10. Hukuk Dairesi 2015/19486 E. , 2018/9395 K.
'İçtihat Metni'
.......
Dava, itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
01.07.2006 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı (4b) almakta iken, İstanbul Valiliği ile aile hekimliği hizmet sözleşmesi imzalayarak, 30.10.2010 tarihinde aile hekimi olarak başlayan davalının, davacı Kurumca 4b kapsamında emekli olmasına karşın çalıştığının anlaşılması üzerine, 5335 sayılı Yasanın 30. madde hükmü uyarınca aylıklarının 26.02.2012 tarihi itibariyle durdurulduğunu ve davalıya tahakkuk ettirilen yersiz aylıkların tahsili amacıyla Kurum tarafından yapılan icra takibinde itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı istemine ilişkin olan davada; Mahkemece, davalının 4b kapsamında yaşlılık aylığı alırken aile hekimi olarak çalışmayı sürdürmesinin 5335 sayılı Kanunun 30. maddesinin 1. fıkrası doğrultusunda değerlendirilemeyeceği ve bu kapsamda davalıya ödenen aylıkların iadesinin talep edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de verilen karar eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı olup hatalıdır.
Davacı Kurum tarafından 1479 sayılı Kanun uyarınca 4b kapsamında yaşlılık aylığı almakta iken, 5335 sayılı Yasa kapsamındaki aile hekimliği çalışması nedeniyle, davalıya yönelik yapılan aylık kesme ve yersiz aylık tahakkuku işlemleri davanın yasal dayanağını oluşturan 5335 sayılı Yasa’nın 30. madde hükmü uyarınca yerindedir.
Öte yandan 5510 sayılı Yasanın 96. maddesi, “Kurumca işverenlere, sigortalılara, isteğe bağlı sigortalılara gelir veya aylık almakta olanlara ve bunların hak sahiplerine, genel sağlık sigortalılarına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere, fazla veya yersiz olarak yapıldığı tespit edilen bu Kanun kapsamındaki her türlü ödemeler;
a) Kasıtlı veya kusurlu davranışlarından doğmuşsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla on yıllık sürede yapılan ödemeler, bu ödemelerin yapıldığı tarihlerden,
b) Kurumun hatalı işlemlerinden kaynaklanmışsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla beş yıllık sürede yapılan ödemeler toplamı, ilgiliye tebliğ edildiği tarihten itibaren (Değişik ibare:13.02.2011 - 6111 S.K./44.mad) yirmidört ay içinde yapılacak ödemelerde faizsiz, (Değişik ibare:13.02.2011 - 6111 S.K./44.mad) yirmidört aylık sürenin dolduğu tarihten sonra yapılacak ödemelerde ise bu süre sonundan, itibaren hesaplanacak olan kanunî faizi ile birlikte, ilgililerin Kurumdan alacağı varsa bu alacaklarından mahsup edilir, alacakları yoksa genel hükümlere göre geri alınır…” hükmünü içermektedir.
Konuya ilişkin 5510 sayılı Yasa öncesi mevzuata bakıldığında, yersiz ödeme halinde iade yükümünün kapsamını belirleyen bir düzenleme bulunmamakta olup, 5510 sayılı Yasanın 96. maddesi ile önceki mevzuatta yer almayan yeni bir düzenleme getirilmiş, sebepsiz zenginleşmenin iyi niyetle veya kötü niyetle gerçekleşmesine bağlı olarak istirdadı mümkün ödeme miktarları belirlenmiştir. Kapsam belirlendikten sonra, ilgilinin Kurumdan alacağı yoksa geri alma işleminin genel hükümlere göre yapılacağı öngörülmüştür. 5510 sayılı Yasanın geçici maddelerinde ise, yersiz ödemelerin tahsili konusunda önceki hükümlerin uygulanması gereğini öngören herhangi bir kural yer almamaktadır.
Belirtilen nedenlerle, 5510 sayılı Yasanın 96. maddesi hükmünün, Kurumun yersiz ödemeden kaynaklanan alacakları konusunda süren uyuşmazlıklara uygulanması gerekmektedir.
Yukarıda açıklanan yasal mevzuat gereğince, Mahkemece, davalının sorumlu olduğu yersiz aylık ve faiz hesabı yönünden 5510 sayılı Kanunun 96/b maddesine dayalı olarak hesap ve değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmelidir..
Mahkemenin, yukarıda belirtilen eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 14.11.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
.....
10. Hukuk Dairesi 2015/19486 E. , 2018/9395 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 21 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 29 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 23 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat