10. Hukuk Dairesi 2016/459 E. , 2018/1699 K.
'İçtihat Metni'
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Yasanın 21/1. ve 76/4. maddeleridir.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun “İş kazası ve meslek hastalığı ile hastalık bakımından işverenin ve üçüncü kişilerin sorumluluğu” başlığını taşıyan 21. maddesinin birinci fıkrasında, sigortalıya ya da ölümü halinde hak sahiplerine bağlanan gelirler ile yapılan harcama ve ödemelerin işverenden rücuan tahsili koşulları düzenlenmiş olup; işverenin sorumluluğu için, zarara uğrayanın sigortalı olması, zararı meydana getiren olayın iş kazası veya meslek hastalığı niteliğinde bulunması, zararın meydana gelmesinde işverenin kastının veya sigortalının sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketinin ve bu hareket ile meydana gelen iş kazası ve meslek hastalığı arasında illiyet bağının bulunması gerekir.
Bu düzenleme ile işverenin, işçilerin sağlığını koruma ve iş güvenliğine ilişkin mevzuatın kendisine yüklediği, objektif olarak mümkün olan tüm tedbirleri alma yükümlülüğünü yerine getirmemesi ve bu nedenle iş kazası veya meslek hastalığı şeklinde sosyal sigorta riskinin gerçekleşmesi halinde, kusur esasına göre meydana gelen zararlardan Sosyal Güvenlik Kurumuna karşı rücuan sorumlu olduğu sonucuna ulaşılmaktadır. Dolayısıyla, işverenin ve üçüncü kişilerin iş kazasındaki kasıt veya kusurunun tespiti amacıyla; iş kazasının oluşumuna ilişkin maddi olguların eksiksiz biçimde saptanması, sorumluluğu gerektiren her koşulun, kendi özelliği çerçevesinde araştırılıp irdelenmesi, işveren ve diğer ilgililerin kusur oran ve aidiyetlerinin belirlenmesi gerekir.
Sağlık hizmeti giderleri bakımından davanın yasal dayanağı niteliğindeki 5510 sayılı Kanunun 76. maddesinin 4. fıkrasında, iş kazası ile meslek hastalığı, işverenin kastı veya genel sağlık sigortalısının iş sağlığını koruma ve iş güvenliği ile ilgili mevzuat hükümlerine aykırı davranışı sonucu olmuşsa, Kurumca yapılan sağlık hizmeti giderlerinin işverene tazmin ettirileceği düzenlenmiştir.
4857 sayılı İş Kanunu'nun 77’nci maddesi uyarınca, işverenler işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak, işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdürler. İşverenler işyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine uyulup uyulmadığını denetlemek, işçileri karşı karşıya bulundukları mesleki riskler, alınması gerekli tedbirler, yasal hak ve sorumlulukları konusunda bilgilendirmek ve gerekli iş sağlığı ve güvenliği eğitimini vermek zorundadırlar. Anılan madde ile, işverenlere, işçi sağlığı ve iş güvenliği kavramından kapsamlı olarak, her türlü önlemi almak yanında, bir anlamda objektif özen yükümlülüğü de öngörülmektedir. Bu itibarla işverenin, mevzuatın kendisine yüklediği tedbirleri, işçinin tecrübeli oluşu veya dikkatli çalıştığı takdirde gerekmeyeceği gibi bir düşünce ile almaktan sarfınazar etmesi kabul edilemez.
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ile Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) ortak Komisyonunda işçi sağlığının esasları: Bütün işkollarında işçinin fiziksel, ruhsal ve sosyo-ekonomik bakımdan sağlığını en üst düzeye çıkarmak ve bunun devamını sağlamak; çalışma şartları ve kullanılan zararlı maddeler nedeni ile işçi sağlığının bozulmasını engellemek; her işçiyi kendi fiziksel ve ruhsal yapısına uygun işte çalıştırmak; özet olarak işin işçiye ve işçinin işe uyumunu sağlamak olarak tanımlanmaktadır. Belirlenen amaçlara ulaşmak, dolayısıyla iş kazalarını ve meslek hastalıklarını önlemek temel sorumluluktur. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 08.11.2006 gün ve E: 2006/10-696, K: 2006/704 sayılı kararı).
Diğer yandan, olay tarihinde yürürlükte olan “İş Sağlığı ve iş Güvenliği Tüzüğünün” 2. ve 499. maddeleri ile “Çalışanların İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimlerinin Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin” 5. maddesinde belirtildiği üzere; çalışanların, dikkatli ve tedbirli olmaları, talimatlara uygun hareket etmeleri gerekli olup, kişilerin kendi sağlıkları ve güvenlikleri için her türlü şartlara rağmen, alabileceği tedbirleri almakta ihmalkar davranmamak, gerekli durumlarda amirlere veya ilgililere haber vermek, sağlık ve güvenlik kurallarına uygun hareket etmek yükümlülükleri bulunmaktadır
İnceleme konusu davada; 01.11.2010 tarihinde meydana gelen iş kazası nedeniyle yaralanan sigortalıya ödenen gelir ile tedavi giderlerinin tahsilinin talep edildiği, mahkemece 5510 sayılı yasanın 23. Maddesi de uygulanmak suretiyle dosyada alınan kusur raporu doğrultusunda %90 kusur oranı üzerinden işverenin Kurum zararından sorumlu olduğuna karar verildiği, bilirkişi raporunda işverenin %80, sigortalının %20 oranında, kaza ile ilgili tanzim edilen Kurum raporunda ise işverenin %90, sigortalının %10 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği anlaşılmaktadır.
Dosya içerisinde bulunan bilgi ve belgelerde kazanın, olay tarihinde işyerine gelen saçları işyerinin bodrum katına indirmekte olan sigortalının, saçın arka kısmının merdiven basamağına çarpması sonucu dengesini kaybederek, taşımakta olduğu saçların yere düşmesi ve bu esnada saçın bileğinin iç kısmını kesmesi şeklinde meydana geldiği belirtilmektedir. Kazalı sigortalının kurum raporunda, saçları taşımak için eldiven kullandığını ancak bu eldivenlerin plastik olduğunu ve taşıdıkları saçlar da yağlı olduğundan sürekli elinden kaydığını beyan ettiği görülmektedir. Ayrıca kurum raporunda yerel denetim sonucu kazalı işçiye iş sağlığı ve iş güvenliği konularında eğitim verildiğine ve kişisel koruyucu malzemelerin verilmiş olduğuna dair bir belgenin bulunmadığı tespit edilmiştir. Davalı işveren ise cevap dilekçesinde ve temyiz itirazlarında işyerinde saçların bez eldivenle, ahşapların plastik eldivenle taşındığı, bu konuda her işçiye talimat verildiği, eldivenlerin işyerinde aynı yerde ve yanyana bulunduğu, sigortalının talimatlara aykırı bir şekilde çalıştığı için kazanın meydana geldiğini iddia etmektedir.
Bu durumda, iş malzemesinin plastik eldivenle taşınmasının kazanın meydana gelmesinde etkili olduğu görülmekle kazalı sigortalıya işe uygun iş malzemesinin verilip verilmediği tespit edilerek ve olayın gerçekleştiği iş kolunda iş güvenliği bakımından uzman kişilerden oluşan bilirkişi heyetinden ihlal edilen mevzuat hükümleri, zararlı sonuçların önlenmesi için koşulların taraflara yüklediği özen ve dikkat yükümüne aykırı davranışın doğurduğu sonuçları irdeleyen, kusur aidiyet ve oranlarını gerekçeleriyle belirleyen, oluşa uygun, denetime elverişli kusur raporu alınarak sonucuna göre karar vermek gerekirken yetersiz bilirkişi raporuna dayalı, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
O hâlde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 05.03.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
10. Hukuk Dairesi 2016/459 E. , 2018/1699 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 29 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 28 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 5 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 77 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat