10. Hukuk Dairesi 2017/4697 E. , 2019/7495 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

10. Hukuk Dairesi 2017/4697 E. , 2019/7495 K.


'İçtihat Metni'

Mahkemesi : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
No : 2017/1036-2017/1055
Mahkemesi : Konya 3. İş Mahkemesi
No : 2016/55-2017/151

Dava, 2926 sayılı Yasa Kapsamında sigortalılık tespiti ve yaşlılık aylığı bağlanması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince verilen kararın temyizen incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı, 01/01/1998-31/08/2015 tarihleri arasında ihtilafsız 62 günlük SSK hizmetiyle çakışmayan sürelerde 2926 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olduğunun ve 02/09/2015 tarihli istemi nedeniyle 01/10/2015 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitini istemiştir.
II-CEVAP:
Davalı Kurum vekili, davacının 31/10/1997 tarihinde mevcut olan ve Kurum kayıtlarına intikal eden prim tevkifatına istinaden 01/01/1998 tarihinden itibaren sigortalılığının başlatıldığını, ziraat odası, tarım müdürlüğü, kamu kurum ve kuruluşları kaydı ve tapu kaydı bulunması gerektiğinden davacının 25/09/2006 tarihinden İlçe Tarım Müdürlüğü kaydı ve 13/04/2015 tarihinde Ziraat Odası kaydının başlaması nedeniyle tevkifatın yapıldığı yıla hizmet verildiğini, yeniden sigortalılığının ziraat odası ve tarım müdürlüğü kayıtlarının kuruma intikal ettiği 02/06/2011 tarihinden başlatıldığını, davacının 1709 gün prim sayısı bulunduğunu, yaşlılık aylığına hak kazanmadığını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Mahkemece, 'Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile, KISMEN REDDİNE,
Davacının 01/01/1998-31/12/2000 ve 01/07/2008-01/06/2011 tarihleri arasında 2926 sayılı yasa kapsamında tarım bağkur sigortalı olduğunun tespitine, fazlaya dair talebin reddine,
Yaşlılık aylığına hak kazındığına ilişkin talebin reddine,' dair hüküm kurulmuştur.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince; inceleme konusu mahkeme kararının, usul ve esas yönünden hukuka uygun gerekçesiyle, istinaf istemlerinin reddine karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı vekili, 6111 sayılı yasa kapsamında ödenen primlerin dikkate alınması gerektiği, hukuk güvenliği ilkesinin gözetilmesini, kurumun objektif iyiniyet kurallarına uyması gerektiğini belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, kurum işleminin yerinde olduğunu belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Dosya kapsamı incelendiğinde, 01.01.1998 - 31.12.1998, 02.06.2011 - 04.11.2014, 07.11.2014 - 28.02.2015, 30.04.2015 - 01.05.2015 tarihleri arasında 1709 gün süreyle 2926 sayılı Kanun kapsamında sigortalı kabul edilen davacının, 31.12.1997 tarihi dışında 6111 sayılı yasa kapsamında 23.02.2012 tarihinde ve sonrasında 25.08.2015 tarihinde prim ödemelerinin bulunduğu, 23.02.2012 tarihinde 6111 sayılı Kanun'a göre yapılandırma ve Geçici 17'nci madeye göre ihya borcu için yapılan ödemenin 01.01.1998-30.04.2008 dönemini (3719 gün) kapsadığı, 01.06.1987-02.01.2014 tarihleri arasında 354 gün SSK hizmetinin bulunduğu, 31.12.1997, Eylül 2009 ve Eylül 2011 tarihlerinde prim tevkifatının bulunduğu anlaşılmaktadır. Diğer taraftan, davacı adına yazılı 28.02.1999 tarihli müstahsil makbuzunun bankaya yatırıldığına dair banka dekont makbuzunun olmaması ve müstahsil makbuzunda da baba adı ve doğum tarihi yazılmadığından kimlik bilgilerinin yeterli olmaması nedeniyle işleme alınmadığı, yine 30.04.2000 tarihli müstahsil makbuzunun gereği için Antalya Sosyal Güvenlik il merkezine gönderildiği, dava dilekçesi ekinde bulundan özel şirket tarafından düzenlenmiş belgede, 30.06.2008-30.09.2012 tarihleri arasına ait kesintilerin gösterilmiş olduğu, mahkemece, davacının 01.01.1998 tarihinden itibaren 2926 sayılı Kanun kapsamında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak tescilli olması, 31.12.1997, 28.02.1999, 30.04.2000 tarihlerinde prim kesintisi yapılması gözetilerek 01/01/1998-31/12/2000 tarihleri arasında sigortalı kabul edilmesi, 30.06.2008-30.09.2012 tarihleri arasında süt teslimi nedeniyle prim kesintisi yapılması ve davacının 01.06.2011 tarihinden itibaren sigortalı kabul edilmesi dikkate alınarak 01/07/2008-01/06/2011 tarihleri arasında sigortalı kabul edildiği, yatırılan primler dikkate alındığında, Kurumun primleri uzun süre kullanmaması nedeniyle TMK 2. Maddenin uygulanma yeri bulunmadığından, talep konusu geri kalan kısım yönünden sigortalı olamayacağından hareketle fazlaya ilişkin talebin reddine karar verildiği anlaşılmış ise de; söz konusu hüküm eksik araştırma ve incelemeye dayalıdır.
A-Öncelikle davalı Kurum tarafından henüz dikkate alınmayan 28.02.1999 ve 30.04.2000 tarihli müstahsil makbuzları yönünden yeterli araştırma yapılmamıştır. 28.02.1999 tarihli makbuzda her ne kadar davalının adı ve soyadı yazıyor ise de, üzerindeki kimlik bilgileri yeterli olmadığından aidiyet hususunun aydınlatılması gerekmektedir. Bu tür aidiyet ve tespit davalarında gerçeğin tam olarak saptanması için, işin kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde etraflıca araştırılması gereği ortadır. Vazgeçilemez ve devredilemez nitelikteki temel haklardan olan sosyal güvenlik hakkının yaşama geçirilmesine yönelik tespit ve aidiyet davalarının kamu düzenine ilişkin davalardan olduğu gözetilerek, ihtilafa konu süredeki hizmetin kime ait olduğunun resen araştırma ile saptanması gereklidir. Bu nedenle davacı ile aynı ad ve soyadı bulunan şahıslar Türkiye çapında varsa tespit edilerek davacı ile benzer özellikleri bulunan (yaş, sigortalılık, faaliyet) ilgililerin bilgisine başvurulmak suretiyle bu hususun aydınlatılması gerekmektedir. 30.04.2000 tarihli makbuz yönünden ise Antalya ...’nun bu konuda yapmış olduğu işlemler irdelenmelidir.
B-30.06.2008-30.09.2012 tarihleri arasında süt teslimi nedeniyle prim kesintilerinin niteliğinin irdelenmesi gerekmektedir. Her ne kadar mahkemece özel şirket tarafından düzenlenen belge dikkate alınarak karar verilmiş ise de; bu belgeye dayanak belgeler (prim tahsilat listeleri, banka veya Kurum dekontları vb.) ikmal edilip karşılaştırma yapılmak suretiyle elde edilecek sonuca göre bir karar verilmelidir.
3- Davanın yasal dayanağı, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun geçici 7. maddesi delaletiyle mülga 2926 sayılı Kanunun 2,3,6,9 ve 10. maddeleri ve 5510 sayılı Kanunun 4. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendidir.
2926 sayılı Kanunun 2. maddesinde, Kanunla veya kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulan sosyal güvenlik kuruluşları kapsamı dışında kalan ve herhangi bir işverene hizmet akdiyle bağlı olmaksızın, 3. maddenin (b) bendinde tanımlanan tarımsal faaliyette bulunanların Tarım Bağ-Kur sigortalısı sayılacakları belirtilmiştir.
Anılan Kanunun 3.maddesinin (b) bendinde 'Tarımsal faaliyette bulunanlar: kendi mülkünde, ortaklık veya kiralamak suretiyle başkalarının mülkünde, kamuya mahsus mahallerde ekim dikim, bakım, üretim, yetiştirme ve ıslah yollarıyla veya doğrudan doğruya tabiattan istifade etmek suretiyle bitki, orman, hayvan ve su ürünlerinin üretimini, avlanmasını, avcılar ve yetiştiriciler tarafından muhafazasını, taşınmasını sağlayanlar veya bu ürünlerden sair bir şekilde faydalanmak suretiyle kendi adına ve hesabına faaliyette bulunanlar' olarak tanımlanmış, 5. maddesinde, sigortalı olmanın zorunlu olduğu, sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçilemeyeceği ve kaçınılamayacağı, 6. maddesinde ise, diğer sosyal güvenlik kuruluşları kapsamına tabi bir işte çalışanların, çalışmaya başladıkları tarihten bir gün önce, sigortalılıklarının sona ereceği hüküm altına alınmıştır. Ayrıca aynı Kanunun 9. maddesi Kuruma re'sen tescil yükümlülüğü yüklemiştir.
Anılan Kanunun 10. maddesine göre ise, kayıt ve tescil işlemlerinde valilik, kaymakamlık, özel idare, belediye, muhtarlık ve nüfus idareleri kayıtları ile, diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifleri ve birliklerinin T.Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının esas alınacağı bildirilmiştir.
5510 sayılı Kanunun 4. maddesinin 1. fıkrasının (b) maddesinde, köy ve mahalle muhtarları ile hizmet akdine bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan tarımsal faaliyette bulunanların sigortalı olacakları, anılan Kanunun 3. maddesinde ise tarımsal faaliyetin, “Kendi mülkünde, ortaklık veya kiralamak suretiyle başkalarının mülkünde veya kamuya mahsus mahallerde; ekim, dikim, bakım, üretme, yetiştirme ve ıslah yoluyla yahut doğrudan doğruya tabiattan istifade etmek suretiyle bitki, orman, hayvan ve su ürünleri elde edilmesini ve/veya bu ürünlerin yetiştiricileri tarafından; muhafazasını, taşınmasını veya pazarlanmasını,” ifade edeceği, 7. maddenin (b) bendinde sigorta hak ve yükümlülüklerinin “tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar için tarımsal faaliyetlerinin kanunla kurulu ilgili meslek kuruluşlarınca veya kendilerince, bir yıl içinde bildirilmesi halinde kaydedildiği tarihten, bu süre içinde bildirilmemesi halinde ise bildirimin Kuruma yapıldığı tarihten” itibaren başlayacağı, 9. maddenin 1. fıkrasının 5. bendi gereği sigortalılığın “Tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar için, tarımsal faaliyetinin sona erdiği veya 6 ncı maddenin birinci fıkrasının (ı) bendi uyarınca muafiyet kapsamına girdiği yahut 65 yaşını doldurması nedeniyle talepte bulunduğu tarihten,” itibaren sona ereceği, 6. maddenin (ı) bendinde ise, Kamu idarelerinde ve Kanunun ek 5 inci maddesi kapsamında sayılanlar hariç olmak üzere, tarım işlerinde veya orman işlerinde hizmet akdiyle süreksiz işlerde çalışanlar ile tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan; tarımsal faaliyette bulunan ve yıllık tarımsal faaliyet gelirlerinden, bu faaliyete ilişkin masraflar düşüldükten sonra kalan tutarın aylık ortalamasının, bu Kanunda tanımlanan prime esas günlük kazanç alt sınırının otuz katından az olduğunu belgeleyenlerin ve 65 yaşını dolduranlardan talepte bulunanların 5510 sayılı Kanunun kısa ve uzun vadeli sigorta hükümleri çerçevesinde sigortalı sayılmayacakları belirtilmiştir.
Kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunan ve bildirimsiz kalan sigortalılar için 5510 sayılı Kanunun 86.maddesinde öngörülen 'hizmet tespiti' davasına eşdeğer bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Anılan düzenlemede, kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takiben başlayacağının hükme bağlanmış olması karşısında, kayıt ve tescil, yada tescil yerine geçen iradi prim ödemesi veya prim tevkifatı öncesine isabet eden tarımsal faaliyet ve buna dayalı 'sigortalılığının tespiti' söz konusu olamayacaktır
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.05.2011 gün, 2011/10-230 Esas 2011/319 Karar sayılı, 29.02.2012 gün ve 2011/10-769 Esas 2012/107 karar sayılı ve 27.06.2012 gün 2012/10-292 Esas ve 2012/415 Karar kararlarında da açıkça belirtildiği üzere, davacının tarımsal faaliyetinin kesintisiz sürüp sürmediğinin tespiti için, Mahkemece; 1-Çekişmeli dönemde davacının nerede oturduğu; Nüfus Müdürlüğü, İlçe Seçim Kurulu Başkanlığı ve Muhtarlık kayıtları esas alınarak belirlenmeli,
2-Dönem içinde Ziraat Bankası, Kooperatif veya Birlikler aracılığıyla 'Tarımsal Amaçlı Kredi' kullanıp kullanmadığı araştırılmalı,
3-Dönem içinde ürün teslimatından dolayı prim kesintisi yapılıp yapılmadığı veya sigortalılık iradesini ortaya koyacak şekilde prim ödemesinin bulunup bulunmadığı araştırılmalı,
4-25.04.2006 gün 26149 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 5488 sayılı Tarım Kanunun 19. maddesi uyarınca Çiftçi Kayıt Sistemine dahil edilerek doğrudan gelir desteği alıp almadığı ve bu bağlamda davacının hangi ürünleri ekerek bunları nerelere sattığı, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunun 'Zirai kazanç, zirai faaliyet, zirai işletme, çiftçi ve mahsulün tarifi' başlıklı 52, 'Zirai kazançta vergileme' başlıklı 53, ve 'Vergi Tevkifatı' başlıklı 94 vd. maddeleri ile 213 Vergi Usul Kanununun 'Vergi kesenlerin sorumluluğu' başlıklı 11. maddesi kapsamında zirai kazançlarından dolayı vergi ödeyip ödemedikleri araştırılmalıdır. Konu ile ilgili Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 08.12.2010 gün ve 2010/10-580-647 sayılı kararında da açıkça belirtildiği üzere 'Tevkifat yapma ve kurum hesaplarına aktarma yükümü, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunun 94/11.maddesinde öngörülen çiftçilerden satın alınan zirai mahsuller için yapılan ödemelerden gelir vergisine mahsuben tevkifat yapma yükümüne paralel olarak getirilmiştir. Bakanlar Kurulu Kararı kapsamındaki gerçek ve tüzel kişiler, tarımsal faaliyette bulunan bu kişilerden satın aldıkları ürün bedellerinden tevkifat yapmakla yükümlüdürler.' Tevkifat suretiyle vergilendirilen çiftçiler yaptıkları satış ve hizmetleri dolayısıyla müstahsil makbuzu almak ve saklamak zorundadırlar.
5-Tarımsal faaliyeti kapsamında ilaç, gübre ve sulama parası ödeyip ödemediği, varsa bunların fatura ve belgelerinin nelerden ibaret olduğu, Ziraat Odası, Kooperatif veya Birliklere üyeliği varsa bu kuruluşlara düzenli bir şekilde aidat ödeyip ödemediği araştırılmalı, tarımsal faaliyete elverişli tapulu taşınmazının bulunup bulunmadığı, tarımsal faaliyetin taşınmaz kiralanması yoluyla gerçekleştirildiğinin savunulması halinde; taşınmazların, kimden hangi yıllar için kiralandığı, kiracının; kiralama yoluyla faaliyetini yürütmeye elverişli alet ve edavatının bulunup bulunmadığı araştırılmalı, traktörünün bulunduğunun ileri sürülmesi halinde, traktörün hangi tarihte satın alınıp ilgilisi adına trafiğe tescil edildiğini gösteren fatura ve trafik tescil belgesinin celp edilmeli,
6-Hayvan yetiştiriciliği bulunduğunun ileri sürüldüğü hallerde, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 01.06.2011 gün ve 2011/10-306-365 sayılı kararında da belirtildiği üzere 16.05.1986 tarihinde yürürlüğe giren 3285 sayılı Hayvan Sağlığı ve Zabıtası Kanununun 22. maddesi kapsamında hayvanlarına ilişkin menşe şehadetnamesinin bulunup bulunmadığı tespit edilerek, büyük ve küçükbaş hayvanlarına ilişkin istatistik bilgileri ve bu hayvanlara ilişkin yapılması zorunlu bulunan periyodik aşılara ilişkin bilgiler İlçe Tarım Müdürlüklerinden sorulmalı, köy muhtarı ve ihtiyar heyeti üyeleri gibi tarımsal faaliyetin varlığını yakından bilebilecek durumdaki tanıklar dinlenilerek sigortalılık olgusunun varlığı hiçbir duraksamaya yer vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturulmalıdır.
Ayrıca 2926 sayılı Kanunun 6.maddesinde belirtilen şekilde sigortalılığın sona erip ermediği araştırılmalı ve bu bağlamda çekişmeli dönemde 506 sayılı Kanun kapsamında SSK sigortalılığı ya da 1479 sayılı Kanun kapsamında zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı varsa ve bu sigortalılık süresi makul süreyi aşmışsa, HGK'nun 14.02.2007 gün, 2007/21-73-71 sayılı ve 14.03.2012 gün, 2011/10-804-152 sayılı kararları göz önünde bulundurularak sigortalılığın sona erdiği olgusu da dikkate alınmalıdır.
Somut olaya dönüldüğünde, mahkemece (A) ve (B) ibareli bentlerdeki araştırma yapıldıktan sonra faaliyete uzun süre ara verildiğinin anlaşılması durumunda, yeniden tescil için prim ödeme veya tevkifat kesintisinin gerekli olduğunun gözetilmesi gerektiği, diğer durumda ise yukarıda belirtilen ayrıntılı araştırmanın yapılarak varılacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak, İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi kararının, HMK'nın 373/1 maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine ve kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 16.10.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön