10. Hukuk Dairesi 2017/6435 E. , 2018/1250 K.
'İçtihat Metni'
Mahkemesi : ....Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın yetkisizlik nedeniyle usulden reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ...Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
.... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı, 2013 yılının Haziran ayından 2015 yılının Kasım ayına kadar davalı ...’e ait .... Mobilya'nın .... Mah. .... Sitesi No:83/13 Konyaaltı şubesinde satış elemanı olarak çalıştığını, şirketin merkezinin ... olduğunu, müvekkilinin çalışmasının 2015 yılının Kasım ayına kadar işten sebepsiz olarak çıkarılmasına kadar devam ettiğini, tüm bu çalışmalarına rağmen davalının yanında çalıştığı 2,5 sene boyunca hiçbir şekilde sigorta primlerinin yatırılmadığını, çalışanı olarak gösterilmediğini, müvekkilinin emeklilik işlemleri için kuruma müracaat ettiğinde emeklilik süresinin henüz dolmadığının bildirildiğini, davalı işverenin kanuna aykırı davranması nedeniyle müvekkilinin ağır mağduriyete uğradığını, maddi kayıp yaşadığını, emeklilik hakkına ulaşmasının geciktiğini belirterek davanın kabulü ile davacının sigorta başlangıç tarihinin 01.06.2013 tarihi olarak tespitini talep etmiştir.
II-CEVAP:
Davalı ... Yılmaz cevap dilekçesinde; işletmesinin münferit ve bağımsız olup ... 'da herhangi bir işletmenin şubesi olmadığını, davacının bu işyerinde iş akdi nitelemesine uygun olarak bağımlı ve sürekli bir çalışmasının olmadığını, davacının muhit itibari ile çok yoğun geçici nüfus alan o bölgede geçici olarak kalmakta iken yersiz yurtsuz yaşlı bir insan olduğu için tümü ile yardımseverlik olarak 2014 yılı yaz aylarında bir müddet bazı günler işyerindeki baraka gibi bir bölümde gecelemesine müsaade edildiğini, aralarındaki ilişkinin sadece yardım ve paylaşma anlayışı sınırlarında kaldığını kesinlikle bir işçi-işveren niteliği taşımadığını belirterek, haksız davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde, davacının dava konusu yapmış olduğu çalışmalarının Antalya'da geçtiğini, dolayısıyla davanın Antalya İş Mahkemelerinde açılması gerektiğine belirterek öncelikle yetki itirazında bulunduklarını, davanın reddi ile müvekkili kurumun hizmet tespiti davası yönünden 'Fer'i Müdahil' sıfatı ile dava ve duruşmalarına katılımı ile Fer'i Müdahil olan kurum aleyhinde hüküm kurulmaması yönünde karar verilmesini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk derece mahkemesi, HMK 320/1 maddesine göre ' Mahkeme mümkün olan hallerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinde karar verir ' hükmü gereğince dosya üzerinde inceleme yapılmış ve davacının dilekçesinde, çalıştığını beyan ettiği işverenliğin .... Sitesi No.83/13 Konyaaltı-Antalya adresinde bulunduğu, bu durumda yetkili Mahkemenin Antalya İş Mahkemeleri olacağı, davalı kurum vekilinin süresinde yaptığı yetki itirazı karşısında davanın yetki yönünden usulden reddine, Mahkemenin yetkisizliğine, dosyanın görevli ve yetkili Antalya İş Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi, dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinın istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan REDDİNE dair karar verilmiştir.
V-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı, Mahkemece verilen kararın hatalı olduğunu, şubede geçen çalışmalara ve yapılan işlemlere göre merkezin bulunduğu ... Mahkemelerinin yetkili olduğu nedenleri ve resen dikkate alınacak diğer nedenlerle kararın bozulmasını istemiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE ESASIN İNCELEMESİ:
6100 sayılı Kanunun Yetki itirazının ileri sürülmesi başlıklı 19. maddesinde, 'Yetkinin kesin olduğu davalarda, mahkeme yetkili olup olmadığını, davanın sonuna kadar kendiliğinden araştırmak zorundadır; taraflar da mahkemenin yetkisiz olduğunu her zaman ileri sürebilir. Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz. Mahkeme, yetkisizlik kararında yetkili mahkemeyi de gösterir. Yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı, süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hâle gelir.' denilmektedir.
6100 sayılı HMK’nın 127. maddesinde, cevap dilekçesini verme süresinin, dava dilekçesinin davalıya tebliğinden itibaren iki hafta olduğu, 116/1-a maddesinde kesin yetki kuralının bulunmadığı hallerde yetki itirazının ilk itirazlar içinde sayıldığı ve 117/1.maddesinde de ilk itirazların hepsinin cevap dilekçesinde ileri sürülmek zorunda olduğu belirtilmiştir.
Diğer taraftan, 11.09.2014 tarihli Mükerrer Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6552 sayılı Kanunun 64'üncü maddesi ile 5521 sayılı Kanunun 7'inci maddesine dördüncü fıkra olarak, “Hizmet akdine tabi çalışmaları nedeniyle zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti talebi ile işveren aleyhine açılan davalarda, dava Kuruma resen ihbar edilir. İhbar üzerine davaya davalı yanında ferî müdahil olarak katılan Kurum, yanında katıldığı taraf başvurmasa dâhi kanun yoluna başvurabilir. Kurum, yargılama sonucu verilecek kararı kesinleştikten sonra uygulamakla yükümlüdür.”hükmü eklenmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 66. ve devamı maddelerinde düzenlenen feri müdahale, hakkı veya borcu başkasının açtığı davanın sonucuna bağlı olan ya da davaya konu olan kararın aynen kalmasında veya iptalinde menfaati bulunan kimsenin duruma göre ya davacı veya davalı yanında yer almasını ifade eden bir usul hukuku müessesesidir.
Feri müdahalenin amacı, bir kimsenin, tarafı bulunmadığı bir davanın sonucunun ileride açacağı veya kendisine karşı açılacağı muhtemel olan başka bir davayı etkileyecek olması durumunda tarafı bulunmadığı bu davada da lehine olabilecek tüm bilgi, belge ve delillerin mahkemenin bilgisine ve değerlendirmesine sunabilmesine imkan sağlamaktır.
6100 sayılı Kanuna göre, feri müdahale talebinin kabulüne karar verilen üçüncü kişi, lehine müdahale talebinde bulunduğu tarafın yardımcısı konumuna girer ve onunla birlikte hareket eder. Feri müdahil, ancak lehine müdahale ettiği tarafın iradesine uygun olan işlemleri yapabilir. Hüküm, sadece lehine müdahalede bulunulan taraf hakkında verileceğinden bu hükme karşı temyiz yoluna başvurma hakkı da asıl tarafa aittir. Bununla birlikte asıl tarafın hükmü temyiz etmesi durumunda feri müdahilin de hükmü, lehine katıldığı tarafla birlikte temyiz etmesi mümkündür.
5521 sayılı Yasanın 7. Maddesine eklenen bu fıkra ile hizmet tespit davalarının Sosyal Güvenlik Kurumuna ihbar edilmesi mecburiyeti getirilmek suretiyle Kurumun yasal hasım olarak gösterilmesi yerine, işveren yanında feri müdahil olarak katılması öngörülmüş ve bu arada taraf olmaktan çıkartılarak hükmün infazında görevli olarak, kendine özgü bir statü ile yanında katıldığı taraf başvurmasa dahi ondan bağımsız olarak kanun yoluna başvurabilmesi mümkün kılınmıştır.
Ne varki, anılan yasal düzenleme ile Sosyal Güvenlik Kurumu, taraf olmaktan çıkartıldığı için, bir davanın taraflarının bu sıfatla yapabileceği usuli işlemlerden olan yetkisizlik itirazında bulunabilme hakkının varlığını söylemeye olanak yoktur.
Bu maddi ve hukuki olgular ışığında 01.06.2017 tarihinde açıldığı belirgin olan eldeki davada, Sosyal Güvenlik Kurumunun davalı konumunda değil feri müdahil konumunda olması gerektiği açık olup, açıklanan nedenlerle yetkisizlik itirazını ileri süremeyeceği dikkate alınarak, mahkemenin yetkili hale geldiği ve işin esasının incelenmesi gerektiği hususlarının dikkate alınmaması ile yazılı şekilde karar verilmesi usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Kabule göre de açıklandığı şekilde Sosyal Güvenlik Kurumu’nun fer’i müdahil yerine davalı olarak kabul edilmesi ve karar başlığında davalı olarak belirlenmesi de HMK’nun 297’nci maddesine aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10 Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak, temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 20.02.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
10. Hukuk Dairesi 2017/6435 E. , 2018/1250 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 29 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 8 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat