9. Hukuk Dairesi 2020/334 E. , 2020/2025 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı T.C.... vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
1-Gerekçeli kararda ıslah tarihinin 29/06/2015 yerine 04/11/2019 olarak yazılması, mahallinde düzeltilebilir maddi hata kabul edilmiştir.
2- Anayasa’nın 138 ve 141. maddeleri uyarınca Hakimler, Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanı kanaatlerine göre hüküm verirler ve bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır. Bu gerekçede hukukî esaslara ve kurallara dayanmalı, nedenleri açıklanmalıdır.
Diğer taraftan 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK.’un 27. maddesinde hukukî dinlenilme hakkı kurala bağlanmıştır. Hukukî dinlenilme hakkı, Anayasanın 36 ncı maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6 ncı maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. Hukuki Dinlenilme Hakkı” gereğince davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir. Mahkemeler, kararlarını somut ve açık bir şekilde gerekçelendirmek zorundadırlar. Eksik, şeklî ve görünüşte gerekçe yazılması adil yargılanma hakkının (hukukî dinlenilme hakkının), ihlâlidir.
HMK.’un 297. maddesinde de, verilecek hükümde tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukukî sebeplerin yer alması gerektiği açıkça vurgulanmıştır.
Kararın gerekçesinde maddi olay saptanmalı, hukuki niteliği ve uygulanacak hukuki kurallar belirlenmeli, bu konuda gerekli inceleme ve delillerden söz edilmeli, hukuk kuralları somut olaya uygulanmalı ve sonunda hüküm kurulmalıdır. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca yasal unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktır.
Somut uyuşmazlıkta, mahkeme kararında gerekçe olarak yazılan kısmın bilirkişi raporunun kötü bir kopyası ile oluşturulduğu görülmüştür.
Kopyalanarak oluşturulan örneğin '... DÖNEMİNİ KAPSA VAN... ', ' ....otsun ya da oimasın, kıdem tazminatı açısından önceki işverenin devir tarihindeki ücret ve kendi dönemi tte sınırlı sorumtutuğu, son olr İşverenin İse ftim dönemden...' gibi gerekçedeki kopyalama sırasında oluşan yazım bozuklukları dahi düzeltilmemiştir.
' Sonuç olarak: davacıya fazla çalışma alacağı talebi hariç, belirlenebilir nitelikte olan kıdem ve ihbar tazminatlarını belirlemesi ve gerekli harçları yatırması için kesin süre verilmesi gerektiği kanısındayız. '
' Ödenen ücret ve eklerini aldığına ve bordro dışı ödeme uygulaması olmadığına göre fazla çalışma yapmış ise bunun karşılığının ödendiği kanaatindeyiz. ' gibi bilirkişinin kanaatleri yazılmış,
Gerekçe '....dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanması gerektiği, ' denilerek bitirilmiştir.
Yukarıda açıklandığı üzere mahkeme kararının yazım şeklinden, kararda mahkemenin hiç bir hukuki görüşünün olmadığı, Mahkemece Anayasa' nın ve HMK. nın amaçladığı anlamda, anlaşılır, dosyaya özgü ve gerekçeli bir karar oluşturulmadığı anlaşılmıştır.
Bu şekilde oluşturulan karar sonuç itibariyle doğru olsa dahi, yazım şekli taraflardaki adalet duygusunu zedeleyecek niteliktedir.
Netice itibariyle, yazım şekli ve içeriği itibarı ile hukukî güven ilkesini zedeler ve adil yargılanma hakkını ihlal eder nitelikteki gerekçesiz olan kararın salt bu nedenle bozulması gerekmiştir.
Kabule göre de
Mahkemece ihbar tazminatı ve bayram tatili ücret alacağına hükmedilirken hükümde dava ve ıslah tarihinin açıkça yazılmamasının,
Mahkemece davada birden fazla davalı olmasına rağmen hüküm altına alınan harç, yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden “davalılardan” yerine “davalıdan” tahsiline şeklinde hüküm kurulmasının,
Hüküm altına alınan alacakların net mi, yoksa brüt mü olduğunun hükümde belirtilmemesinin HMK. nun 297/2. maddesine aykırı olduğunun ve bu durumun infazda tereddüde yol açacağının gözetilmemesi de isabetsizdir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 12.02.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
9. Hukuk Dairesi 2020/334 E. , 2020/2025 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 100 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 30 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 23 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 77 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 86 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 30 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 162 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 20 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat