10. Hukuk Dairesi 2016/15891 E. , 2019/7120 K.
'İçtihat Metni'
Mahkemesi :İş Mahkemesi
No : 2016/226-2016/390
Dava, yol yardımlarının sigorta primine esas kazanca dâhil olmadığının tespiti ve yersiz ödenen sigorta ve işsizlik sigortası primlerinin istirdadı istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde, davanın kabulüne dair karar vermiştir.
Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı şirketin talebinin 01.01.2004-30.09.2008 tarihleri arasına yönelmesi karşısında, davanın yasal dayanağı, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 4958 sayılı Kanunun 36. maddesi ile değişik 77. maddesi olup, anılan maddede; “Sigortalılarla işverenlerin bir ay için ödeyecekleri primlerin hesabında:
a)Sigortalıların o ay için hak ettikleri ücretlerin,
b)Prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkaktan sigortalılara o ay içinde ödenenlerin,
c)İdare veya kaza mercilerince verilen karar gereğince (a) ve (b) fıkralarında yazılı kazançlar niteliğinde olmak üzere sigortalılara o ay içinde yapılan ödemelerin, brüt toplamı esas alınır.
Şu kadar ki, ölüm, doğum ve evlenme yardımları, yolluklar, kıdem, ihbar ve kasa tazminatları, aynî yardımlar ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca miktarları yıllar itibariyle belirlenecek yemek, çocuk ve aile zamları, sigorta primlerinin hesabına esas tutulacak kazançların aylık tutarının tespitinde nazara alınmaz. Bunların dışında her ne ad altında ödeme yapılırsa yapılsın tüm ödemeler prime tabi tutulur…” denilmektedir. “Bunların dışında her ne ad altında ödeme yapılırsa yapılsın tüm ödemeler prime tabi tutulur” bölümü 4958 sayılı Kanun ile anılan maddenin ikinci fıkrasına son cümle olarak eklenmiştir.
Görüldüğü gibi, anılan madde hükmünde hangi kazançların prim hesabına esas alınamayacağı sayma yöntemiyle belirlenmiş olup, Türk hukukunda egemen olan kurala göre, ayrık hükümler genişletici değil, daraltıcı yoruma tabidirler ve anılan kural, 23.05.1960 tarihli 11/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulanmıştır.
Bu kararda sigortalılara ödenen yemek paralarının ayni yardım niteliğinde bulunduğu sonucuna varılmış ve prime esas kazancın belirlenmesinde dikkate alınamayacağı görüşü benimsenmiştir. Bunun dışında Yargıtay uygulamasında bazı kararlarda, teknik personele ödenen şantiye ve arazi zammını, hasta sigortalıya ödenen geçici iş göremezlik ödeneği, toplu iş sözleşmesi gereğince sigortalıya ödenen araç ücreti, çiğden verilen erzak, elbise dikiş ücreti, yol ve yakıt parası ve toplu iş sözleşmesi gereğince sigortalıya ödenen yemek parası aynî yardım niteliğinde görülmüştür. Anılan nitelikte ödemelerde, ödeme yapılan süreye ilişkin herhangi bir ayrım yapılmamıştır.
Uygulama ve öğretide kabul edildiği üzere ücret, görülen bir işin karşılığında çalışana işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve nakden ödenen meblağdır. Bu duruma göre işverence ödenen yol parasını, görülen bir işin karşılığı değil, 506 sayılı Kanunun 77/2. maddesinde sayılan istisnalar kapsamında ücrete dâhil edilmeyecek ödemeler arasında yer alan' ayni yardım' olarak tanımlamak ve yol yerine bedelinin verilmiş olması nedeniyle bu yardımın niteliğini değiştirmemek gerekir. Aksinin kabulünün yol yardımını ayni olarak ödeyen işverenle para olarak ödeyen işveren arasında eşitsizlik yaratacağı açıktır. 24.05.1974 gün, 2/6 sayılı içtihadı birleştirme kararı da bu yöndedir.
Somut olay bakımından ise, mahkemece dava konusu edilen yol yardımlarının sigorta primine esas kazanç matrahına dâhil edilmemesi gerektiğine dair yaklaşım isabetli ise de, yol yardımları yapılıp yapılmadığı ile prime esas kazanç içerisinde değerlendirildiği iddiası üzerinde durulmalı ve kuruma yapılan yersiz ödeme miktarının ve iadesi gereken miktarın yöntemince belirlenmesi gereklidir.
Bilindiği üzere; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 190. Maddesinde, 'İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.'; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun(TMK) 6. maddesinde, 'Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.' şeklinde yer alan hükümlerle, açılmış bir davada ispat yükünü kural olarak davacıya yüklendiği tartışmasızdır.
Eldeki davada, mahkemece, sigortalılara yol yardımı olarak verildiği iddia edilen ücret ve tutarlarının 506 sayılı Yasanın 77’nci maddesinin a,b,c bentlerinde yazılı tutarları aşan miktar içerisinde olduğuna dair ispat yükümünün davacı şirkete ait olacağı dikkate alınmalı, bu nedenle işverenin gayri resmi kayıtlarına itibar edilemeyeceği ve bu konuda resmi nitelikteki belge ile ispatın mümkün olduğu gözetilmek suretiyle bir karar verilmelidir. Davacı şirketin dosya arasına sunduğu ve Kurumca doğrulanıp doğrulanmadığı anlaşılmayan bordro icmallerinde yer alan tutarlar esas alınarak, kurumdan sorulmaksızın hesap yapılmak suretiyle 01.01.2004-30.09.2008 tarihleri arasında ödediği belirtilen yol paraları dikkate alınmış ise de, davalı kurum cevabi yazısına göre, prim tahakkukuna esas bordroların içeriğinde yol yardımı olarak kayıtlı olan bir tutar veya bölümün bulunmadığına göre, öncelikle, davacının işyerine ait tüm dönem bordroları ve özellikle davalı Kurumun her bir işyerinde çalışan, her bir sigortalı ve her bir dönem bazında sigorta primine esas aldığı kazanç tutarı ile esas alınması gereken kazanç tutarları karşılaştırılmalı ve davalı Kurumun, sigortalılara yapılan yol yardımları ödemelerinden haberdar olup olmadığı ile prime esas kazanç matrahını belirlerken, bu yardımları ücrete dâhil edip etmediği hususu üzerinde duran, yersiz alınan primler yönünden işveren hissesini de gözeten, hesap yöntemi ve içeriği itibari ile denetime elverişli şekilde bir rapor aldırılması ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, davacı şirketin gönderdiği ve hükme esas alınamayacak, denetime elverişli olmayan raporun esas alınması suretiyle yazılı şekilde karar tesisi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Kabule göre de, yol yardımlarının, prime esas kazanç matrah içerisine dâhil edilerek prim tahakkuk ettirildiğinin mahkeme kararı ile ortaya çıkmış olması nedeniyle Kurum aleyhine vekâlet ücreti tayini isabetsizdir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın, eksik inceleme ve hatalı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları nazara alınmalı ve davacı şirket temyizinin bulunmaması nedeniyle davalı kurum lehine oluşan usuli kazanılmış hak durumu da gözetilmek suretiyle yeniden bir karar verilmek üzere, hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 08.10.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
10. Hukuk Dairesi 2016/15891 E. , 2019/7120 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 39 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 207 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 77 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 82 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 43 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 83 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 82 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 49 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 39 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat