10. Hukuk Dairesi 2017/452 E. , 2019/9303 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

10. Hukuk Dairesi 2017/452 E. , 2019/9303 K.


'İçtihat Metni'

Mahkemesi : Eskişehir 1. İş Mahkemesi

Dava, ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince hükümde belirtilen gerekçelerle davanın Kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması ve Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince, istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen kararın temyizen incelenmesi davalı Kurum vekili tarafından istenilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı vekili 19/04/2016 tarihli dava dilekçesinde özetle; davalı Kurumca, davacı ... adına düzenlenen ilgili ödeme emri bedelinin, Belediye Başkanlıkları payından yapılan kesinti ile ödendiğini belirterek iptalini talep etmiştir.
II-CEVAP:
Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın 7 günlük yasal süre içinde açılıp açılmadığı hususunun araştırılmasını, yasal süre içinde açılmadıysa hak düşürücü süre nedeniyle reddedilmesini, davanın haksız ve yersiz olup reddi gerektiğini, 5779 sayılı Yasanın 7. maddesine istinaden Büyükşehir Belediyeler ile Belediyeler ve bunlara bağlı kuruluşların tahakkuk etmiş ve ödenmemiş borçlarının bu idareler adına her ay genel bütçe vergi gelirleri tahsilat toplamı üzerinden ayrılacak paylarından kurumlarının talebi üzerine ilgilisine göre Maliye Bakanlığı Muhasebat Genel Müdürlüğü veya İller Bankası tarafından kesinti yapılmak suretiyle tahlisi yoluna gidildiğini, işveren prim borçlarına mahsup edilmek üzere gerekli kesintilerin yapılarak kesilen tutarların müdürlüklerine gönderilmesi gereğinin Maliye Bakanlığı Muhasebat Genel Müdürlüğüne iletildiğini, ancak ... Büyükşehir Belediyesi adına gönderilen herhangi bir tutar bulunmadığını, bu nedenle işveren borçlarının icraya intikal ettirildiğini, 6183 sayılı Yasa gereği icra takibi başlatıldığını, davacıya ödeme emri gönderildiğini, davalı Kurum hesabına aktarılmış bir tutar bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III-MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk derece Mahkemesi tarafından, davalı kurum tarafından genelge ve kanun kapsamında ayrılacak paydan Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığının borçlarının ödenmesi için talimatlandırma yapıldığı, bu talimatlandırma doğrultusunda Maliye Bakanlığı Muhasebat Genel Müdürlüğü'nden Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığının talepte bulunduğu, ...'nın genel bütçe vergi gelirlerinden kesinti yapılıp Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığının hesaplarına geçirildiği, davalı Kurumun borçları bildirip kesintilerin gönderilmesini istediği halde, bu yazı cevapları araştırılmadan veya araştırılma gereği duyulmadan, kanun ve genelgenin dışında ve davacı kuruma bu konu ile ilgili herhangi bir bildirim yapılmadan, tahsil edilen paralar hakkında icra takibi yapıldığı gerekçesi ile davanın kabulü ile, dava konusu ödeme emrinin iptaline karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi, Muhasebat Genel Müdürlüğü'nün 01.09.2016 tarihli mahkemeye verdiği cevabi yazıda; davacı belediyenin ocak 2016 gelirlerinden 1.455.746 TL'nin, 01.02.2016 tarihinde; Şubat 2016 gelirlerinden 3.710.531 TL'nin 29.02.2016 tarihinde ve mart 2016 gelirlerinden 2.043.056 TL'nin 31.03.2016 tarihinde aktarım yapılarak SGK'a ödendiğini, SGK'nın Muhasebat Genel Müdürlüğü'ne yazdığı 15.02.2016 tarihli yazıya göre, davacı belediyenin 14.01.2016 tarihi itibariyle tahakkuk etmiş prim, işsizlik sigortası primi, damga vergisi ve idari para cezası borçlarının gecikme zammı dahil toplam 5.753.587,82 TL olarak bildirildiği ve dava konusu işyerinin prim borçlarının aktarım yoluyla ödenmesi için Muhasebat Genel Müdürlüğü'nden talepte bulunulmadığı halde (14.02.2016 tarihli yazının eki listede bu işyerinin prim borçlarının bulunmadığı ) doğrudan icra takibine konu edildiği; 5779 sayılı İl Özel İdarelerine ve Belediyelere Genel bütçe Vergi Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakkında Kanun hükümleri uyarınca Büyükşehir Belediyelerinin SGK'ya olan prim borçlarının öncelikle bütçe gelir paylarından aktarım yolu ile ödenmesi, mümkün olmazsa 6183 sayılı Yasa hükümleri kapsamında tahsili yoluna gidilmesi gerektiğinden, mahkemenin ödeme emirinin iptaline ilişkin olarak vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine dair karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı Kurum vekili, Maliye Bakanlığına gönderilen kesinti talep yazısında tahakkuk eden son primlerin Kasım 2015 dönemine ilişkin olduğu, hâlbuki dava konusu ödeme emrinde Aralık 2015 ve Ocak 2016 dönemlerine ilişkin borçların da yer aldığı, bu dönemler yönünden verilen kabul kararının Kurum zararına yol açacağı, Kurumun dava açılmasına sebebiyet vermediği, çünkü Maliyenin gerekli bildirimleri yapmadığı, 63 adet seri dosyada her bir dosya için ayrı vekalet ücretine hükmedildiği, Aralık 2015 ve Ocak 2016 dönemlerine ilişkin borçlarının da dava devam ederken 23.11.2016 tarihinde ödendiğini söyleyerek kararın bozulmasını istemiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE ESASIN İNCELEMESİ:
Dava, ödeme emrinin iptali talebine ilişkindir.
5510 sayılı Yasa'nın “Primlerin ödenmesi” başlığını taşıyan 88. maddenin 16. fıkrasında, “Kurumun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanunun 51'nci, 102'nci, 106 ncı maddeleri hariç, diğer maddelerin uygulanacağı; Kurumun, 6183 sayılı Kanunun uygulanmasında Maliye Bakanlığı ile diğer kamu ve kuruluşları ve mercilere verilen yetkileri kullanacağı,” belirtilmiştir.
5779 sayılı İl Özel İdarelerine ve Belediyelere Genel Bütçe Vergi Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakkında Kanunun 7. maddesinde ''Bu Kanunda, il özel idareleri ve belediyelere, genel bütçe vergi gelirleri tahsilâtından ayrılacak paylar ile diğer kanunlarda bu idarelere verilmesi öngörülen paylar vergi hükmündedir. İl özel idareleri ve belediyeler ile bu idarelere bağlı kuruluşların ve bunlara ait tüzel kişilerin, 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre takip edilen Devlete olan borçları, 28/3/2002 tarihli ve 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun kapsamında tanımlanan Hazine alacağı niteliğindeki borçları, İller Bankasına olan borçları ile sosyal güvenlik kuruluşlarına olan borçlarına ve 10/7/2004 tarihli ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun geçici 3 üncü, 3/7/2005 tarihli ve 5393 sayılı Belediye Kanununun geçici 5 inci maddeleri kapsamında uzlaşma sağlanmış borçları ile bu maddeler kapsamındaki kuruluşlara olan ve 31/12/2006 tarihi itibarıyla tahakkuk etmiş ve uzlaşma sağlanmamış olan borçlarına karşılık, bu idareler adına her ay genel bütçe vergi gelirleri tahsilatı toplamı üzerinden ayrılacak tutardan, alacaklı idarelerin talebi üzerine, ilgisine göre Maliye Bakanlığı veya İller Bankası tarafından kesinti yapılarak alacaklı idarelere ödenir.'' düzenlemesine yer verilmiştir.
Kurumca ödeme emri düzenlenebilmesi için, bir kamu alacağının olması ve alacağın vadesinin gelmiş olması gerekmektedir. 5779 sayılı İl Özel İdarelerine ve Belediyelere Genel Bütçe Vergi Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakkında Kanun uyarınca, davalı Kurumun talebi ile davalı Belediyenin prim borçlarının öncelikle bütçe gelir paylarından aktarım yolu ile ödenmesi mümkün ise de; bu usul, alacaklı Kurum lehine getirilmiş bir kolaylık olup, alacaklının mutlak surette bu yolla alacağının tahsili yoluna gidip, olmazsa ödeme emri düzenleyerek takibe girişmesi şeklinde bir zorunluluk yoktur.
Somut olayda, davalı Belediyeye ait işyerlerinin 2015/4 ila 2016/1. dönemlerine ilişkin primlerinin ödenmediği gerekçesi ile davalı Kurum tarafından 01.04.2016 tarihli ödeme emrinin düzenlendiği, ödeme emrinin 12/04/2016 tarihinde davalı Belediyeye tebliğ edildiği, davacının ödeme emrinin iptali için 19/04/2016 tarihinde süresinde dava açtığı, 5779 sayılı İl Özel İdarelerine ve Belediyelere Genel bütçe Vergi Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakkında Kanunun 7. maddesi uyarınca, davalı Kurumun talebi ile davalı Belediyenin prim borçlarının öncelikle bütçe gelir paylarından aktarım yolu ile ödenmesi mümkün ise de; bu usulun, alacaklı Kurum lehine getirilmiş bir kolaylık olduğu, alacaklının mutlak surette bu yolla alacağının tahsili yoluna gidip, olmazsa ödeme emri düzenleyerek takibe girişmesi şeklinde bir zorunluluk olmadığı, bu nedenle Kurumun ödeme emri düzenlemesinde yasaya aykırı bir yön bulunmadığı dikkate alınarak Kurum alacaklarının ödeme emrinin düzenlendiği tarihden önce veya dava devam ederken tahsil edilip edilmediği Kuruma sorularak varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 02.12.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön