10. Hukuk Dairesi 2019/618 E. , 2019/9511 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

10. Hukuk Dairesi 2019/618 E. , 2019/9511 K.


'İçtihat Metni'

Mahkemesi : Ankara 16. İş Mahkemesi

Dava, yersiz ödenen aylıkların tahsiline yönelik icra takibine vaki itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabul ve kısmen reddine dair verilen karara karşı davacı kurum ve davalı vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince, taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın davacı kurum ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı Kurum vekili dava dilekçesinde özetle; davalının, aylık almakta iken eşinden muvazaalı olarak boşandığının tespit edilmesi üzerine, yersiz almış olduğu aylıklar tutarının davalıdan tahsili amacıyla Ankara 16. İcra Müdürlüğünün 2014/25762 esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından icra takibine itiraz edilmesi üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiğini belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına, %20 oranından az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II-CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin eşinden muvazaalı olarak boşanmadığını, boşanmış olduğu eşinin kendi evinde kalmaya kalkışması üzerine şikayetçi olduğunu ve iki kez konut dokunulmazlığını ihlal, basit yaralama ve tehdit suçlarından yargılandığını; ancak müvekkilinin şikayetten vazgeçtiğini, müvekkili ile boşandığı eşinin bir arada kalmadıklarını, ayrıca müvekkilinin oturmakta olduğu evin su ve elektrik aboneliklerinin müvekkili adına olduğunu belirterek davanın reddini, haksız takip nedeniyle %20 oranından aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
III.MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
İlk derece Mahkemesi tarafından,
“Davanın KISMEN KABUL ve KISMEN REDDİ ile,
1-a)Ankara 16. İcra Müdürlüğü'nün 2014/25762 esas sayılı dosyasında takibe yapılan itirazın 47.281,08 TL. asıl alacak ve 12.915,48 TL. işlemiş faiz yönünden iptali ile bu miktarlar yönünden takibin devamına,
b)Asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine,
c) Fazlaya ilişkin talebin reddine,” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı Kurum vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, bilirkişice hesaplanan ve hükme de esas alınan faiz hesabının eksik yapıldığını, alacak likit olduğundan inkar tazminatına da hükmedilmesi gerektiğini belirterek, kararın istinaf incelemesi ile kaldırılmasını, talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının iddialarının yersiz olduğunu, davalının eşinden boşandığını, boşanmanın muvazaalı olmadığını, iki ceza kararından da ayrı yaşadıklarının anlaşıldığını belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI:
Bölge Adliye Mahkemesi tarafından,
“1)Taraf vekillerinin istinaf başvurularının Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,” şeklinde karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı kurum vekili temyiz dilekçesinde özetle; bilirkişi tarafından faiz hesabının eksik yapıldığı, davalının yaptığı itirazın haksız ve kötüniyetli olduğu, alacağın likit olduğu, bu nedenle icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği gerekçeleri ile kararın aleyhe olan kısımlarının kaldırılarak dava dilekçesindeki talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının iddialarının yersiz olduğunu, müvekkilinin eşinden boşanmasının muvazaalı olmadığını, müvekkilinin oturmakta olduğu evin su ve elektrik aboneliklerinin müvekkili adına olduğunu, müvekkili ile boşandığı eşi arasındaki iki ceza kararından da ayrı yaşadıklarının anlaşıldığını belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının; davacı kurum vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Yersiz ödendiği ileri sürülen aylıkların yasal faiziyle birlikte tahsili için başlatılan icra takibine yönelik itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasının yasal dayanaklarından olan 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 67. maddesinin ikinci
fıkrasında, borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse alacaklı yararına ve istem üzerine tarafların durumuna, davanın ve hüküm altına alınan şeyin tahammülüne göre, hüküm altına alınan tutarın %20 ’sinden aşağı olmamak üzere uygun bir tazminata karar verileceği yönünde düzenleme bulunmaktadır. İtirazın iptali davalarında icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, diğer koşulların yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Anılan tür bir alacaktan söz edilebilmesi için ise gerçek tutarın belli ve sabit olması veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için alacağın tüm unsurlarının bilinmesi ya da bilinebilecek durumda bulunması gereklidir. Buna göre, alacağın likit nitelikte olduğunun kabulü için borçlu tarafından tutarın araştırılarak belirlenmesi olanağının varlığı yeterlidir.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında dava değerlendirildiğinde, asıl alacak niteliğindeki yersiz ödenen ve icra takibine konu yapılan aylıkların, takip ve dava tarihi itibarıyla varlığı ve tutarının belli olması dolayısıyla, likit nitelikte olduğunun belirgin olduğu anlaşıldığından, davacı alacaklı Kurum yararına, takip tarihi itibariyle %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken, söz konusu talebin reddedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Ne var ki; bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 01.10.2011 günü yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Hükmün 1. fıkrasının fazlaya ilişkin talebin reddine ilişkin olan (c) bendi silinerek, yerine; “c) İtirazın iptali nedeniyle İcra İflas Kanunu m.67/2 gereğince hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanacak %20 icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacı Kuruma verilmesine,” ifadesinin yazılmasına ve hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının davalıdan tahsiline, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesi ile kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 04.12.2019 gününde oybirliği ile karar verildi.
Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön