10. Hukuk Dairesi 2015/22526 E. , 2018/306 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

10. Hukuk Dairesi 2015/22526 E. , 2018/306 K.


'İçtihat Metni'

Mahkemesi :İş Mahkemesi

Dava, ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilâmında belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Tüzel kişi işverenlerin ortak ve yetkililerinin kamu alacaklarından sorumluluğu, 6183 sayılı Kanunun 35, mükerrer 35 ve 5510 sayılı Yasanın 108’inci maddesinin c bendi gereğince 01.07.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun 88. maddesinde düzenlenmiştir.
Davanın yasal dayanaklarından olan 5510 sayılı Kanunun 106. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olup, anılan Kanunun 108. maddesi hükmü gereği 01.07.2008 tarihinde yürürlüğe giren ve bu tarihten sonra tahakkuk eden prim borçları hakkında 5510 sayılı Kanunun 88/20. maddesi ile, “Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanunda belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dâhil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcileri Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur” şeklinde düzenlenme getirilmiştir.
Diğer taraftan 6183 sayılı Kanunun 35. maddesinde; limited şirketlerin ortaklarının, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olacakları düzenlenmiş; mükerrer 35. maddesinde ise; amme alacakları ve bu bağlamda davalı Kurumun işveren tüzel kişilerden prim ve diğer alacaklarının, tüzel kişinin mal varlığından kısmen veya tamamen tahsil edilememesi ya da tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması halinde kanuni temsilcilerin şahsi mal varlıklarıyla sorumlu olacağı belirtilmiştir.
Türk Ticaret Kanununun 623. maddesinde ' Şirketin yönetimi ve temsili şirket sözleşmesi ile düzenlenir. Şirketin sözleşmesi ile yönetimi ve temsili, müdür sıfatını
taşıyan bir veya birden fazla ortağa veya tüm ortaklara ya da üçüncü kişilere verilebilir. En azından bir ortağın, şirketi yönetim hakkının ve temsil yetkisinin bulunması gerekir.' hükmü düzenlenmiştir.
İnceleme konusu davada; davacıya ...ve Tekstil San. Tic. Ltd. Şti.'nin 2009/12 ve 2010/1-12 aylara ait prim borcu ile gecikme zammı olmak üzere toplam 101.219.98 TL borç tutarını içeren ödeme emrinin tebliğ edildiği, şirketin ortaklar kurulunun 01.12.2005 tarihli kararı ile şirketi beş yıl temsil ve ilzam etmeye davacının yetkili kılındığı, söz konusu kararın 07.12.2005 tarihinde ticaret sicili gazetesinde ilan edildiği, şirketin 16.12.2009 tarihli 2009/20 nolu hisse devri kararıyla davacının hissesini Güngör Torlak'a devrettiği, devrin 22.01.2010 tarihinde ticaret sicili gazetesinde ilan edildiği, şirketin 08.02.2010 tarihli kararı ile de şirket ortaklarından Uğuz Bitik'in 5 yıl için şirket müdürlüğüne atanmasına, şirketi her hususta temsil etmeye münferiden yetkili kılınmasına karar verildiği ve kararın 25.02.2010 tarihli ticaret sicili gazetesinde ilan edildiği anlaşılmaktadır.
Davacı şirket hissesini 16.12.2009 tarihinde devretmiş ise de 01.12.2005 tarihinde 5 yıl süreyle şirket müdürü ve temsile yetkili kılındığından temsil yetkisinin ne zaman sona erdiği araştırılmalı, TTK madde 623 göre ortak olmayan kişilerde limited şirketi temsile yetkili olabildiğinden yeni müdür atamasının yapıldığı 08.02.2010 tarihine kadar davacının temsilci sıfatıyla sorumlu olup olmadığı hususu tespit edilmeli ve elde edilecek sonuç değerlendirilmek suretiyle karar verilmelidir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 22.01.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.


Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön