10. Hukuk Dairesi 2019/5688 E. , 2019/9543 K.
'İçtihat Metni'
... adına Av. ... ile 1-... Mühendislik ve Tic.Ltd.Şti. adına Av. ..., 2- ... A.Ş. adına Av. ... arasındaki dava hakkında Nevşehir 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesinden verilen 05.05.2016 günlü ve 2014/336 E. - 2016/409 K. sayılı hükmün davalılardan ... Müh.Tic.Ltd.Şti. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 25.04.2019 tarih ve 2016/18992 E. - 2019/3876 K. sayılı ilamı ile yasal temyiz süresi geçtiğinden, temyiz dilekçesinin süre aşımı yönünden reddine karar verilmiştir. Davalılardan ... Müh.Tic.Ltd.Şti. vekili tarafından maddi hata nedeniyle kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-İş Mahkemelerince verilen kararlara ve buna bağlı Yargıtay ilamlarına karşı karar düzeltme yolu kapalıdır. Ne var ki, Yargıtay onama ve bozma ilamlarında açıkça maddi hatanın bulunması hallerinde dosyanın yeniden incelenmesi mümkündür. Zira maddi yanılgıya dayanılarak verilmiş olan onama ve bozma kararları ile hatalı biçimde hak sahibi olmak evrensel hukukun temel ilkelerine ters düşmektedir.
Davalılardan ... Müh.Tic.Ltd.Şti. vekilinin eski hale getirme talebi yönünden yapılan incelemede;
Yokluğunda verilen hükmün davalılardan ... Müh.Tic.Ltd.Şti. vekiline 29.09.2016 tarihinde tebliğ edildiği, tebligatın usulsüz olduğu ve yasal temyiz süresi içinde şirket vekilinin istirahatli olduğundan bahisle süresinde temyiz başvurusunda bulunulamadığı belirtilerek 14.10.2016 tarihli dilekçeyle, davanın eski hale getirilmesi ve kararın temyizen tetkikiyle bozulmasının talep edildiği görülmüştür.
Hukuk Muhakemeleri Kanununun 95. maddesi; “Elde olmayan sebeplerle, kanunda belirtilen veya hâkimin kesin olarak belirlediği süre içinde bir işlemi yapamayan kimse, eski hâle getirme talebinde bulunabilir.
Süresinde yapılamayan işlemle ulaşılmak istenen aynı sonuca, eski hâle getirme dışında, başka bir hukuki yoldan ulaşılabiliyorsa, eski hâle getirme talebinde bulunulamaz.” hükmünü 96/1. maddesi ise; “Eski hâle getirme, işlemin süresinde yapılamamasına sebep olan engelin ortadan kalkmasından itibaren iki hafta içinde talep edilmelidir.” düzenlemesini içermektedir. Belirtilen yasal düzenlemeler ile eski hale getirme talebi; sürenin arzu ve ihtiyar dışında kaçırılmış olması, yeniden süre elde edebilmek için kanun yollarına başvurmanın olanaksız bulunması, eski hale getirme talebinin HMK 96. maddesinde öngörülen sürede talep edilmesi koşullarına bağlanmıştır.
... Müh.Tic.Ltd.Şti. vekilinin yokluğunda verilen hükmün, 29.09.2016 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği anlaşılmış olup, somut olayda anılan davalı şirket vekilinin 28.09.2016 -09.10.2016 tarihleri arasında istirahatli olduğuna ilişkin resmi sağlık kuruluşundan temin edilen istirahat raporunun, kanunda öngörülen yasal süre içerisinde, 14.10.2016 tarihli eski hale getirme ve temyiz talepli dilekçesi ile dosyaya sunulduğu görülmekle, eski hale getirme koşullarının oluştuğu anlaşıldığından, davalılardan ... Müh.Tic.Ltd.Şti. vekilinin eski hale getirme talebinin kabulüne ve Dairemizin 25.04.2019 tarih ve 2016/18992 E. - 2019/3876 K. sayılı ilamında maddi hata bulunduğu anlaşıldığından ortadan kaldırılmasına karar verilmiştir.
2-... Müh.Tic.Ltd.Şti. tarafından ileri sürülen temyiz itirazlarının incelemesine gelince;
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davacı Kurum, 27.10.2008 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucunda vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelirlerden oluşan Kurum zararının davalılardan tahsilini talep etmiş olup, davanın yasal dayanağı olay tarihinde yürürlükte bulunan ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunudur.
Rücu davaları, kusur sorumluluğuna dayanmakta olup, iş kazasında kusuru olanlar davacı Kurumun rücu alacağından kusurları karşılığında sorumludur. Kusurun belirlenmesinde ise; zararlandırıcı sigorta olayının ne şekilde oluştuğunun, dosya içeriğindeki tüm deliller taktir olunarak belirlenmesi ve kabul edilen maddi olgular doğrultusunda, konusunda uzman sayılacak kişilerden oluşturulacak bilirkişi heyetinden, aynı olay nedeni ile daha önce açılmış ve kesinleşmiş tazminat ve ceza davaları varsa, tazminat davasında verilen kararın güçlü delil oluşturduğu hususu ile ceza davasında belirlenen maddi olguların bağlayıcı olacağı hususu da gözetilmek suretiyle, bu davalardaki kusur raporları ile çelişki oluşturmayacak şekilde sigortalı ile davalıların ve varsa dava dışı kişilerin kusur oran ve aidiyetleri konusunda rapor alınması gereklidir. Kusur durumu saptanırken, iş güvenliği mevzuatına göre hangi önlemlerin alınması gerektiğinin, bu önlemlerin işverence alınıp alınmadığını ve alınmış önlemlere sigortalı işçinin uyup uymadığının, 5510 sayılı Kanunun 21. maddesi, olay tarihinde yürürlükte bulunan 4857 sayılı Kanunun 77. maddesi çerçevesinde değerlendirilerek belirlenmesi gerekir.
Dosya kapsamından, davalılardan ... Taahüt A.Ş. tarafından yapılan iş merkezi inşaatının mekanik tesisat işlerini üstlenen davalılardan ... Müh. Tic.Ltd.Şti. işçisi ...' nın olay günü iskelede kaynak işi yaparken bir buçuk metre yükseklikten düşerek vefat ettiği; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Başkanlığının 27.01.2009 tarihli İnceleme Raporunda davalılardan ... Müh. Tic.Ltd.Şti. nin % 60, sigortalının % 40 oranında kusurlu bulunduğu, yapılan yargılama sırasında alınan ve karara esas olan 19.07.2015 tarihli bilirkişi raporunda davalılardan asıl işveren ... Taahüt A.Ş.'nin % 40, ... Müh. Tic.Ltd.Şti. nin % 40, sigortalının ise % 20 oranında kusurlu bulunduğunun tespit edildiği, ancak olay nedeni ile açılan ceza davasında alınan 07.02.2013 tarihli raporda ve temyiz edilmeksizin kesinleşen kararda müteveffa sigortalının olayın meydana gelmesinde birinci derecede asli kusurlu bulunduğu görülmekle, kusur oranları arasındaki çelişki giderilmeksizin hüküm tesis edildiği anlaşılmaktadır.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında mahkemece, ceza davasında belirlenen maddi olguların bağlayıcı olacağı hususu gözetilmek suretiyle sigortalı ve davalıların kusur oran ve aidiyetleri; iş kazasının gerçekleştiği iş kolu ile iş güvenliği alanında uzman kişilerden seçilecek bilirkişi kurulundan çelişkiyi giderecek kusur raporu aldırılmak suretiyle ceza davasındaki kusur oranları da irdelenerek maddi oluşa ve kanuna uygun olarak kusur durumu belirlenmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir.
Açıklanan maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, eksik inceleme ve araştırma sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, temyiz eden davalı ...Şti. vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı ...Şti.'ye iadesine, 05.12.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
10. Hukuk Dairesi 2019/5688 E. , 2019/9543 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 24 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 27 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 5 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 8 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 8 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat