10. Hukuk Dairesi 2015/19424 E. , 2018/1055 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

10. Hukuk Dairesi 2015/19424 E. , 2018/1055 K.


'İçtihat Metni'


Mahkemesi :İş Mahkemesi

Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum avukatınca temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı Kurum tarafından, yaşlılık aylığı bağlanan .....'in 13.02.1993 tarihinde vefatından sonra hak sahibi eşi ...'e ölüm aylığı bağlanmış olup Kurumdan aylık almaktayken 15.05.1994 tarihinde evlendiği tespit edilmiş olup 21.05.1994 – 18.04.2006 tarihleri arasında yapılan 18.711,75 TL yersiz ödemenin mirasçısı davalıdan tahsili için başlatılan icra takibine ilişkin itirazın iptali istemine ilişkindir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun; 599’uncu maddesinde, mirasçıların, miras bırakanın ölümü ile mirası bir bütün olarak, kanun gereğince kazandıkları, kanunda öngörülen ayrık durumlar saklı kalmak üzere mirasçıların, miras bırakanın aynî haklarını, alacaklarını, diğer malvarlığı haklarını, taşınır ve taşınmazlar üzerindeki zilyetliklerini doğrudan doğruya kazandıkları ve miras bırakanın borçlarından kişisel olarak sorumlu oldukları, atanmış mirasçıların da mirası, miras bırakanın ölümü ile kazandıkları, yasal mirasçıların, atanmış mirasçılara düşen mirası onlara zilyetlik hükümleri uyarınca teslim etmekle yükümlü oldukları belirtilmiş, 605’inci maddesinde, yasal ve atanmış mirasçıların mirası reddedebilecekleri, ölümü tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen belirlenmiş ise, mirasın reddedilmiş sayılacağı bildirilmiş, 606’ncı maddesinde, mirasın, üç ay içinde reddolunabileceği, bu sürenin, yasal mirasçılar için mirasçı olduklarını daha sonra öğrendikleri kanıtlanmadıkça miras bırakanın ölümünü öğrendikleri, vasiyetname ile atanmış mirasçılar için miras bırakanın tasarrufunun kendilerine resmen bildirildiği tarihten işlemeye başlayacağı açıklanmış, 610’uncu maddesinde, yasal süre içinde mirası reddetmeyen mirasçının, mirası kayıtsız koşulsuz kazanmış olacağı, ret süresi sona ermeden mirasçı olarak tereke işlemlerine karışan, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan veya miras bırakanın işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın
dışında işler yapan, ya da tereke mallarını gizleyen veya kendisine mal eden mirasçının, mirası reddedemeyeceği hüküm altına alınmıştır.
Kural olarak, bir kimsenin ölümü ile mal varlığının bir bütün olarak mirasçılarına geçmesini ifade eden külli halefiyet gereğince, miras bırakanın kişisel özelliklerinin ağır bastığı, düşünsel ve bedeni özellik ve yetenekleri göz önünde bulundurularak yapılmış, borcun bizzat miras bırakan tarafından yerine getirilmesi gereken kişisel edim borçları dışında, malvarlığından ifa durumunda olunan maddi edim borçları mirasçılara intikal eder. Miras bırakanın borçları, ölümünden önce yaptığı hukuki işlemlerden, işlediği haksız eylemlerden, malvarlığında meydana gelen sebepsiz zenginleşmeden ve ölüm anına kadar oluşan bir takım olgular nedeniyle doğrudan doğruya kanundan doğabilir. Mirasçıların sorumluluğu bakımından borcun kaynağı önem arz etmemektedir ve mirasın kesin olarak kazanılması ile başlayan bu sorumluluk, borcun esası ile sınırlı olmayıp, işlemiş ve işleyecek faizleri de kapsamaktadır. Miras açıldığı sırada terekenin pasifi aktifinden fazla ise tereke borca batık sayılmaktadır ve ayrıca, borca batıklık olgusunun tespiti dava yoluyla istenebileceği gibi açılmış bir davada itiraz olarak da ileri sürülebilir.
Somut olayımızda davacı Kurumun Denizli 5. İcra Müdürlüğü'nün 2010/6073 sayı ile icra takibine girişildiği, davalıya 06.07.2010 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 7 günlük yasal süresi içinde 12.07.2010 tarihinde icra takibine itiraz ettiği, davacı Kurumun itirazın iptali davasını 06.04.2011 tarihinde açtığı, davalı ise; 04.06.2012 tarihinde Acıpayam Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/216 E sayılı dosyası ile terekenin borca batık olması nedeniyle mirasın hükmen reddini istediği, mahkemenin 07.03.2013 tarih ve 2013/80 sayılı ilamı ile mirasın hükmen reddine karar verdiği, temyiz edilen kararın Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 01.10.2014 tarih ve 2014/15747 - 2014/17634 E-K sayılı ilamı ile onandığı, karar düzeltme isteminin ise 13.04.2015 tarih ve 1868/3963 E-K sayılı karar ile reddedilerek kesinleştiği anlaşılmakla, davanın reddine karar veren mahkemenin davacı Kurum aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki; bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Hüküm fıkrasının “Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 1.500,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine” yazılı bendi silinerek hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının davalıdan alınmasına, 15.02.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön