9. Hukuk Dairesi 2017/18720 E. , 2020/15612 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirket bünyesinde faaliyet gösteren mermer ocağında 15.06.2008-05.03.2013 tarihleri arasında ocak işçisi olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin davacı tarafından haklı sebeple feshedildiğini, müvekkilinin iş sözleşmesinin başlangıcından beri işyerinde iki haftada bir cuma günleri yani ayda iki gün çalışmadığını, diğer zamanlarda hafta sonu tatillerinin tamamında, resmi bayramların tamamında çalıştığını ve yıllık izin kullanmadığını, fazla mesai ücreti de almadığını belirterek kıdem tazminatı ile birlikte bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda toplanan delillere göre ve bilirkişi raporu doğrultusunda yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının fazla mesai alacağının bulunup bulunmadığı noktasındadır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Somut olayda fazla mesai alacağı ihtilaf konusu olup, yargılama sırasında dinlenen tanık beyanlarına göre sözkonusu alacak hesaplanarak hükme bağlanmıştır. Davacının çalışma dönemine ilişkin ibraz edilen bordrolar imzasızdır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda tahakkuk bulunan aylar ayrık tutularak hesaplama yapıldığı anlaşılmaktadır. Oysa imzasız bordrolardaki tahakkukların banka kayıtları ile ödendiğinin anlaşılması halinde hesaplanan alacaktan mahsubu gerekirken dışlanması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Taraflar arasında ulusal bayram genel tatil ve hafta tatili alacaklarına uygulanacak faizin türü bakımından da uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanununun çeşitli hükümlerinde faiz konusunda düzenlemelere yer verilmiştir. Anılan Yasanın 34. maddesinde, gününde ödemeyen ücretler için mevduata uygulanan en yüksek faizin uygulanacağı hükmü bulunmaktadır. Maddede sözü edilen ücret geniş anlamda ücret olup, çalışma karşılığı ücretler, ikramiye, prim, jestiyon ve benzeri ödemelerin yanı sıra, fazla mesai, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücretleri de bu kapsama dahildir.
Davacı taraf dava dilekçesinde ulusal bayram genel tatil ve hafta tatili alacakları bakımından mevduata uygulanan en yüksek faiz talebinde bulunmuş olup mahkemece bu alacaklara yasal faiz uygulanması hatalıdır.
4-Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda kıdem tazminatı 10.379,52TL olarak hesaplanmış ve mahkemece gerekçede bu miktarın kabul edildiği belirtilmesine rağmen 10.300,74 TL olarak hüküm altına alınması hatalıdır.
5-Taraflar arasındaki bir diğer uyuşmazlık davacının kıdem tazminatı dışındaki alacaklara uygulanacak faizin başlangıç tarihi noktasındadır.
Davacı işçi, ... Noterliği'ne tanzim ettirdiği ihtarnameyle, davalı işverene ihtarnamenin tebliğinden itibaren dava konusu alacaklarının ödenmesi için yedi günlük süre tanıyarak onu temerrüde düşürmüş olup, bu ihtarname davalıya 14.03.2013 tarihinde tebliğ edilmiştir. Bu nedenle hüküm altına alınan ücret alacaklarına 22.03.2013 temerrüt tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken, ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren faiz yürütülmesi hatalıdır.
SONUÇ:Temyiz olanan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 10.11.2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
9. Hukuk Dairesi 2017/18720 E. , 2020/15612 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 24 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 22 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 8 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 5 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 29 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat