9. Hukuk Dairesi 2016/22302 E. , 2020/7787 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalıya ait işyerinde 15/01/2008-04/09/2010 tarihleri arasında garson olarak çalıştığını, bu dönem çalışmasına askerlik sebebi ile ara verdikten sonra aynı işyerinde çalışmaya devam ettiğini, son olarak iş sözleşmesinin 22/05/2014 tarihinde davalı işveren tarafından haklı bir neden olmadan feshedildiğini, davacının ücretinin bahşiş ile birlikte en az 3000 TL olduğunu beyan ederek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti ile birlikte bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, talep edilen alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının ücretinin asgari ücret olduğunu, davacının işyerinde üç dönem halinde çalıştığını, ilk iki dönem çalışmasının istifa ile sonuçlandığını ve bu döneme ilişkin alacakları yönünden davalı işvereni ibra ettiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında, davacının yıllık izin ücreti alacağının miktarı noktasında uyuşmazlık vardır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 31. maddesinde “hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir, soru sorabilir, delil gösterilmesini isteyebilir” şeklinde düzenleme yapılarak hakime yargılama sonunda doğruya ulaşma görevini yüklemiştir.
Kanunun 169. maddesinde de, mahkemenin kendiliğinden veya talep üzerine taraflardan her birinin isticvabına karar verebileceği ifade edilmektedir. Aynı maddenin 2. fıkrasına göre isticvap, davanın temelini oluşturan vakıalar ve onunla ilişkisi bulunan husular hakkında olur. Anayasamızın 141. maddesine göre, yargı basit, çabuk ve ucuz gerçekleşmelidir. Devlet yargının basit, ucuz ve çabuk gerçekleşmesi için gerekli düzenlemeleri yapmak durumundadır. Zira hakkın tanınması ve korunmasındaki gecikmeler, hukuk devleti ilkesi ile uyumlu değildir, adil yargılanma hakkını ihlâl eder. Bu sebeple yargılama sonucunda ulaşılacak hüküm, doğru, gecikmemiş ve kendisinden beklenen etkiyi gösteren bir niteliğe sahip olmalıdır. Bundan dolayı belirsiz vakıaların açıklattırılmasına, eksikliklerin hâkim tarafından işaret edilerek taraflarca giderilerek yargılamanın uzatılmasının önüne geçilmesine ilişkin hâkimin davayı aydınlatma yükümlülüğü bulunmaktadır. Usul hukukunda bu yükümlülüğün anlamı, doğru hüküm kurulmasıdır. Bu hususta yapılacak bir inceleme için ise, tarafların iddialarını eksiksiz ve zaman, yer gibi somut unsurlarıyla tam bir açıklık içinde yargılamaya getirmeleri gerekmektedir.
Somut olayda, dava dilekçesinde yıllık izinlerini eksik kullandığını, bir başka anlatımla bir kısmını kullanıp bir kısmını kullanmadığını açıklamıştır. Davacının bu açıklaması karşısında mahkemenin davalı işverenin belge sunamamasından yola çıkarak, davacının hiç yıllık ücretli izin kullanmamış olduğunu kabul etmesi yerinde değildir. Davacı, dava dilekçesindeki açıklamasından sonra yargılama esnasında izinlerinin ne kadarını kullandığı, ne kadarını kullanmadığı hususunda beyanda bulunmamıştır. Dosya kapsamından, davacının dört tam yıl çalışma süresi içinde hiç yıllık izin kullanılmadığı kabul edilerek hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır. Oysa, davacının davayı somutlaştırma yükü (HMK m.194), hakimin de davayı aydınlatma yükümlülüğü (HMK m. 31) bulunduğu göz önüne alınarak, öncelikle davacının dava dilekçesindeki “izinlerini eksik kullandığına yönelik beyanı” açıklığa kavuşturulmalı, bundan sonra dosya kapsamındaki tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonuca gidilmelidir. Bu noktada mahkemece yapılacak iş, davacı asili isticvap ederek yıllık ücretli izinlerinin ne kadarını kullandığı, ne kadarını kullanmadığını belirlemek ve oluşacak sonuca göre karar vermektir. Belirtilen ilke ve esaslara aykırı olarak, yazılı gerekçe ile hüküm kurulması hatalı olup, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 15.09.2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
9. Hukuk Dairesi 2016/22302 E. , 2020/7787 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 34 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 21 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 23 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 41 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 37 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 32 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 39 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat