9. Hukuk Dairesi 2016/17146 E. , 2020/5907 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı isteminin özeti:
Davacı vekili, davacının, 14/04/2014 - 27/11/2014 tarihleri arasında freze operatörü olarak davalı iş yerinde çalıştığını, iş sözleşmesinin işçi tarafından emeklilik nedeniyle feshedildiğini, bir kısım işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ücret, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram genel tatil ücreti alacaklarını istemiştir.
B)Davalı cevabının özeti:
Davalı vekili, davacı işçinin hem emeklilik hem de prime esas kazancının gerçek kazançtan düşük gösterilmesini gerekçe göstererek sözleşmesini feshettiğini, davacının asgari ücret ile çalıştığını ve dilekçesinde belirttiği alacaklarının bulunmadığın, zamanaşımı itirazında bulunduklarını, iddia ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
C)Yerel Mahkeme kararının özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davalının zamanaşımı itirazının dikkate alındığı, davacının 19/04/2004-27/11/2014 tarihleri arasında davalı yanında hizmet sözleşmesiyle çalıştığı, maaş miktarı yönünden taraflar arasında ihtilaf bulunduğundan maaş araştırması yapıldığı, buna göre davacının bilinen son ücretinin brüt 2.797,55 TL olduğu, buna göre bilirkişi tarafından yapılan 2.alternatif hesaplamaya itibar edildiği, davacının sigorta primlerinin asgari ücret üzerinden gösterilmesi ve kabul edilen işçilik alacaklarını alamaması nedeniyle ile haklı nedenle iş sözleşmesini feshettiğinden kıdem tazminatı talebinin kabul edildiği, davacıya yapılan ödeme mahsup edilerek fark kıdem tazminatı alacağına hükmedildiği, yıllık izin alacağı yönünden SGK kayıtlarına göre davacının kabul edilen hizmet süresi ve dosya kapsamı ile örtüşen bilirkişi raporuna itibar edilmiş, davalı işveren davacıya kalan (19) gün yıllık izni kullandırdığına dair izin defteri veya buna benzer davalı tarafından imzası kabul edilen yazılı bir belge sunamadığından, davacının bilirkişi raporunda belirtilen oranda izin alacağına hak kazandığı, tanık beyanları dosya kapsamından davacının ayda (38) saat fazla mesai yaptığı anlaşıldığından , fazla çalışma alacağına hükmedildiği, davacının dini bayramlarda 1 gün çalıştığı diğer resmi bayram ve tatillerde çalıştığı anlaşıldığından genel tatil alacağına hükmedildiği, davacının ayda 2 hafta tatilinde çalıştığı anlaşıldığından hafta tatili alacağına hükmedildiği, Yargıtay'ın yerleşmiş içtihatlarında da belirtildiği üzerebir kimse sürekli olarak, fazla çalışma yapamaz,fazla çalışma yapıldığı kabul edilen bu dönemlerde dahi hastalık,mazeret,işlerin azlığı gibi sair nedenlerle davacının hesaplanan bu sürelerde dahi fazla çalışma yapmamış olacağı göz önüne alınarak bilirkişiler tarafından belirlenen bu alacaklara takdiren %30 oranında hakkaniyet indirimi yapıldığı, hakkaniyet indiriminin ne kadar olacağından davacı taraf bilemeyeceğinden, hakkaniyet indirimi nedeniyle reddedilen kısımdan davacı taraf yargılama giderleri yönünden sorumlu tutulmadığı, bilirkişi tarafından yapılan hesaplama sonucu davacının talep edebileceği bakiye ücret alacağının belirlendiği, bu miktara itibar edilerek bakiye ücret alacağına hükmedildiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
D)Temyiz:
Karar süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
E)Gerekçe:
1-Gerekçeli karar başlığında karar tarihinin 01/03/2016 yerine 02/03/2016 şeklinde yazılması mahallinde düzeltilebilir maddi hata kabul edilmiştir.
2-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
3- Somut uyuşmazlıkta, fazla mesai ücretinin hesaplanmasında davacının işe başladığı saatin tespiti bakımından
Davacı tanığı ..., tarafların ortak tanığı ... ve diğer davalı tanığının beyanlarından, davacının sabah saat 08:30’da işe başladığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle sabah işe başlama saati olarak 08:00’ın kabulü hatalıdır.
4-Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir.
İşçinin imzasını içermeyen bordrolarda fazla çalışma tahakkuku yer aldığında ve tahakkukta yer alan miktarların karşılığı banka hesabına ödendiğinde, tahakkuku aşan fazla çalışmalar her türlü delille ispatlanabilir. Tahakkuku aşan fazla çalışma hesaplandığında, bordrolarda yer alan fazla çalışma ödeme tutarları mahsup edilmelidir.
Somut uyuşmazlıkta dosyadaki bordorların bir kısmı imzalı, bir kısmı imzasızdır. Bordroların bazıları fazla mesai tahakkuku içermektedir. Hükme esas bilirkişi raporunda fazla mesai tahakkukları bordorların imzalı ya da banka ödemesi olduğundan bahis ile edilmiştir.
Bordroda davacının imzası ve fazla mesai tahakkuku var ise o ayın fazla mesai hesaplamasında dışlanması gerekir, sadece o bordrodaki fazla mesai ücretinin mahsubu ile yetinilemez.
Bordroda fazla mesai tahakkuku olmakla birlikte davacının imzası yok ise ve fakat bordrodaki tahakkuk banka kanalı ile ödenmiş ise fazla mesai süresi ve ücreti o ay için Mahkeme tarafından tespit edilen fazla mesai süresine göre hesaplanmalı, bankaya ödenen fazla mesai ücreti mahsup edilmeli, o ay dışlanmamalıdır.
Diğer taraftan, bilirkişi raporunda bordrosunda fazla mesai tahakkuku görünmeyen bir kısım ay için nasıl tespit edildiği belirlenemeyen bazı miktarların mahsubunun yapıldığı, bir kısım ay için ise aslında bordroda başka işçi için yapılmış olan fazla mesai tahakkukunun davacı için yapıldığı düşüncesi ile mahsup yapıldığı Dairemizce tespit edilmiştir. Bu durum hatalı ise de davacı temyizi olmadığından bozma nedeni yapılması mümkün değildir. Ayrıca, dayanağı tespit edilemeyen bu mahsuplar ya da başka işçiye ait olmakla birlikte mahsup edilen bu miktarlar davalı aleyhine bozma nedeni yapılamayacağından davalının usuli müktesep hakkını oluşturacaktır.
Açıklanan nedenler ile yukarıda belirtilen şekilde davacıya ait fazla mesai tahakkukunun yer aldığı bordroların davacı tarafından imzalı olması nedeni ile fazla mesai hesabında tamamen dışlanması gerektiği tespit edilecek aylar için eldeki bozma konusu hükme esas 22/01/2016 tarihli bilirkişi raporunda mahsup yapılmış ise o ay dışlanmakla yetinilmeli, o ay için 22/01/2016 tarihli bilirkişi raporunda mahsup edilen miktar yeniden mahsup edilmemelidir.
Yukarıda belirtilen şekilde davacıya ait fazla mesai tahakkukunun yer aldığı bordrolarda davacının imzası olmamakla birlikte fazla mesai tahakkuklarının bankaya ödenmesi nedeni ile bankaya ödenen miktarların mahsup edilmesi gerektiği anlaşılacak aylar için, eldeki bozma konusu hükme esas 22/01/2016 tarihli bilirkişi raporunda o ay için yapılan mahsup gerçekte mahsubu gereken miktardan yüksek ise o ay için 22/01/2016 tarihli bilirkişi raporunda mahsup edilen miktar mahsup edilmeli, 22/01/2016 tarihli bilirkişi raporunda o ay için yapılan mahsup, gerçekte mahsubu gereken miktardan düşük ise o ay için gerçekte mahsubu gereken miktar mahsup edilmelidir.
F)SONUÇ:
Temyiz olunan kararın yukarda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 18/06/2020 gününde oybirliği ile karar verildi.
9. Hukuk Dairesi 2016/17146 E. , 2020/5907 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 21 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 34 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 20 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat