10. Hukuk Dairesi 2016/14543 E. , 2019/1875 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

10. Hukuk Dairesi 2016/14543 E. , 2019/1875 K.


'İçtihat Metni'

Mahkemesi :İş Mahkemesi

Dava rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum vekili ile ... Sigorta A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Kurum, 09.06.2010 tarihli trafik iş kazası sonucu yaralanan sigortalıya bağlanan gelir ile yapılan masraf ve ödemelerden oluşan Kurum zararının tahsilini talep etmiştir.
1-Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Kanunun 21. maddesidir. Davalıların rücu alacağından sorumluluğu, ancak maddede öngörülen koşulların gerçekleşmesi halinde mümkündür. Bu maddeye dayanan rücu davalarında kusurun belirlenmesinde, mahkemece, öncelikle iş kazasının ne şekilde olduğu, dosya içeriğindeki tüm deliller takdir olunarak, varsa çelişki giderilerek belirlenmeli ve kabul edilen maddi olgular doğrultusunda, kusur oran ve aidiyeti konusunda bilirkişi incelemesine gidilmelidir.
Mahkemece davalı ... hakkında yürütülen ceza yargılaması sırasında kusuru olmadığı gerekçesiyle beraatına karar verilmesi nedeniyle onun yönünden verilen red kararı yerinde ise de, davalı ... Metal Ev Gereçleri Tekstil San. ve Tic. Ltd. Şti.'nin işveren, ... ile ... Turizm Nak. Day. Tük. Gıda Pet. Ürn. Tic. San. Ltd. Şti'nin 3. kişi konumunda olduğu ve ...'nun sorumluluğunun 5510 sayılı Yasa’nın 21/4. maddesi kapsamında kaldığı belirgin olup, kabule göre de bilirkişi raporlarında ...'na kusur izafe edilmesine rağmen kurum zararından sorumlu tutulmaması usul ve yasaya aykırıdır.
2-Yasa Koyucu tarafından, 25.02.2011 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren, 13.02.2011 tarih 6111 sayılı Yasa'nın 59. maddesi ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 98. maddesi değiştirilmiş, anılan değişiklik ile trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı esası getirilmiştir.
6111 sayılı Kanunun, yayımı tarihinde yürürlüğe giren Geçici 1. maddesi ile de, bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedelleri, yine Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı belirtilmiştir.
Tedavi giderleri kapsamında, sigorta şirketinin, motorlu araç işletilmesinden kaynaklanan sorumluluğun zorunlu olarak sigorta teminatına bağlanması nedeniyle yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı Yasa ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır. Bu haktan, sigorta sözleşmesinin tarafı olan işleten ve şoförlerinin de yararlanması gerekmekte olup, zorunlu mali mesuliyet poliçesi limiti kapsamında kalan tedavi giderleri nedeniyle, adı geçenlerin de sorumlulukları sona erecektir.
Bu yasal çerçevede, davalı sürücünün kullandığı aracın kaza tarihi itibariyle geçerli bir zorunlu mali mesuliyet poliçesinin bulunup bulunmadığı yöntemince araştırılarak, bulunduğu belirlenirse, Hukuk Genel Kurulu’nun 13.03.2013 gün 2012/10-1156 E. 2013/339 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere, anılan yasal düzenlemeler sonrasında, trafik kazaları sonucu genel sağlık sigortalılarına yapılan sağlık giderlerinin, zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi limiti kapsamında kalan kısmı yönünden sigorta şirketlerinin ve sürücünün sorumluluğunun ortadan kalktığı ve Kurumun rücu imkânının kalmadığı; aksi takdirde tedavi giderleri nedeniyle ortaya çıkan Kurum zararını kusurları ölçüsünde işleten ve sürücünün tazminle yükümlü oldukları gözetilerek karar verilmesi gerekir.
Eldeki davada, sigorta şirketinin tedavi giderlerinden sorumlu olmadığının gözetilmemesi usul ve yasaya aykırıdır.
3-2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 91. maddesine göre, işletenler motorlu taşıtların kullanılmasından doğan, üçüncü kişilere verdikleri zararları karşılamak üzere zorunlu mali mesuliyet sigortası yaptırmak zorundadırlar. Sigorta şirketi, araç sahibinin, gerek müstahdeminin kusurundan ve gerekse, bizzat kendi kusurundan doğacak mali mesuliyetini temin etmektedir. Bu yönden sigorta şirketleri işletenin ya da şoförlerinin, kusurları ile neden oldukları olaydan dolayı doğan mali sorumluluklarının belirli limit dâhilinde kefili durumundadır. Karayolları Trafik Kanuna göre zorunlu mali mesuliyet sigortası yaptırmak zorunlu bulunmakla beraber, bu tür sigorta sözleşmesi de diğer sözleşmeler gibi sigorta ettiren ile sigortacı arasında karşılıklı ve birbirine uygun irade açıklaması ile sigorta sözleşmesi poliçeye bağlanmak suretiyle kurulur.
Ne var ki, sigorta şirketinin 2918 sayılı Kanun kapsamında poliçeye dayalı akdi sorumluluğu nedeniyle, poliçe limitini teşkil eden miktarın sigortalı ya da hak sahiplerine ödediğinin geçerli belgelerle kanıtlanması durumunda; sigorta şirketlerinin mükerrer ödeme ile karşı karşıya bırakılmaması bakımından ödediği miktar kadar sorumlu tutulmaması, yargılama giderleriyle vekâlet ücretinden sorumluluğun da, poliçe limiti kapsamındaki ödeme yükümlülüğüyle orantılı olarak belirlenmesi gerekir.
Eldeki davada, davalı ...Ş.'nin ödeme yaptığı yönündeki iddiasının araştırılmaması usul ve yasaya aykırıdır.
4- İMSS Genel Şartlarına göre İMSS sigortasının, zararın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası hadlerinin üzerinde kalan kısmını, poliçede yazılı hadlere kadar temin edeceği düzenlemiştir. Hal böyle olunca ZMSS poliçe limiti uyarınca sigortanın sorumluluğunun belirlenmesi, temin edilmeyen zarar miktarının ise İMSS poliçe limitini aşmayacak şekilde İMSS poliçesinden karşılanması gerekir.
Eldeki davada, ZMSS poliçe limiti ile temin edilmeyen zarar miktarının İMSS poliçe limitini aşmayacak şekilde İMSS poliçesinden karşılanması gerekirken İMSS sigorta şirketinin eksik inceleme ile tazminat ile yükümlü tutulmaması usul ve yasaya aykırıdır.
Mahkemece açıklanan bu maddi ve hukuki esaslar gözetilmeden yanılgılı değerlendirme ile yazılı biçimde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, Kurum vekili ile ... Sigorta A.Ş. vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve davacı kurum lehine oluşan usuli kazanılmış hak gözetilerek bir karar verilmek üzere hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan ... Sigorta A.Ş.'ye iadesine, 04.03.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi
Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön