9. Hukuk Dairesi 2017/18277 E. , 2020/14406 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

9. Hukuk Dairesi 2017/18277 E. , 2020/14406 K.


'İçtihat Metni'



MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının belediyede alt işveren şirketler nezdinde temizlik işçisi olarak çalıştığını, iş sözleşmesini emeklilik nedeniyle feshettiğini ileri sürerek kıdem tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalılar vekilleri, husumet itirazı ve zamanaşımı def’inde bulunarak, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içinde taraflar vekillerince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacının fazla mesai ve ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının zamanaşımına uğrayıp uğramadığı ve kıdem tazminatı dışındaki alacaklara işletilecek faizin başlangıç tarihi uyuşmazlık konusudur.
Zamanaşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalmasını ifade eder. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zamanaşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu 'eksik bir borç' haline dönüştürür ve 'alacağın dava edilebilme özelliğini ortadan kaldırır.Bu itibarla zamanaşımı savunması ileri sürüldüğünde, eğer savunma gerçekleşirse hakkın dava edilebilme niteliği ortadan kalkacağından, artık mahkemenin işin esasına girip onu incelemesi mümkün değildir.
Uygulamada, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması, dava açma tekniği bakımından, tümü ihlal ya da inkâr olunan hakkın ancak bir bölümünün dava edilmesi, diğer bölümüne ait dava ve talep hakkının bazı sebeplerle geleceğe bırakılması anlamına gelir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ilkeye göre, kısmi davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmuş olması, saklı tutulan kesim için zamanaşımını kesmez, zamanaşımı, alacağın yalnız kısmi dava konusu yapılan miktar için kesilir.
Somut olayda, dava dilekçesine karşı süresinde ileri sürülen zamanaşımı itirazı değerlendirilmiş ancak ıslah dilekçesine karşı zamanaşımı defi nedeniyle mahkemece resen hesaplama yapılıp hüküm kurulmuştur.
Mahkemece re'sen yapılan hesaplamada ilk talep miktarı dikkate alınmaksızın alacak ıslah tarihinden geriye doğru 5 yıllık süre için hesaplanmıştır. İlk talep miktarının yok sayılması isabetsiz olmuştur.
Ayrıca davacı kısmi alacak davası açmış ıslah ile talebini arttırmış olduğundan kıdem tazminatı dşındaki alacak taleplerine dava ve ıslah tarihlerinden faiz işletilmesi gerekirken dava tarihinden faiz işletilmeside hatalı olup bozma nedenidir.
3-Davalılar lehine hükmedilen vekalet ücreti konusunda da uyuşmazlık bulunmaktadır.
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 3/2. maddesinde 'Müteselsil sorumluluk da dahil olmak üzere, birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek, ret sebebi ayrı olan davalılar vekili lehine ise her ret sebebi için ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmolunur' düzenlemesi yer almaktadır.
Anılan Tarifenin 12. maddesi ise, 'Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin İkinci Kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla,) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. Ancak hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez.' hükmünü içermektedir.
Mahkemece, ret sebebi ortak olan davalılar lehine reddedilen alacak miktarını geçmemek üzere ve tek avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekirken ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edilmiş olması hatalıdır.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 03/11/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.



Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2020 Yılı Kararları” sayfasına dön