9. Hukuk Dairesi 2020/2358 E. , 2020/13036 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

9. Hukuk Dairesi 2020/2358 E. , 2020/13036 K.


'İçtihat Metni'



MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirket nezdinde radyoloji ve kardiyoloji uzmanı olarak 07/01/2011-29/07/2013 tarihleri arasında çalıştığını, ücretinin ödenmemesi nedeniyle iş sözleşmesinin haklı olarak feshedildiğini, kıdem tazminatı ödenmediğini, normal çalışma saatlerinin 09.00-18.00 olduğunu, ayrıca kardiyoloji uzmanı olarak ayda en az 20 defa icap nöbeti tuttuğunu, her icapta 5 saat çalıştığını, fazla mesai yaptığını, milli bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını, yıllık izin ve şua izni kullanamadığını iddia ederek kıdem tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının ücretlerinin ödenmediğini gerekçe göstererek bu davayı açtığını, ödenmeyen ücretleri için ise ayrı bir dava açtığını, mahkemenin 2013/756 Esas sırasında kayıtlı dava ile arada hukuki ve fiili irtibat bulunduğundan bu davanın o dava ile birleştirilmesi gerektiğini, davacının alacaklarının belirlenebilir olması nedeni ile kısmi dava açamayacağını, davacının aylık sabit 15.000,00 TL ücret ile çalışmadığını, taraflar arasında imzalanan hekimlik sözleşmesinin 6.maddesine göre muayene ücretinin %50'si, diğer işlemlerin ise malzeme bedeli hariç %15'i olarak hesaplanacak hakediş ile çalıştığını, davacının ne kadar hakedişi bulunduğunun hastane ve Medula Sistem kayıtlarının incelenmesi ile belirlenebileceğini, hiçbir zaman 15.073.00 TL'sını karşılayacak bir hakedişe hak kazanmadığını, hastanenin iş azlığı nedeni ile valilik kararı ile 16.09.2013 tarihinde faaliyetinin durdurulduğunu, davacının kardiyoloji uzmanı olduğunu, radyoloji uzmanı olmadığını, fazla mesai ve şua izni iddialarının asılsız olduğunu, resmi tatillerde davacının çalışmasını gerektirecek bir durum olmadığı gibi bu günlerde acil ve yoğun bakım üniteleri hariç polikliniklerin Türkiye dahilinde her yerde kapalı olduğunu, hizmet verilmediğini, davacının yıllık izinlerini kullandığını, bu talebin reddi gerektiğini aksi halde yemin teklif etme hakkını kullanmak istediklerini savunmuş ve davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, bozma ilamına uyulmakla toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının tüm, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacının şua iznine hak kazanıp kazanmadığı ihtilaflıdır
Mahkemece uyulmasına karar verilen 31.03.2015 tarihli bozma ilamında İyonlaştırıcı radyasyon yayan cihazlarla çalışan personelin radyasyon görevlisi sayılarak şua izninden yararlanması için “-Sürekli denetimli alanlarda veya radyasyon kaynakları ile çalışması gerektiği ve denetimli alanlarda veya radyasyon kaynağı olan cihazla çalışanın maruz kalabileceği radyasyon dozunun yönetmelikte belirlenen toplum bireyleri için öngörülen dozun üstüne çıkma olasılığı bulunması” gerektiği hususuna işaret edildiği, davacının dozimetre kullandığı, periyodik kontrollerle maruz kaldığı radyasyon dozunun ölçüldüğü ve kayıt altına alındığı, ancak söz kayıtlara göre davacının yalnızca 2012 yılı için yönetmelikte belirlenen toplum bireyleri için öngörülen radyasyon dozunun üstüne çıktığı anlaşılmış olup anılan dozimetre kayıtları ve tüm dosya kapsamı gözetilerek davacının yalnızca 2012 yılı için şua iznine hak kazandığı kabulü gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Bilindiği üzere 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda 'usuli kazanılmış hak' kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince de, sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde ikinci bir bozma kararı verilememektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, 2006/9-508 E., 2006/521 sayılı kararı).
Somut olayda uyulmasına karar verilen bozma ilamı ile dava konusu fazla çalışma alacağından 1/3 uygun indirim yapılması gerektiğine hükmedilmiştir. Mahkemece bozmaya uyulmakla gerçekleşen usuli kazanılmış hak nazara alınarak, hükmüne uyulan bozma gereği gibi dava konusu fazla çalışma alacağından 1/3 uygun indirim yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup yeniden bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda belirtilen sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 22/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verilmiştir.
Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2020 Yılı Kararları” sayfasına dön