklı neden olmaksızın işverence feshedildiğini beyanla kıdem ve ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarını istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı davaya cevap vermemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar taraflar vekillerince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-4857 sayılı İş Kanun'unda 32. maddenin ilk fıkrasında, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır.
İş sözleşmesinde ücretin kararlaştırılmadığı hallerde ücretin miktarı, işçinin kişisel özellikleri, işyerindeki ya da meslekteki kıdemi, meslek unvanı, yapılan işin niteliği, iş sözleşmesinin türü, işyerinin özellikleri, emsal işçiler o işyerinde ya da başka işyerlerinde ödenen ücretler, örf ve adetler göz önünde tutularak belirlenir.
İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı davacının fesih tarihindeki gerçek ücreti saptanmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.
Mahkemece, Türkiye İstatistik Kurumunun resmi internet sitesindeki “kazanç bilgisi sorgulama” kısmından da faydalanılması ve emsal ücret araştırması sonucunda elde edilen verilerle birlikte, anılan Kurumun resmi internet sitesindeki bilgiler de dikkate alınarak emsal ücretin belirlenmesi mümkündür.
Somut olayda, davacı işçi aylık net 1.500,00 TL ücret aldığını iddia etmiş, davalı taraf davacının iddialarını inkar etmiştir. Davacı tanığı davacının iddiasını doğrular şekilde beyanda bulunmuştur. Ayrıca tanık beyanına göre işyerinde ücretin bir bölümünün elden ödendiği anlaşılmaktadır. Mahkemece Türkiye İstatistik Kurumundan emsal ücretin sorulduğu, Kurum tarafından gönderilen cevabi yazıda hatalı olarak davacının 2010 yılında alabileceği emsal ücretin bildirildiği görülmüştür.Davacının iş sözleşmesinin 26/02/2015 tarihinde feshedildiği gözetidiğinde kabul edilen ücretinin yeterli araştırma yapılmaksızın tespit edildiği anlaşılmış olup ücretin yukarıda açıklanan şekilde ilgili meslek odalarından ve diğer kuruluşlardan yapılacak emsal ücret araştırması ile Türkiye İstatistik Kurumu'nun resmi internet sitesindeki “kazanç bilgisi sorgulama” kısmındaki bilgilerle belirlendikten sonra karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması hatalı olmuştur.
3-Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Yukarıda fazla çalışmanın ispatı konusunda anlatılan ilkeler, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil günlerinde yapılan çalışmaların ispatı açısından da geçerlidir.
Somut olayda, davacı işçinin fazla mesai alacağı, hükme esas alınan 13/04/2016 tarihli bilrikişi ek raporunun 1 numaralı alternatifine göre (davacının net 1.045,00 TL ücret aldığı varsayılarak) 16/02/2011-26/02/2015 tarihleri arası dönemde bir kısım imzalı ve fazla çalışma tahakkuku içeren bordroların ilgili olduğu aylar dışlanarak, davacı tanık beyanına göre haftada 4 gün 08.30-20.00, 2 gün 08.30-18.00 saatleri arası ara dinlenme sonrası haftalık 14 saat fazla çalıştığı kabulü ile hesaplanmıştır.
Söz konusu alacağın ispatı konusunda, dosya içerisinde, işyerindeki çalışma düzenini gösterir kayıt bulunmadığı, davacının fazla çalışmalarının davacı tanık beyanına göre tespit edildiği, dinlenen tanığın işyerinde çalıştığını beyan ettiği süreye göre fazla çalışma hesaplanan dönemin tamamında çalışma koşullarını bilemeyeceği anlaşılmış olup davacı tanığın davacıyla birlikte ortak çalışma dönemi olan 2012 yılına kadar anılan alacak hesaplanmalı sonraki dönemin ise ispatlanamadığı kabul edilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetli olmamıştır.
4-Dava konusu hafta tatili alacağı da davacı tanığın beyanlarına itibarla ispatlandığı kabul edilmiş ise de tanığın söz konusu iddia hakkındaki beyanlarının farklı ve çelişkili olduğu görülmüş, davacı tanığın, beyanları arasındaki tutarsızlık dikkate alınarak ve yapılan işin niteliği birlikte değerlendirildiğinde, davacının hafta tatili çalışmasına yönelik iddiası hakkında inandırıcılığı yeterli bulunmayan tanık beyanından başka delil ibraz ve ikame etmemiş olması karşısında, davacının hafta tatili çalışması iddiasını kanıtlayamadığı kabul edilerek bu iddiaya dayalı hafta tatili ücreti talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 01/12/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.







Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2020 Yılı Kararları” sayfasına dön