9. Hukuk Dairesi 2016/27828 E. , 2020/11622 K.

[İctihat]

9. Hukuk Dairesi 2016/27828 E. , 2020/11622 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi Dr. ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalıya ait işyerinde ustabaşı olarak 01/05/2007-11/09/2013 tarihleri arasında çalıştığını, iş sözleşmesinin sosyal sigorta primlerinin gerçek ücret yerine asgari ücret üzerinde yatırılması, fazla çalışma ücreti, bayram genel tatil alacaklarının ödenmemesi ve yıllık izinlerinin kullandırılmaması nedeniyle davacı tarafından haklı nedenle feshedildiğini ileri sürerek kıdem tazminatı ve fazla çalışma ücreti ile birlikte bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Somut uyuşmazlıkta, davacının ıslah dilekçesi 11/09/2015 tarihinde davalıya tebliğ edilmiş, davalı taraf ise 19/10/2015 tarihli ıslaha karşı beyan dilekçesinde, ıslahtan 12/10/2015 tarihinde haberdar olduklarını, tebligatı alan Hasan Kaynak isimli kişinin davalı vekilinin çalışanı olmadığını beyan ederek ıslaha karşı zamanaşımı defi ileri sürmüştür. Mahkemece, davalının ıslaha karşı zamanaşımı savunmasının değerlendirilmesi için yeniden bilirkişi incelemesi yapılmış ise de, bilirkişi raporunda belirlenen rakama itibar edilmeden hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır. Diğer taraftan davalı vekili dosyaya tebligatın usulsüzlüğüne ilişkin olarak bir kısım kayıtlar sunmuş olup, bu belgelere göre ıslah dilekçesini tebliğ alan kişinin davalı şirket çalışanı olmadığı açıktır. Açıklanan sebeplerle, davalı vekilinin usulsüz tebligat iddiasının yerinde olduğu dikkate alınarak, ıslah dilekçesine karşı süresinde zamanaşımı savunmasında bulunulduğu kabul edilmelidir. Mahkemece, davalının ıslaha karşı zamanaşımı savunması ile ilgili olarak olumlu veya olumsuz herhangi bir değerlendirme yapılmadan hüküm kurulması hatalı olup, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
3-Davacının fazla çalışma iddiasını tanık delili ile ispat ettiği kabul edilerek hesaplanan fazla çalışma ücreti hüküm altına alınmıştır. Fazla çalışmanın tanık anlatımı ile ispat edilmesi mümkün ise de, işyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez. Somut olayda davacının 13.08.2007-11.09.2013 tarihleri arasındaki döneme ilişkin fazla çalışma ücreti hesaplanmış ise de, beyanlarına itibar edilen davacı tanıklarının sınırlı bir süre ile davacı ile birlikte çalıştığı anlaşılmaktadır. Tanık anlatımlarına tanıkların davacı ile birlikte çalıştığı süre ile sınırlı olarak değer verilebilir. Mahkemece bu yön gözetilmeden yazılı gerekçe ile hüküm kurulması yerinde değildir.
Temyiz edilen kararın açıklanan sebeplerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 13.10.2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.