9. Hukuk Dairesi 2016/28619 E. , 2020/13012 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

9. Hukuk Dairesi 2016/28619 E. , 2020/13012 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, 01.04.2002-05.04.2013 tarihleri arasında davalı işyerinde şarküteri ustası olarak çalıştığını, iş akdini yaş dışındaki koşulları sağlayarak 1475 sayılı İş K. 14/1-5. maddesi gereğince feshettiğini,davalı tarafından bir kısım kıdem tazminatı alacağının ödendiğini bakiyesinin ödenmediğini ileri sürerek, bakiye kıdem tazminatı ile bir kısım işçilik ücret alacaklarını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, yasal süresinden sonra sunduğu cevap dilekçesinde zamanaşımı def’inde bulunmuş, davacının alacak iddiasının yerinde olmadığını, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Taraflar arasında davalının zamanaşımı def'inin dikkate alınıp alınamayacağı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Zamanaşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalmasını ifade eder. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zamanaşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu 'eksik bir borç' haline dönüştürür ve 'alacağın dava edilebilme özelliği'ni ortadan kaldırır. Uygulamada, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması, dava açma tekniği bakımından, tümü ihlal ya da inkâr olunan hakkın ancak bir bölümünün dava edilmesi, diğer bölümüne ait dava ve talep hakkının bazı nedenlerle geleceğe bırakılması anlamına gelir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ilkeye göre, kısmi davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmuş olması, saklı tutulan kesim için zamanaşımını kesmez, zamanaşımı alacağın yalnız kısmi dava konusu yapılan miktar için kesilir.
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 7. maddesinde, iş mahkemelerinde sözlü yargılama usulü uygulanır, düzenlemesi mevcuttur. Ancak 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 447. maddesi ile sözlü yargılama usulü kaldırılmış, aynı yasanın 316 ve devamı maddeleri gereğince iş davaları için basit yargılama usulü benimsenmiştir.
Sözlü yargılama usulünün uygulandığı dönemde zamanaşımı def'i ilk oturuma kadar ve en geç ilk oturumda yapılabilir. Ancak 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlükte olduğu dönemde 319. madde hükmü uyarınca savunmanın değiştirilmesi yasağı cevap dilekçesinin verilmesiyle başlayacağından, zamanaşımı def'i cevap dilekçesi ile ileri sürülmelidir. 01.10.2011 tarihinden sonraki dönemde ilk oturuma kadar zamanaşımı def'inin ileri sürülmesi ve hatta ilk oturumda sözlü olarak bildirilmesi mümkün değildir.
Somut uyuşmazlıkta,dava dilekçesi davalı tarafa 02.01.2015 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı tarafından 25.03.2015 tarihinde yasal süreden sonra olmak üzere davaya yönelik cevap dilekçesi sunularak zamanaşımı def’i ileri sürülmüştür. Bilirkişi raporunda davalının zamanaşımı def’inin süresinde olmadığı gözetilmeksizin yapılan hesaplamaya yönelik davacı tarafından itirazda bulunulması üzerine davalı vekili cevap dilekçesini ıslah ettiğini belirterek davaya karşı zamanaşımı def’ini cevap dilekçesinin ıslahı suretiyle yinelemiştir.
Zamanaşımı def'inin cevap dilekçesinin ıslahı yoluyla ileri sürülmesi mümkündür (Yargıtay HGK. 04.06.2011 gün 2010/ 9-629 esas 2011/ 70. karar)Ancak hiç verilmeyen ya da süresinde verilmediği için hukuki değer taşımayan cevap dilekçesinin ıslahı da hukuki sonuç doğurmayacağından, Mahkemece davalının zamanaşımı def'ine değer verilerek hüküm kurulması isabetsiz olup, hatalı değerlendirmeye dayalı karar bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 22.10.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.









Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2020 Yılı Kararları” sayfasına dön