10. Hukuk Dairesi 2016/16546 E. , 2018/6869 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

10. Hukuk Dairesi 2016/16546 E. , 2018/6869 K.


'İçtihat Metni'

Mahkemesi :İş Mahkemesi

Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davanın yasal dayanağı, 5510 sayılı Yasanın Geçici 7. maddesi kapsamında uygulama alanı bulan 506 sayılı Yasanın 79/10 maddesidir. Davacı, davalıya ait doktor muayenehanesinde 15.9.1995-26.4.2004 tarihleri arası çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
506 sayılı Yasanın 6. maddesinde ifade edildiği üzere “sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve feragat edilemez.” Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi karşısında, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davaların, kamu düzenine ilişkin olduğu, bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğunun gözetilmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde re’sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
Somut olayda, davacı, doktor olan davalının muayehanesinde çalıştığını, ancak hizmetlerinin bildirilmediğini belirterek, çalışmalarının tespitini istemiş, davalı işveren ise davacının muayenehanesinde Kuruma bildirilen gün kadar çalıştığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davacının bildirdiği kamu tanıklarının beyanlarının bilgi ve belgelerle çeliştiği gerekçesiyle ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunun 29.06.2005 tarih ve 409/413 sayılı ilamında, hizmet tespiti davalarının hukuki niteliği ve ispat şekline ilişkin ilkeler şu şekilde belirtilmiştir. “Çalışma olgusu her türlü delille ispatlanabilirse de çalışmanın konusu, sürekli kesintili mevsimlik mi olduğu, başlangıç ve bitiş tarihleri ve alınan ücret konularında tanıkların sözleri değerlendirilirken bunların inandırıcılığı üzerinde durulmalı, verdikleri bilgilere nasıl vakıf oldukları, işveren ve işçiyle, işyeriyle ilişkileri, bazen uzun yılları kapsayan bilgilerin insan hafızasında yıllarca eksiksiz nasıl taşınabileceği düşünülmeli ve tanıklar buna göre isticvap olunmalı, işyerinin kapsam kapasite ve niteliği ile bu beyanlar kontrol edilmeli, mümkün oldukça işyerinin müdür ve görevlileri, işyerinde çalışan öteki kişiler ile o işyerine komşu ve yakın işyerlerinde bu yeri bilen ve tanıyanlar dahi dinlenerek tanık beyanlarının sağlığı denetlenmeli ve çalışma olgusu böylece bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak sağlıklı bir biçimde belirlendikten sonra karar verilmelidir.
Mahkemece, resen araştırma yapılarak, kamu tanıkları belirlenip dinlenilmeksizin eksik inceleme sonucu karar verildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda; vergi kayıtlarına göre davalı işyerinin 11.10.1995-30.3.2011 tarihleri arasında faaliyette bulunduğu göz önünde bulundurulduğunda bir doktor muayenehanesinde işyeri sahibinin bir yardımcı istihdam etmesi zorunlu ve hayatın olağan akışı gereği olup davalı işyeri sahibinin ihtilaf konusu dönem içerisinde hiç bir çalışan kişiyi Kurum'a bildirmemiş olması karşısında uyuşmazlık konusu döneme yönelik vergi kayıtları da celp edilmek suretiyle, işyerinin kapsam ve niteliği, muayenehanede randevuların alınması, işyerinin temizliği gibi işlerin ne şekilde yapıldığı, hasta muayenesi sırasında bir yardımcıya ihtiyaç bulunup bulunmadığı gibi hususlar araştırılarak, davalının işyeri olan muayenehane adresinin başka işverenlerle ortak kullanılıp kullanılmadığı, aynı çevrede iş yapan başka işverenler veya bu işverenlerin çalıştırdığı kişiler, komşu işyeri tanıkları, apartman yöneticisi, görevlisi ve kat malikleri veya kiracıları re’sen saptanarak bilgi ve görgülerine başvurulmalı, dinlenen tanıkların sözleri değerlendirilirken bunların inandırıcılığı üzerinde özellikle durulmalı, verdikleri bilgilere nasıl vakıf oldukları, işveren ve işçiyle, işyeriyle ilişkileri, bazen uzun yılları kapsayan bilgilerin insan hafızasında yıllarca eksiksiz nasıl taşınabileceği düşünülmeli ve tanıklar buna göre isticvap olunmalı, işyerinin kapsam, kapasite ve niteliği ile bu beyanlar kontrol edilmeli, tanık beyanları arasındaki çelişkiler giderilmeli, ... veya Kamu Kurumları (Sağlık Bankanlığı, İl Sağlık Müdürlüğü vs kurumlar) tarafından eldeki davanın açılmasından önce uyuşmazlık konusu dönem içerisinde bu işyerinde yapılmış denetimler olup olmadığı araştırılmalı ayrıca uyuşmazlık konusu dönemde davacı ve davalının birbirlerini aramak suretiyle gerçekleştirmiş olduğu telefon görüşmelerinin bulunup bulunmadığı, arama yapılmış ise sık arama yapılıp yapılmadığı araştırılarak, 13.10.1995 tarihinde işçi çalıştırmadığı yönündeki vergi dairesi yoklama fişi de dikkate alınarak bu tarih sonrası dönem yönünden işyerinde çalıştığı hususu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak şekilde belirlenmelidir.
Anılan maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 20.09.2018 günü oybirliğiyle karar verildi.

Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön