9. Hukuk Dairesi 2016/32852 E. , 2020/16265 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

9. Hukuk Dairesi 2016/32852 E. , 2020/16265 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili müvekkilinin 15/07/2002 tarihinden bu yana davalı işverenlikte çalıştığını, davalı işverenin Kamu Hukuku tüzel kişisi olduğundan 6772 sayılı ' Devlet ve ona bağlı müesseselerde çalışan işçilere ilave tediye yapılması ve 6452 sayılı kanunla 6212 sayılı Kanunun 2.md.nin Kaldırılması Hakkında Kanun' gereği alması gereken ilave tediyelerin müvekkiline ödenmesi gerektiği halde bugüne kadar herhangi bir ödeme alınmadığını iddia ederek ilave tediye alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili davacının müvekkili işverenlikte 15/07/2002 tarihinden bu yana sosyal inceleme görevlisi olarak halen çalıştığını, davacının dilekçesinde belirttiği gibi işe giriş tarihinden bu yana teşvik primi almadığına ilişkin beyanlarının yersiz olduğunu, 3294 sayılı sosyal yardımlaşma ve dayanışma teşvik kanunu hükümlerine dayanılarak kurulan sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıfları personelinin norm kadro standartları, iş tanımları, nitelikleri özlük hakları ve çalışma şartlarına ilişkin esasları içeren düzenlemenin 11.md. göre vakıf personeline ikramiye ödendiğini ve bu ikramiyenin tediye niteliğinde olduğunu, ayrıca personele ilave tediye ödemesi yapılmayacağını belirttiğini, bu düzenleme dikkate alındığında davayı kabul anlamına gelmemek koşulu ile davacıya işe girdiği tarihten sonra aldıkları ikramiyelerin tediye niteliğinde olduğunu, ayrıca ilave tediye adı altında başkaca prim ödemesi yapılmayacağının açık olduğunu, söz konusu düzenleme yürürlüğe girdiği tarihten bu yana müvekkili işverenlikte çalışan tüm personellerin düzenlemede belirttiği üzere ikramiyelerini aldıklarını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı, taraflar vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının ilave tediye alacağına hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmaktadır.
25/05/2018 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 7144 sayılı Kanun'un 7. maddesinde, 'Vakıflar, 18/10/2012 tarihli ve 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 34 üncü maddesinin ikinci fıkrası hükmüne göre, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Sosyal Yardımlar Genel Müdürlüğünce imzalanacak işletme düzeyinde toplu iş sözleşmesi kapsamında işyerleridir.” düzenlemesi getirilmiştir. Söz konusu Kanunun 22. maddesinde kanunun yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği belirtilmiş ve uyuşmazlığa konu 7. maddenin farklı bir tarihte yürürlüğü gireceğine dair ayrıksı bir hükme de yer verilmemiştir. Hukuki güvenlik ilkesi kural olarak yasaların geriye yürütülmemesini gerekli kılar. “Yasaların Geriye Yürümezliği İlkesi” uyarınca yasalar kural olarak yürürlük tarihlerinden sonraki olay, işlem ve eylemlere uygulanmak üzere çıkarılırlar. Yürürlüğe giren yasaların geçmişe ve kesin nitelik kazanmış hukuksal durumlara etkili olamaması hukukun genel ilkelerinden '‘Kazanılmış Hakların Korunması” ilkesinin gereğidir.
Bu noktada, kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce karara bağlanan 09.06.2017 tarih 2016/3-2017/4 esas-karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının incelenmesi gerekirse, söz konusu karar uyarınca '3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu ile kurulan sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarının özel hukuk tüzel kişiliğine sahip olup, ayrı işyeri olan bağımsız işveren oldukları, bu nedenle her vakıf için iş yeri düzeyinde toplu iş sözleşmesi yetkisi verilebileceği iş güvencesi hükümlerinden yararlanmanın ön koşullarından olan işçi sayısı tespit edilirken her vakıf yönünden sadece kendi işçi sayısının dikkate alınacağına' karar verilmiştir. İçtihadı birleştirme kararları Yargıtay Kanunu'nun 45. maddesine göre bağlayıcıdır.
Somut olayda, dava konusu talepler kanunun yürürlük tarihinden önceki döneme ilişkin olup, söz konusu dönemde 7144 sayılı Kanun'un 7. maddesi yürürlükte olmadığı gibi Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarının özel hukuk tüzel kişiliğine sahip, ayrı işyeri olan bağımsız işveren olduklarının belirlendiği tarafları bağlayıcı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı bulunmaktadır. Dairemiz emsal nitelikteki 2016/21526 esas 2020/7664 karar sayılı 15.09.2020 tarihli kararı ile (kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin emsal nitelikteki 2017/26862 esas ve 2020/1636 karar sayılı 13.02.2020 tarihli kararı aynı doğrultuda ilave tediyenin reddi gerektiği gerekçesi ile bozulmuştur. Tüm bu maddi ve hukuki olgular bir arada değerlendirildiğinde Mahkemece dava konusu ilave tediye isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 23.11.2020 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2020 Yılı Kararları” sayfasına dön